Bugun...


Nevzat Çağlar TÜFEKÇİ

facebook-paylas
YAZILI VE GÖRSEL BASIN HABERLERİNDE ÇOCUK SUNUMLARI(*)
Tarih: 06-02-2021 19:54:00 Güncelleme: 06-02-2021 20:26:00


1- Çocuk Hakları Sözleşmesi Bağlamında Gazetecilik Sorumluluğu

1989 yılında, Birleşmiş Milletler, çocukların kendilerine özgü özel bir sözleşmeye ihtiyaç olduğuna karar vermiştir. Çocuklar ve gençler için bu haklar dizisi Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS) olarak adlandırılmıştır. Sözleşmeye göre, 18 yaşın altındaki insanlar ırk, din, cinsiyet veya yetenek farkı gözetmeksizin, düşünceleri veya söyledikleri her ne olursa olsun ve nasıl bir aileden gelirlerse gelsinler bu haklara sahip olduğudur.

"Bu sözleşmenin en önemli maddesi Korunma Hakkıdır. “Korunma Hakkı, çocukların her türlü istismar, ihmal ve sömürüden korunmalarını gerektirir. Mülteci çocuklar için özel koruma, çalışan çocuklar için güvenceler, herhangi bir istismar veya sömürüye maruz kalmış çocukların korunması ve rehabilitasyonu gibi konuları ele almaktadır.” (UNİCEF, 2007: 17)

Gazetecilik, kamu adına görev yapılan bir meslek olduğu için çok önemlidir. Gazetecilerin, gazetecilik meslek ve etik ilkelerini bilmeleri ve haberlerini de bu ilkeler doğrultusunda yapmaları, haberlerde isimleri geçenlerin kişilik haklarının korunması bağlamında sorumlu davranılması gerekmektedir. Gazeteciler, çocuklarla ilgili haber yazarken, röportaj yaparken, fotoğraf ve film çekerken onlarla ilgili düzenlemelere dikkat etmeleri gereklidir.

"Çocukların hakları kamu hukukunda ve özel hukukta yer alan çeşitli yasalarda ayrı ayrı belirtilmiştir. Çocuğun devlet ve devlet kurumlarıyla olan ilişkilerinde sahip oldukları haklar ve aile ilişkilerindeki hakları çeşitli yasa ve yönetmeliklerde belirtilmiştir." (UNİCEF, 2007: 20)

1999 yılında Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen uluslararası toplantıda, “Çocuk-Medya” ilişkisi üzerinde durulmuş ve çocukların medyaya katılımı ve medya şiddetinden korunmasıyla ilgili maddeler belirlenmiştir. ‘Oslo Çağrısı’ olarak ta nitelendirilen bu toplantıda çocukların medyaya erişim hakları ile medyanın çocuk haklarını korumadaki rolü belirlenmiştir. Bu toplantıda konular, şu başlıklar altında ele almıştır:

i)Çocukların yeni medya da dâhil olmak üzere, medyaya erişim hakkı.

ii)Çocukların medya eğitimine ve okuryazarlığına erişim hakkı.

iii)Çocukların medyaya katılma hakkı.

iv)Çocukların medyadan ve ekrandaki şiddetten korunma hakkı.

v)Medyanın çocuk haklarını koruma ve tanıtmadaki rolü. (UNİCEF, 2007: 5)

Anaakım medya; haberlerinde, çocukları bir olumsuzluk ya da bir şirinleştirme figürü olarak sunmakta, haberlerinde onların haklarının korunmasına yönelik bir çaba içine girmemekte ve popüler kültür doğrultusunda malzeme yapmakta, kalıp yargılar üretmektedirler.  Bir olayda ya da olguda, yasalarla çelişkiye düşen çocuklar ancak ‘fobik temsil kategorisi’ içerisinde yer alarak, haber bağlamında topluma sunulmaktadır. Böylelikle çocuklar bir suç makinesi figürü haline getirilmektedir. Bu durum, basın meslek ve etik ilkelerine sahip olan bir gazeteci, bir basın mensubu için doğru olmayan bir meslek icrası/uygulamasıdır. Gazeteci haberini yaparken; haberin olay örgüsündeki sosyolojik, psikolojik vd. nedenleri göz önünde bulundurması gerekmektedir.

Anaakım medyanın, kalıp yargılar üreterek, çocuklara ilişkin temsiller ürettiği bir diğer konu ise çocuklardır. Haberde, ‘Sokakta yaşamaya itilen çocuklar’ ifadesi yerine; ‘sokak çocukları’ ve ‘tinerciler’ kavramlarının ağırlıklı olarak seçildiği görülmektedir. Haber öykülerinde konu edilen çocukların sürekli mi yoksa geçici bir süre için mi sokakta yaşamak durumunda bırakıldıkları sorusunun yanıtını medya, izleyicilerine sunulmamaktadır. Bir haberci için burada şu soruların sorulması gerekir:

"(Bu çocuklar) ailelerinden ne zaman kopmuşlardır? Ebeveynler tarafından terk mi edilmişler, yoksa kaçmışlar mı? Neden diğer çocuklar gibi evde ya da okulda değil de sokaktalar? Bu ve benzeri önemli soruların yanıtları, ne yazık ki “sokak çocukları” gibi adeta süreci doğallaştıran, basmakalıp bir ifadenin altında yok olmakta, konunun asıl önemli boyutları görünmez kılınmaktadır." (UNİCEF, 2007: 36)

Medya profesyonelleri; çocuğun da bir birey olduğunu ve haber sunumlarında onların haklarının korunması gerektiğini bilmeli, basın meslek etik ve ilkeleri doğrultusunda hareket edebilmeli, popüler kültür ve pazarlama stratejileri gereği bu hakları ihlal eder konumda olmamalıdırlar. Oysa günümüz medyasında, bazı durumlarda ticari kazanç dürtülerinin ağır basması durumunda, etik değerler rafa kaldırılmakta ve gözardı edilebilmektedir.

"Medya profesyonelleri; çocuk haklarını koruma girişimlerini takip ederek ve çocuklara yönelik taahhütlerini yerine getirmeyenleri eleştirerek, çocuk haklarını gündemde tutmakla sorumludur. Ancak ticari baskılar, medyanın bu sorumluluktan kaçınmasına neden olabilirken; medya kuruluşlarının ticari kaygıları ağır bastığında; etik ilke ve standartları ihmal ettiği görülebilmektedir." (UNİCEF, 2007: 40)

Etik ilkeler; gazetecilerin çalışmalarında ve haberlere ilişkin karar alma sürecinde rehberlik etmesi için geliştirilen kurallar bütünüdür. Bu kurallar, dünyanın her yerinde görev yapan gazetecilerin uyması ve haberlerinde, bu ölçülere uygun davranması için belirlenen ve geliştirilen kurallardır. Bu kurallar evrenseldir ve ülkeden ülkeye değişmez. Bu ilkeler; gazeteciler tarafından mesleki etik ilkeler, doğru davranış kuralları veya gazeteciliğin kanunları olarak bilinir. Bunun için de çocuklarla ilgili yapılacak haberlerde uyulması gereken kurallar da vardır. Bu kuralların ana teması, bir haberde sözkonusu olan çocuksa, onun, haberde olumsuz bir şekilde sunulmaması ve BM Çocuk Hakları sözleşmesinden doğan haklarının korunması gerektiğinin bilincinde olunması, olunabilmesidir…

"Örneğin, dürüstlük, doğruluk, nesnellik, tarafsızlık, hakkaniyet, kamuoyuna hesap verme ve haber değeri olan bilgiye erişmek için kullanılan anonim kaynakların korunması gibi. Başka pek çok etik sistemde olduğu gibi, gazetecilik etik ilkeleri de ‘zararın sınırlandırılması’ prensibini kapsar. Bu ilkeler özellikle çocuklar sözkonusu olduğunda gereksiz bilgilerin habere girmemesinin daha iyi olacağını belirtir; örneğin, tecavüz gibi suçlarda, mağdurun kimliğinin gizli tutulması ve itibarlarını zedeleyecek bilgilerin yayınlanmaması veya intihar edenlerin intihar yönteminin açıklanmaması gibi kurallar önerir." (UNİCEF, 2007: 57)

Gazeteciler çocuk haklarına saygılı olmak zorundadırlar. Üretecekleri haberlerde bu duruma dikkat etmekle yükümlüdürler. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, bütün gazetecilerin etik ve mesleki standartları koruma görevini üstlenmez; aynı zamanda medya sektöründe Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve bağımsız gazetecilik uygulamaları açısından bu sözleşmenin önemi konusunda mümkün olduğunca çok bilgi yaymak için de eğitici görevini yerine getirmeye çalışmaktadır.

"Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’na göre medya kuruluşları, çocuk hakları ihlallerini ve çocukların güvenliğini, onların özel hayatlarını, eğitim, sağlık ve sosyal refahı ile ilgili konuları; çocuklara yönelen her türlü sömürüyü, soruşturulması ve kamuoyunda tartışılması gereken konular olarak ele almalıdır. Ayrıca, medya çocuklarla ilgili konuları sadece olaylar olarak haber yapmamalı, bu olayların meydana gelmesine yol açan veya yol açma olasılığı olan süreçleri de ele almalıdır." (UNİCEF, 2007: s. 62)

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de çocuklarla ilgili suçlarda ve cinsel saldırılarda; sanık, tanık ya da mağdur (maktul) olsun, 18 yaşından küçüklerin açık isimleri ve fotoğrafları yayınlanmamasıyla ilgili düzenleme yapmış ve Türkiyeli gazetecilere şu uyarıda bulunmuştur:

"Çocuğun kişiliğini ve davranışlarını etkileyebilecek durumlarda, gazeteci, bir aile büyüğünün veya çocuktan sorumlu bir başkasının izni olmaksızın çocukla röportaj yapmamalı veya görüntüsünü almaya çalışmamalıdır." (UNİCEF, 2007: 65)

2- Çocuk Haberciliği Etik İlkeleri

UNICEF Çocuk Haberciliği Etik İlkelerini belirlemiştir. Bu ilkeler, çocuklarla ilgili haber yapacak muhabirlerin bilmesi ve özenle uyması gereken ilkelerdir. Bu ilkeler, toplumsal yaşamda bir birey olan, çocuk olmaktan kaynaklı hakları bulunan, karara verme becerisi henüz tam gelişemeyen çocukların korunmasına ve topluma kazandırılmasına yönelik ilkelerdir.  Bu ilkelerden bazıları şunlardır:

2.1- Bir çocuğu daha fazla damgalamayın; bir çocuğun olumsuz karşılıklara –hatta ek fiziksel veya psikolojik zarara- yaşam boyu istismara, yerel toplumun ayrımcılığına veya toplum dışına itilmesine yol açacak sınıflandırmalardan veya betimlemelerden kaçının.

2.2- Aşağıdaki durumlarda çocuğun adını daima değiştirin ve görüntüsünü gizleyin:

a) Cinsel istismar veya sömürü mağduru çocuk,

b) Fiziksel veya cinsel istismar faili,

c) HIV-pozitif, AIDS’li veya AIDS’ten hayatını kaybetmiş (çocuk, veli veya vasi bilgilendirilmiş onay vermedikçe)

d) Bir suçla itham edilmiş veya hüküm giymiş. (UNİCEF, 2007: 86)

Tom Stoppard (s. 110), “Amacınız dünyayı değiştirmekse, inanıyorum ki muhabirlik bunun en kısa vadede gerçekleştirecek silahtır,” demiş. Stoppard’ın bu dileği, gazetecilik meslek etik ilkelerine uygun davranmakla olacaktır.

3- Çocuk Odaklı Habercilik Yaklaşımı

IPS İletişim Vakfı adına Umay Aktaş Salman, 2019 yılında, gazeteciler için, “Haberde Çocuk / Çocuk Odaklı Habercilik Elkitabı” hazırladı. Bu el kitabında, gazetecilerin, çocuklarla ilgili haberleri yaparken, basın meslek ilkeleri ve etik değerleri açısından uymaları gereken yaklaşımlar sıralandı. 

Örneklerle Medyada İhlaller

1- Haber Dili

1.1 Kurbanlaştırma / Mağdurlaştırma: Çocuklar haberlerde çoğunlukla kurban ya da mağdur olarak sunulduğu için haber dili ve başlığı da bu sunumu tamamlayan şekilde oluyor: “Vah Melisa”, “Vah Ayşe”, “Miniğin feci sonu”.

1.2 Küçük Düşürme/Alay Etme: Dramatize eden dilin yanı sıra çocukları küçük düşüren, onlarla alay eden bir dil kullanılmamalı.  Mesela “Minik yaramaz düdüklü tencereye sıkıştı” haberi 31 Ekim 2018’de pek çok internet sitesi ve televizyonda yer aldı. Haberler iki yaşındaki bir çocuğun büyük bir korku yaşadığı, yaralanabileceği durumla adeta alay ediyor. 

1.3 Damgalama / Yargısız İnfaz / Ayrımcılık: Haberde kullanılan ifadeler çocuğu damgalamamalı, ona psikolojik ve fiziksel olarak zarar vermemeli. Dışlanmaya ve ayrımcılığa maruz kalmasına yol açmamalı. Haberlerde çocukları damgalayan, etiketleyen bir dil de kolaylıkla kullanılabiliyor. “Sokak çocuğu”, “tinerci”, “kapkaççı”, “suçlu çocuk” gibi ifadeler bunun örneklerinden. (Aktaş Salman, 2019: 22)

2- Haber Yapımında Çocuk Hak İhlalleri: Çocuk hak ihlalleri hakkında bilgi sahibi olunmalı. Haber niteliği taşıyan bir olayın çocuklar açısından ne anlama geldiği sorgulanmalı, olay bir hak ihlali ise bu net bir şekilde ifade edilmeli.

2.1 İhlali Doğallaştırma / Meşrulaştırma: Zorla erken evlendirilme gibi bazı ihlallerle ilgili doğallaştırıcı, meşrulaştırıcı bir dil kullanılıyor. Örneğin; çocuk evlilikleri için “âşık oldu”, “gönlünü kaptırdı”, “kaçtı” vb. ifadeler; sorumlu çocukmuş gibi bir algı yaratıyor ya da “ailenin rızasıyla evlendirildi” denilerek zorla evlendirmeler haber yoluyla meşrulaştırılıyor.

2.2 Çocukta Travma Yaratabilecek Başlık/İfade Kullanımı: Haberde kullanılan dil ya da başlık, çocuğun şimdiki ve gelecekteki yaşantısını etkileyebilir. Haberde çocuğun yaşadığı olayla ilgili kullanılan dilin çocuğun şimdiki ve gelecekteki yaşamına nasıl etki edeceğine dikkat edilmeli. İncinip, onurunun kırılmasına neden olunmamalı.

2.3 İhlale maruz kalan çocuğun kimliğini açık edecek fotoğraf kullanmak: Haberde, cinsel istismara uğrayan, cinsel istismarın faili olan, yargılanan ya da mahkûm edilen çocukların isimlerine açıkça yer verilmezken; çocuğun, kardeşleri ya da yakınlarının kimlik bilgilerini açık edecek, onları riske atacak görüntüleri kullanılmamalı.

2.4 Suçlayıcı ya da küçük düşürücü görsel kullanımı: Haberlerde çocuğu “suçlu” ilan eden, etiketleyen, sorunun kökenine inmeyen dil;  fotoğraflarla da pekiştiriliyor. Kimi haberlerde de çocukları küçük düşüren fotoğraflar kullanılmaktan çekinilmiyor. (Aktaş Salman, 2019: 26)

3- Ne Yapılmalı? 

Çocukların yaşadıkları hak ihlalleri, çocuğun güvenliği, eğitimi, sağlığı ve sosyal refahının haber olması, kamuoyunda tartışılması gereken konular vd. Bir basın mensubu çocukla ilgili haber yaparken sorumlu gazetecilik yapmalı ve çocuğu toplumda küçük düşürecek, onu mağdur edecek, onurunu zedeleyecek, kişilik haklarını yok sayan bir davranış içinde olmamalı, hiçbir zaman. Unutmamak gerekir ki, çocuk ta bir insan ve diğer insanlar gibi onların da birey olmaktan kaynaklanan hakları bulunmaktadır.

Haber yaparken nelere dikkat edilmeli?

i) Haber yaparken, çocuğu pasif izleyici ve haber nesnesi olarak görmeyin.

ii)Çocukların ülke sorunları hakkında da konuşabilmelerine fırsat verin.

iii) Çocuğun görüşünü; “sempati”, “güldürü” aracı olarak kullanmayın, onun düşüncelerini ciddiye alın.

iv)Haber yapacağınız gelişmeleri, çocuğun yararını önceleyen bir bakış açısıyla ele alın.

v) Sadece “kaza” demek, bu şekilde tanımlamak yerine; çocuğun eğitim, sağlık, güvenlik gibi pek çok hakkını hatırlatan, ihmaller ve eksikler olup olmadığını sorgulayan haberler kurgulayın.

vi) Hayata geçirilen uygulamaların, politikaların çocukları nasıl etkileyeceğini düşünün. (Aktaş Salman)

Sadece olayı değil nedenlerini de yazın

i) Gerçekleri olduğu gibi aktarmak yeteri kadar çarpıcıdır. Çocuğun yaşadığı yoksulluğu ve yoksunluğu haber yaparken dramatize etmeyin. Çocuğun yaşadığı sorun her ne ise metninizi hak temelli bir yaklaşımla kaleme alın.

ii) Çocuğun içinde bulunduğu koşulları, başına gelen olayları sadece aktarmakla kalmayın. Bu tür olayların meydana gelmesine yol açan süreçler hakkında da bilgi verin.

iii) Süreçte ihmaller yaşanmış mı, kimlerin sorumlulukları var, neler yapılmış ya da yapılmamış? Devletlerin çocuk hakları yükümlülükleri temelinde bunları sorgulayın. (Aktaş Salman)

Küçümsemeyin, Ötekileştirmeyin

i) Çocuğun başarısını, görüşlerini aktarırken; ondan beklenmeyecek, olağan dışı bir şeyi hayata geçirmiş gibi bahsetmeyin.

ii) Çocuğu küçümsemeyin, onu ötekileştirecek sıfatlar kullanmayın, “Çoban Mahir’in başarısı”, “Engelli çocuğun büyük başarısı” gibi.

iii) Başarı haberini, diğer çocukları teşvik edecek, birbirleri için rol model olacak şekilde sunun.

iv) Çocukların resim, müzik, spor gibi çeşitli alanlardaki çalışmalarını görünür kılın, teşvik edin.

v) Herhangi bir haberde bir çocuğun etnik kökeni, dini, inancı, cinsiyet kimliği, ırkı gibi bilgileri vermek gerekli mi, iyi düşünün.

vi) Örneğin çocukların okullarda karşılaştıkları sorunlara, eğitim sistemine ve çevrenin korunmasına dair yaptıkları eylemleri görünür kılın. Haberin sonuçlarını düşünün.

vii) Haber yayınlandığında, çocuğun can güvenliğini ya da ruhsal bütünlüğünü tehdit edebilecek bir durumun yaşanma ihtimali olup olmadığını düşünün.

viii) Haberin çocuğun etiketlenip damgalanmasına, ayrımcılığa uğramasına, dışlanmasına sebep olup olmayacağını sorgulayın.

ix) Çocuğu suçlayıcı, küçük düşürücü bir dil kullanmayın. (Aktaş Salman, 2019: 29-35)

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME 

Sosyal medya alanı, herkes için olduğu gibi, özellikle çocuklar için çok tehlikeli bir alan… Burada, her şeyimizi ve özellikle mahremiyetimize giren konularda paylaşım yapmamalıyız. Sosyal medyayı bir bilgilendirme, toplumu aydınlatma, sosyal sorumluluk projelerini tanıtma ve toplumda farkındalık yaratan konular için kullanmalıyız. Sosyal medya, teknolojinin bize sunduğu bir olanak ve bunu da iyi amaçlar ve sosyal fayda sağlayan konular için kullanmalıyız. Sosyal medya, tıpkı atom enerjisi gibidir. Atom enerjisi, sanayinin gelişimi için kullanıldığında iyi bir şey ama onu bir bomba yapıp, Hiroşima ve Nagazaki’ye attığınız zaman insanların felaketi olan bir şeydir. Sosyal medya da atom enerjisi gibidir. İyi amaçlar için kullanıldığında çok iyi; kötü amaçlar için kullanıldığında da bir suç, bireyleri lümpenleştirme ve toplumu yozlaştırma aracıdır…

Sosyal medya paylaşımları; hiçbir şekilde şimdiki zamanın çocuklarına gelecekte, büyüdüklerinde onlara zarar verecek paylaşımlar olmamalıdır. Hiçkimse, anne-baba dahi olsa, çocukları için, yaşayacakları anlık bir mutluluk ve hoş bir duygu için, onların gelecek yaşamları üzerinde bir kara dünya oluşturmamalıdırlar…

Sosyal medyada yapılan yanlış, çocuk sunumlarının zararları kadar, yazılı ve görsel medyada yapılan gazetecilik meslek ve etik ilkelerinden yoksun haberler de çocuklara zarar vermekte, onların gelecekteki yaşamlarını olumsuz etkileyecek şekilde ruh dünyalarında derin izler bırakmaktadır. Habercilik yaklaşımı, popüler kültür ve pazarlama stratejileri bağlamında değil, insani sorumluluk anlayışı doğrultusunda yapılırsa daha iyi olur. İnsanların ve özellikle çocuklar üzerinde olumsuz izler bırakan haberler, bireyler üzerinde travmatik etkileri olmaktadır. Çocuklar, bir toplumun geleceğidir. Çocukların iyi eğitim almalarını sağlamak, onları iyi yetiştirmek kadar; onların sosyal, yazılı ve görsel medyanın zararlı etkilerinden de korunması gerekmektedir.

(*) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyoloji Yüksek Lisans’ta “Çocuk Çalışmaları” dersi için hazırladığım “Sosyal Medyada ve Haberlerde Çocuk Sunumu ve Sakıncaları” başlıklı final ödevi makalesinin ikinci bölümü. 

 

KAYNAKÇA:

1- Aktaş Salman, U. (2019). Haberde Çocuk / Çocuk Odaklı Habercilik El Kitabı, İstanbul: IPS İletişim Vakfı

2- Çocuk Hakları ve Gazetecilik Uygulamaları, Hak Temelli Perspektif, UNICEF Orta ve Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölge Ofisi tarafından kabul edilen program, UNICEF - Dublin Teknoloji Enstitüsü 2007V

 

 

 



Bu yazı 4476 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI