Muğla ilinin Menteşe ilçesi sınırları içinde yer alan ormanlık ve tarım arazilerinin bulunduğu Deştin’de kurulmak istenilen çimento fabrikasına karşı; doğaya ve tarım alanlarına zarar vereceği gerekçesiyle bir direniş sergilenmektedir. Deştin Çevre Platformu üyeleri tarafından sürdürülen bu mücadele, Bilirkişi raporları doğrultusunda mahkeme kararlarıyla haklılık kazanmıştır. Bu mücadelenin tarihçesi 30 yıl geriye doğru gitmektedir.
TEMA verilerine göre Muğla ilinin yüzde 59’u maden arama ve işletme ruhsatına sahip. İlin yüzde 68’i de ormanlık alan. Maden arama ve işletme ruhsatları tamamen hayata geçirildiğinde, Muğla ilinde %9’luk bir ormanlık alan kalacaktır. Bu da ilin çölleşmesi ve kuraklaşması anlamıma gelir.
Bu nedenle ilin ormanlık alanları, verimli tarım arazileri, yeraltı su kaynakları, tarihi ve kültürel mirası tehlike altındadır. Vahşi madencilik anlayışı ile elde edecekleri ranttan başka bir şeyi düşünmeyen sermaye çevreleri; ülke genelinde yarattıkları tahribat kadar Muğla il genelinde ve Milas’ta da işbaşındadırlar. Milas ve Bodrum’u besleyen su havzalarının bulunduğu Akbelen bölgesindeki ormanlar, zeytinler; iktidar desteğiyle LİMAK-İÇTAŞ sermaye grubu için yok edildi.
Milas ilçe sınırları içinde 44 maden firması faaliyette ve onlarcası da faaliyete geçmek için çabalıyor. Latmos ve Labranda’nın bulunduğu Beşparmak Dağları, feldspat ve mermer ocakları için kazılıyor, patlatılıyor ve ağaçlar kesiliyor…
Ilbıra dağı da madencilik faaliyetlerinden dolayı zarar görüyor.
Her insan doğal zenginliklerine, çevresine, suyuna, havasına, tarihine ve kültürüne, ülkesinin geleceğine sahip çıkmak zorundadır.
Maden uğruna Muğla coğrafyasının talan edilmesine izin verilmemeli. Biz bu doğayı atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan ödünç aldık.