MEHMET ERDAL / DATÇA

31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimde Datça Belediye Başkanlığı'na MHP (+AKP)'den aday gösterilen Dr. Feyzullah Gülada'ya ve CHP'den aday gösterilen Aytaç Kurt'a seçimi kazanmaları halinde neleri yapıp neleri yapmayacaklarına dair ne düşündüklerini öğrenebilmek için aşağıdaki soruları yazılı olarak sorduk: (Sorular aynı zamanda gitti, yanıtlar da aynı zamanda geldi. Haberin bu biçimde verilmesine de her iki aday onay verdi.)

Bugün son bölümü okuyacaksınız.

8- Datça'da giderek yakıcı hale gelen su ve “kaçak kuyular” sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz?

MHP / Dr. FEYZULLAH GÜLADA: “Su sorunu sadece kaçak kuyular düzeyine indirilemeyecek kadar geniş bir konu, çok önemsediğimiz ve üzerine ciddi çalışmalar yaptığımız bir konudur. Su sorunumuzun nedenleriyle ilgili detaylı bir analiz yapmaktayız ve net, kesin çözümleri Datça halkıyla paylaşacağız.

CHP / AYTAÇ KURT: “Datça’da su sorunu var demek doğru olmayabilir. Meseleyi şöyle ortaya koyalım: Datça’nın su kaynakları var ve bu kaynaklar Datça’nın nüfusuna, ihtiyaçlarına, ne ölçüde yetiyor? Bu bir kent planlama sorunudur açıkçası. Biliyorsunuz kentsel yerleşik alanımız sürekli büyüyor, nüfusumuz artıyor, özellikle yaz aylarında insan sayısı büyük bir artış gösteriyor. Bu koşullarda su kaynaklarımızı nasıl koruyabilir ve kullanabiliriz. Bunu düşünmeliyiz. Bir yandan da kentin sürekli büyümesi, nüfusun sürekli artması gibi bir durumla başa çıkmaya çalışıyoruz; diğer yandan su kaynaklarımızı korumaya çalışıyoruz ve suyun temini için altyapı yatırımları bekliyoruz. Dolayısıyla kent planlaması ile doğal kaynakların korunması ve planlanmasını eşgüdümlü gerçekleştirebilirsek, bu meselenin içerisinden çıkabiliriz diye düşünüyoruz. Şu kilit hususlar burada ön plana çıkıyor: Kalkınalım, gelişelim ancak doğal kaynaklarımızı tahrip edip yetmeyecekleri düzeyde değil; su kaynaklarımızı itina ile koruyalım; gerekli altyapı projelerini zamanında gerçekleştirelim; doğayı tahrip eden, sınırsız imara dayalı bir turizm ve şehircilik anlayışı ile güzel bir gelecek yaratabileceğimizi de düşünmeyelim.”

9-Tespit edilebilmiş 600 civarındaki kaçak yapının yıkılıp yıkılmaması ve bu sorunun yeniden ve yeniden gündeme gelmesinin önlenmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

MHP / Dr. FEYZULLAH GÜLADA: “Planlaması yıllardır yapılmamış, bu konuda herhangi bir irade ortaya konulamamış bir yerde kaçak yapılaşmanın önüne geçilebilmesi maalesef mümkün olamaz. Halkımızın barınma ihtiyaçlarını karşılamak için kaçınılmaz olarak kaçak yapılaşmaya itilmişlerdir. Bunun sonucunda, insanlarımız kanun önünde suçlu duruma düşürülmüş olması doğrudan belediyenin ihmalidir. Bu durumun önlenmesi için planlama çalışmalarına büyük önem vereceğiz. Aynı zamanda, başını sokacak bir yuva derdinde olan insanları mağdur etmemek adına adil, insani ve kanuni çözümler üzerinde çalışacağız.”

CHP / AYTAÇ KURT: “Hiç şüphe yok ki, kamu görevlileri, kaçak yapılaşma ile ilgili yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Belediye Başkanı da bir kamu görevlisidir. İmar affı çıkacak düşüncesiyle, vatandaşın kaçak yapıya tenezzül etmesi, bu konunun siyasete malzeme edilmesi, yanlış olan bunlardır. Bu 600 yapının durumu, uygulamadan olan yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu konuda şunu da unutmamak gerekir: Belediye başkanı bu konuda imar affını getiren veya buna karşı duran siyasetçi konumunda değildir; başkan burada yasayı uygulayan kamu görevlisidir. Datça’da kimsenin kaçak yapı gerçekleştirmesini de istemem, yaptığı yapının yıkılmasını da istemem. Ama yasalar açıktır. Değişse de, yürürlükteki yasaya ve yönetmeliklere göre işlem yapılır. Dolayısıyla insanlarımızı zamanında doğru biçimde bilgilendirmek ve bu konuyu doğru biçimde algılamalarını sağlamak için yapabileceklerimiz var.”

10- Kıyıların MUÇEV ya da işletmelerle ilgili bakanlığın doğrudan sözleşme yaparak özelleştirilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

MHP / Dr. FEYZULLAH GÜLADA: “Sahillerimiz halkındır ve bu doğal alanların yönetimi ve korunması önemlidir. MUÇEV'den belediye olarak bu yetkiyi alarak, sahillerimizin peşkeş çekilmesinin karşısında ve halkın yanında bir tavır sergileyerek daha adil ve çevreci bir şekilde yönetmeyi hedefliyoruz.”

CHP / AYTAÇ KURT: “Kıyıları halkımız özgürce kullanmalı. Kamu mülkünde olan kıyı alanlarının çeşitli yollarla özel çıkarlar için kiralanmasını, bu kıyı alanlarında insanları engelleyen düzenlemeleri doğru bulmuyorum. Kıyılar ortak ve doğal varlığımızdır, bunları adeta çitleyip bir şirketin menfaat elde etmesini gözeterek kiralamak bana adil gelmiyor. Datça’ya insanlar huzurlu, güzel bir tatil yapmak için geliyor. Zaten hayat pahalılığı var. Buraya gelen insanları bir de kıyıyı kullanması için para vermeye zorlamak, kıyıların kullanımında insanlar arasında ayrım yapmak anlamına geliyor. Bunu doğru bulmuyorum. Kıyılar halkındır, kamu mülkündeki kıyı alanlarını halkın kullanımına kapatmak, halkı kısıtlamak, kıyıya erişimi paraya bağlamak, şezlongları kıyıya yayarak insanların kıyıyı kullanımını engellemek, bunların hepsini yanlış buluyorum. Bununla ilgili her zaman olduğu gibi halkımızın yanında olacağız, hukuki ve idari mücadeleyi vereceğiz.”

11-Çevre, deniz, gürültü, görüntü... kirliliğini önleme, sokaklarda güvenle gezebilme özgürlüğünü sağlama konusunda düşündükleriniz nelerdir?

MHP / Dr. FEYZULLAH GÜLADA: “Belediyenin temel görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi, bu sorunların çoğunun ortadan kalkmasını sağlar. Biz, sahip olduğumuz yetkileri adalet temelinde ve kararlı bir şekilde uygulayacağız. Her bir problem üzerinde derinlemesine tespitler yaptık ve kesin çözüm yollarını belirledik. Halkımız ile yapacağımız buluşmalarda, Datça’mıza katkı sağlayacak detaylı proje çözümlerimizi paylaşacağımızı ve bu konuda somut ve etkili adımlar atacağımızı belirtmek isterim. Hepsi de uygulanabilir çözümlerle, Datça'nın yaşanabilir bir çevreye sahip olmasını sağlayacağız.”

CHP / AYTAÇ KURT: “Datça, doğasıyla, deniziyle, tarihi değerleri ve ekolojik çeşitliliğiyle, çok özel bir yarımada. İnsanlar buraya huzur bulmak, mutlu ve özgürce yaşamak için geliyorlar. İlçemizde, bu güzel yarımadamızda, ne kirlilik ve rahatsız edici gürültü istiyoruz, ne de çevresel tahribat ve imar yoğunluğu. İlçemizin doğasıyla, kültürüyle, tarihiyle barışık bir şekilde gelişmesini, turizm olacaksa bu temelde sürdürülebilir ve ekolojik bir turizm olmasını istiyoruz. Yarımadamızda yaşayan insanların ayrışmasını, gerilim ve çekişme içinde olmasını istemiyoruz. Farklı görüşlere sahip olsak dahi, birlikte ilçemize zarar vermeden huzur içinde yaşamak istiyoruz.

Teşekkür ederim.”