Bugun...


GÜLDEN SÖKELİOĞLU

facebook-paylas
Gerçekleşen Hayâller!
Tarih: 02-02-2024 19:01:00 Güncelleme: 02-02-2024 19:01:00


       Ülkemizin gündemi o kadar yoğunki, bunalmamak mümkün değil. O nedenle bu haftaki yazımda bir hikâye yazmak istedim.

          *

       Selma, Ege'nin şirin bir ilçesinin bir köyündendir. İlkokulu bitirince ailesi fakir olduğu için, O'nu ilçedeki ortaokula gönderememiştir. Ama küçük Selma'nın aklı fikri okuldadır. Kendini arkadaşlarıyla okulda ders dinlerken hayal etmektedir.

İlerde öğrencilerini eğiten bir öğretmen olmak; en büyük hayâlidir.

       Ama Selma'nın bu hayâli suya düşer...

Tarlada, çiftçi olan babasına; evde, annesine ev işlerinde yardım etmekte ve hatta küçük kardeşlerine bakmaktadır.

Besledikleri hayvanların bakımını ve süt sağımı işini de yapmaya başlar. Artık, her işe yetişen, çok becerikli bir kız olmuştur. 'Öğretmen olma hayâli onu kor gibi yakmakta; gece rüyalarında öğretmen olduğunu görmektedir.

Aradan geçen yıllar içinde Selma, iyice serpilir ve köyün en güzel kızı olur. Tabii bu arada kısmetleri artar. O, evlenmek istemiyor, öğretmen olmak istiyordu. Ama ailesine daha fazla direnemez ve şehirde maliyede çalışan, hali vakti yerinde bir ailenin oğlu olan Ömer ile sözlediler.

       Selma, köydeki işlerin ağırlığından bunaldığı için bir yerde evliliği 'kurtuluş' olarak da görüyordu.

       Sözlendikten 6 ay sonra Selma, davullu zurnalı bir köy düğünü ile evlendi ve şehre gelin gitti. Görücü usulüyle evlendikleri için eşi Ömer'in karakterini, huylarını yeni yeni öğreniyordu.

       Kayınpederi öldüğü için kayınvalidesi onlarla birlikte kalıyordu. Kayınvalide Esma, evin tek oğlu olan Ömer'i gelini Selma ile paylaşamıyor; sürekli 'köylü kızı' diye aşağılıyordu. Sürekli iş buyuruyor, yaptığını beğenmiyor, yeniden yaptırıyor; Selma biraz söylenecek gibi olursa,

"Seni oğluma şikâyet ederim" diyordu.

Esma Hanım, kendini beğenmiş,  burnu büyük bir kadındı. Selma'yı oğluna layık görmemişti ama Selma'nın güzelliğine vurulan oğlunu da kıramamış ve bu evliliğe zoraki razı olmuştu.

Oğlu işe gittiği zaman gelinine hayatı dar ediyordu.

       Selma, 1 yıl sonra ilk bebeğini dünyaya getirdi. Kız bebeğe eşi, annesinin ismini verdi; Selma'nın fikrini bile sormadılar. Selma, sevmediği ama eşinin annesi olduğu için saygı duyduğundan Esma ismini istemese de sesini çıkaramadı. Artık yükü daha da artmıştı;

bir yandan ev işleri, bir yandan çocuğunun bakımı derken çok yoruluyordu... Yatağa girer girmez hemen uyuyup kalıyordu.

       Aradan yıllar geçti; kayınvalide yaşlandı ve yatağa bağımlı hale geldi.  Gençliğinde aksi ve kötü bir insan olan Esma Hanım, yaşlanınca ve hasta olunca da aynı huyunu devam ettirdi. Yemek getiren, yediren, temizliğini yapan gelinine güzel bir söz söylemiyor, hep surat asıyordu. Yıllar böylede geçip gitti. O'nu teselli eden tek şey yalnızken eşinin, "Sen anneme aldırış etme, onun huyu öyle" demesi ve güzel kızının annesini teselli etmeleriydi. Yoksa ihtiyar kadının kahrı ve lafları çekilecek gibi değildi.

       Esma Hanım, ömrünün sonuna geldiğinin farkındaydı. Gelinine çok eziyet ettiğini ama gelininin ona saygıda kusur etmediğini ve çok iyi baktığını biliyordu. Son nefesini vermeden helalleşmek istedi, " Sana çok çektirdim, hakkını helal et, gelinim" dedi. Selma, aldığı aile terbiyesi gereği, "Helâl olsun, anne" dedi. Gözlerinden iki damla yaş dökülen Esma Hanım, son nefesini verdi. Başsağlığına gelenler, yapılan dualar,  hayırlar ve okutulan mevlitlerden sonra ev hayatı normale döndü. Artık evleri daha huzurlu ve aile daha mutluydu.

       Selma, okula başlayan kızının derslerine yardımcı oluyor, sanki öğrencilik yıllarına geri dönüyordu. Esma, ilkokulu başarılı bir dereceyle bitirdi.

Selma, kızı ortaokula gideceği zaman içindeki okuma aşkı yeniden alevlenir. Eşine;  ortaokulu ve liseyi açıköğretim'den okumak istediğini, sonra da öğretmen olmak. İstediğini söyler. Ömer, eşinin söyledikleri karşısında, " Bunu da nereden çıkardın?" dese de eşinin kararlılığı ve kızının ısrarı üzerine kabul etmek zorunda kaldı... Ve Selma'nın Açıköğretim Ortaokulu'na kaydı yaptırılır. Artık çok mutludur. Kitapları gelince çocuk gibi sevinir. Kızıyla birlikte derslere çalışır, sınavlara girer ve en iyi puanları alır.

Selma, kızıyla notlarını yarıştırmaktadır...

Ve sonunda ikisi de ortaokulu en iyi dereceyle bitirirler. Anne ve kızı, çok mutludur. Ömer'de bu mutluluğa ortak olur.

       Esma, liseye giriş sınavında çok güzel bir puan alır ve sonunda Fen Lisesi'ni kazanır. Selma'nın da Açıköğretim Lisesi'ne kaydı yapılır. Anne- kız yine birlikte ders çalışırlar ve yıllar geçer; pekiyi dereceyle mezun olurlar.

       Anne ve kızı birlikte üniversite sınavına girerler. Sınav sonucunu heyecanla beklerler ve bir ay sonra sonuç açıklanır. Artık ikisinin de hayallerine ulaşması daha yakındır. Çünkü istedikleri puanlar gelmiştir. Herkes çok mutludur. Selma ve kızı Esma, istedikleri okulları yazarak tercihlerini yaparlar ve sonuçların açıklanmasını beklerler... Sonunda tercih sonuçları gelir... Esma, çok istediği

Ege üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazanmıştır. Doktor olacağı için çok mutludur... Selma ise,

9 Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf öğretmenliğini kazanmıştır.

Evde bayram havası vardır. Ömer, hem eşinin hem de kızının başarısını kutlar.

       Ömer, İzmir'e tayin ister. Eşinin ve kızının üniversiteye kayıtları yapılır. Tayin emri gelince İzmir'e taşınırlar.

       Selma, hayalindeki okula başladığı için çok sevinçlidir. Yalnız okuldaki tüm öğrenciler, kızı yaşında olduğu için Selma, önce yadırganır ama kısa sürede birbirlerine alışırlar.

Esma' da okulunu, öğretmenlerini ve arkadaşlarını çok sever. Anne- kız, derslerine çok çalışırlar ve yıllar sonra ikisi de iyi dereceyle mezun olurlar. Selma ve kızı Esma ideallerine kavuşmuştur, artık.

Çok mutludurlar. Selma, tayin ister ve İzmir'in ilçelerinden Bayındır'ın bir köyüne sınıf öğretmeni olarak atanır. Her gün 1 saat yol gidip gelse de hiç yorulmaz. Çünkü hayalindeki ilkokul öğretmenliğine ve çok sevdiği öğrencilerine kavuşmuştur.

Esma' da doktor olduktan sonra, çocuk doktoru olmak için uzmanlık sınavına girer. Sınavı kazanmak için gece gündüz çok çalışır...

Ve sonunda beklediği müjdeli haber gelir.

Sonra çocuk doktoru olarak tayini Hakkari'ye çıkar. Esma, hemen babasıyla yola çıkar. Uzun bir yolculuktan sonra Esma, hastanede göreve başlar. Doktor arkadaşlarıyla iyi bir ekip oluşturur ve hayatları kurtarırlar... Hasta çocukları ve insanları iyileştirirler. Esma, doktor arkadaşlarından biri olan Kadın- Doğum doktoru Hüseyin ile anlaşır, evlenirler, iki çocukları olur ve çok mutlu olurlar.

 

          *

       Siz, siz olun; hayâllerinizin ve ideallerinizin peşinden gidin... Eninde sonunda gerçekleşir.



Bu yazı 9860 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI