Doğuştan itibaren kadın ve erkek farklı davranış şekillerine maruz kalmıştır. Bu davranış şekillerinin ne kadar ayrıştırmacı ve dayatmacı olduğu gerçeğinden daha kötü bir gerçek varsa eğer bu da kalıplaşmış düzene uyum sağlayamayan kadınların ötekileştirmeyle baş başa gelmesi çıkmazıdır. Kadınlar eşitlikçi ve ulusal mevzuatın varlığına rağmen ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun hala daha ayrımcılığa uğramaktadır.

Günümüzde kadınlardan kendine biçilen rollere uygun davranması beklenmektedir. Bu rolleri de açıklayacak olursak; kadının evde kalması, iş hayatında pekte yerinin olmaması, çocuğu olduğu takdirde ona bakacak olması gelmektedir.  Bu zihniyet kadının iş hayatında yeri olmadığını olsa dahi iş gücünün ucuz bir nitelikte olduğunu ima eden bir görüşü vurgular. İş yaşamının erkeğin toplumsal cinsiyet yerine göre şekillenmiş olması kadının iş hayatına girmesini zorlaştırmaktadır. Aynı meslekleri paylaşan kadınlar ve erkeklerin birbirinden farklı kazançlara sahip olması gibi bir absürtlüğü normalleştiren herkes biraz suçlu hissetmeli kendini. Çünkü kaçınılmaz kötü sonların başlangıcı tam olarak böyle bir düzensizlik içinde düzenin yaratmakta olduğu kaos temellerine dayanır.
Kadınlar meslek hiyerarşilerinde alt tabakalarda yoğunlaşmakta erkeklere göre daha az kazanç, otorite ve meslekte ilerleme olanaklarına sahip olmaktadırlar. Sürekli olarak görünmez engeller yani cam tavanlarla mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar.  

İş dünyasında mesleki rollerin cinsiyete göre evrilmesi çok uzun zaman önce olmuştu. Hemşirelik, sekreterlik, öğretmenlik gibi meslekler kadınlarla bağdaştırılıp polislik askerlik gibi meslekler erkeklerle özdeşleştirildi. Bu konu o kadar vahim bir hal aldı ki renklerden tutunda mesleklere kadar yeryüzüne inmiş her şeyi canlı ya da nesne farketmeksizin kadın ya da erkek olarak ayırdılar. Bazı içinden çıkılamaz derecede arapsaçına dönmüş konuların ihtiyacı olan tek şey onlara dışarıdan bir gözle bakılması gerektiğidir. Aslında zorluk denilen şeyin kafamızın içinde kendi yarattığımız algılar silsilesi olduğunu anlamamız için kaç kadının kaç farklı çeşitte zorbalığa maruz kalması gerekiyor?