![]() |
Tweet |
NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ
Açıklamada ilk olarak 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününe değinen Polat, “10 Aralık Dünya insan hakları gününü temel insan hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığı bir ortamda karşılıyoruz. Bütün insanlar özgür ve haklar bakımından eşit doğarlar 1lkesini savunan bizler, tüm farklılıkların demokratik bir zeminde yaşayacağı onurlu barış mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz,” diye konuştu.
Esad Rejiminin devrilmesi
Daha sonra 63 yıllık Esad rejiminin devrilmesi ve Suriye’deki gelişmelere değindi. Polat şunları söyledi:
Ortadoğu’da tarihi anlara tanıklık ediyoruz. Suriye’de 61 yıldır iktidarda olan Baas rejimi çöktü. Suriye halkı hem öncesinde hem de 2011 yılından sonra yaşanan iç savaşta büyük acılar, zulümler ve katliamlar yaşadı. Suriye, insanlık tarihinin medeniyet merkezlerinden biri olmasına rağmen baskı, zulüm, yok sayma, ölüm ve şiddetten bir türlü kurtulamadı. Bugün Suriye’de yeni bir döneme girme fırsatı var. Artık kin, öfke ve intikam duygularıyla değil demokratik bir düzen yaratma isteğiyle hareket etme zamanıdır.
Küresel ve bölgesel güçler arasındaki sancıların bedelini maalesef Ortadoğu halkları ödüyor. Suriye’de bitmeyen çatışmalar, İran’daki teyakkuz hali, Irak’taki belirsizlik ve hepsinin ortasında İsrail’in saldırıları altındaki Filistin ve Lübnan var. Ortadoğu’da taşlar yerinden oynarken, Türkiye’nin bundan etkilenmeyeceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır. Bir yandan küreselde, diğer yandan Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere bakıldığında, etrafımızı saran ve yaklaşan “büyük fırtına” görülmelidir.
Eşit ve Özgür bir Suriye toplumu
Esad rejiminin devrilmesinin ardından, bütün Suriyelilerin bir arada eşit ve özgür yaşadığı bir Suriye talebi dünyada yükselirken, AKP iktidarı ne yazık ki kaosu ve kargaşayı derinleştiren adımlar atıyor. Bütün politikasını Suriye’nin yeniden yapılanma sürecinde Kürtlerin elde ettiği hakların tasfiye edilmesi üzerine kuran AKP iktidarı, Kürtlerin varlığına, kazanımlarına ve daha da önemlisi halkların bir arada inşa ettiği Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimine saldırıyor.
Tel Rıfat’tan sonra Menbiç’e yönelik işgal girişiminde çeteler tarafından kadınların kaçırılması, yağma, talan ve öldürme gibi savaş suçları işleniyor. Suriye’de siyasal çözüm ve ortak yaşam zemini dinamitleniyor. Çeteleri korumak amacıyla TSK tarafından yürütülen SİHA saldırıları da bölgesel krizi derinleştiriyor. Fırat’ın doğusunda bulunan Ayn Issa bölgesine yapılan SİHA saldırısı sonucunda aynı aileden 12 sivilin katledilmesi, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına süreklileşen savaş halinin dayatıldığını gösteriyor.
Suriye’de tüm toplumsal kesimlerin temsil edildiği bir geçiş yönetimi kurulmalı
İktidarı bu politikalara son vermeye çağırıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye halklarının barış içinde bir arada yaşama modelini hedef alan saldırılar sadece Suriye’nin geneli için değil Türkiye’de de barış içinde bir arada yaşama koşullarını ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.
DEM Parti olarak, Suriye’de tüm toplumsal kesimlerin temsil edildiği bir geçiş yönetiminin kurulmasını ve demokratik ilkeler çerçevesinde yeni bir anayasa oluşturulana ve demokratik seçimler yapılana kadar bu geçici yönetimin taraflar arasında ateşkesi sağlamak üzere gerekli adımları atmasını bekliyoruz.
Bu bağlamda, BM başta olmak üzere uluslararası toplumu, çatışmasızlığı desteklemeye ve Afrin dahil olmak üzere yerinden edilen halkların geri dönüşlerinin sağlanabilmesi çerçevesinde süreci yakından takip etmeye ve sorumluluk almaya çağırıyoruz.