Tweet |
MEHMET ERDAL
Sessiz oturma eylemi biçimindeki Demokrasi Nöbeti önceki hafta olduğu gibi dün saat 19.00'da Cumhuriyet Meydanı'nın denize bakan tarafındaki merdivenlerde başladı. Saat 19.30 gibi DEM PARTİ Datça İlçe Eş Başkanı Emrah Fatih DEM PARTİ Muğla İl Örgütü Eş Başkanlarının ve İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk'un da bugünkü sessiz eyleme katıldıklarını, milletvekilinin kısa bir konuşma yapacağını söyledi.
Burcugül Çubuk kısa konuşmasına “Hakkâri’de yeni bir kayyum darbesiyle sokağa tekrar çıkmaya başladık. Bu süreç nasıl başlamıştı?” diye sorarak başladı.
“Van'da YSK (Yüksek Seçim Kurulu) eli ile bir irade gaspını, bir başka darbe girişimini sokakta, hep beraber durdurarak başardık. Van'da bizim olanı geri aldık. Şimdi ise Hakkâri’de (Çölemerg/Çölemerik) Kürt halkının kendi içerisinden seçtiği eş başkanlarımız kayyum darbesiyle görevden alınmış oldular. Eş başkanlarımızdan birisi hapse atıldı. Belediye meclisimiz diğer eş başkanımızın fiilen, meşru bir şekilde eş belediye başkanı olarak görevine devam ettiğini ilan etti. Bu bir mücadele direncidir. Bütün tehditlere rağmen seçilmiş belediye meclisi halk için çalışmaya devam ediyor. Biz de burada Hakkâri halkının sesine ses olmaya uğraşıyoruz.
Bunu sadece Kürdistan'ın ses ve seçilme hakkı diye yorumlayamayız. Bu aynı zamanda kendini savaşla iktidarda tutan AKP-MHP faşist ittifakının iktidarda kalabilmek için zorunda kaldığı bir şeydir.
Neden Hakkâri’den başlar? Neden bir sınır ilinden başlar? Orada neler oluyor? Orada neyi devam ettirmek istemek zorundadır da koşa koşa kayyum atanır? Bunu hepimiz düşünmek ve bunun karşısında durmak zorundayız.
Sandılar ki Çölemerg'e kayyum atanınca Türkiye'den ses gelmeyecek. Demokratlar, sosyalistler, feministler, Türkiye halkları buna ses vermeyecek sandılar. Büyük yanıldılar.
31 Mart 2024 Yerel Seçiminde büyük yenildiler. Şimdi de büyük yanılgı içerisindeler. Daha beteri olacak. Bir tek şeyi başarıyorlar; asla rezil olmuyorlar ama büyük kaybedecekler. Buradaki direniş bunun göstergesidir. Her yerde Hakkari halkıyla, Kürt halkıyla dayanışmak için sokağa çıkmak bu sistem için bir tehdittir. Bakın Van'da sokağa çıkanları tutuklamaya devam ediyorlar. Hem Van'da hem de Türkiye'nin her yerinde tutuklamalara devam ediyorlar. Yeni tahliye olan arkadaşlarımız var.
Bu tehdide karşı, bir korku imparatorluğuna karşı korku duvarını yıkan halk gerçekliği bu iktidarın da sonu olacaktır.
Kayyum darbelerinden kurtulmak istiyorsak, Onur Ayı'nda LGBT'li arkadaşlar sokaklarda rahatça gezebilsin istiyorsak, sokak hayvanlarının yaşam hakkını, güvenliğini istiyorsak, çocuklarımızın güvenliğini istiyorsak, işçi sınıfının her türlü hak alıcı eylemini polis, jandarma artık saldıramasın istiyorsak, Kürtçe konuşmak, Kürtçe şarkı söylemek öldürülme nedeni olmasın istiyorsak, hapishaneler siyasi tutsaklar ile dolup taşmasın istiyorsak, dünyanın en çok hapishanesini inşa eden bu iktidarına karşı birleşik mücadelede ısrar etmek zorundayız. Bu iktidardan kurtulmak zorundayız. Çünkü biz halk düşmanlarından kurtulmak zorundayız.
Bugün burada bunun için bir araya geliyoruz. Hiçbirimiz birbirimize benzemiyoruz. Hiçbirimiz aynı fikirde değiliz. Biz tekleşmeden yan yana durabilmenin gücünü gösteriyoruz. İşte bunu yenme ihtimalleri yok. Diyoruz ki dalını kırdıkları ağacın davası bizim davamız. Bu yenilmezdir. Bununla kazanacağız. Bununla kaybettireceğiz. Biz Türkiye'deki insan haklarına ve tüm dünyaya terör ihraç eden bu iktidara karşı tüm dünyaya yeni bir yaşamı kazandıracağız.”
21.06.2024/Datça