Açıklama şöyle: 

Bugün, ülkemizin dört bir yanında doğayı ve yaşamı savunan tüm yürekli insanlar için yas günü. Cankurtaran’da ormanları, yaşam alanlarımızı ve geleceğimizi korumak için canla başla mücadele eden kardeşimiz Reşit Kibar’ı, sermayenin kanlı ellerine kurban verdik. Reşit Kibar’ın katledilmesi, sermaye sahiplerinin ve onların yerel işbirlikçilerinin, bu ülkenin insanlarına ve doğasına ne denli düşman olduklarının acı bir kanıtıdır. Saldırıda yaralanan mücadele arkadaşlarımız Ersan Koyuncu ve Gökhan Koyuncu da aynı vahşi saldırıda yaralanmışlardır. Onların yaralı bedenleri, sermayenin ve işbirlikçilerinin nasıl bir vahşet içerisinde hareket ettiğinin delilidir.

Bu alçak saldırı, basit bir çıkar çatışması değildir. Bu, doğamıza, yaşam alanlarımıza ve özgürlüğümüze kast eden bir sermaye düzeninin, direnişi ve adaleti savunan insanlara karşı açtığı bir savaş ilanıdır. Artık çok net bir şekilde görülmüştür ki sermaye sahiplerinin hedefleri sadece doğamız, tarlalarımız ve ceplerimiz değil; olanca düşmanlıklarıyla artık canlarımızdır.

Reşit Kibar’ın kanını döken ve diğer arkadaşlarımızı yaralayan saldırganlar derhal yakalanmalı, bu saldırıyı gerçekleştirenler kadar, azmettirenler ve bu kanlı düzene göz yumanlar da hesap vermelidir. Adaletin sağlanması, toplumda adalet duygusunun yeniden inşa edilmesi için olmazsa olmaz bir adımdır.

Çevreyi ve yaşam alanlarını savunmak, bu ülkenin her bir yurttaşının anayasal hakkıdır. Bu hakkı kullanmak isteyen bireylere yönelik tehditler, saldırılar ve yıldırma politikaları derhal sona erdirilmeli ve bu tür saldırılara karşı caydırıcı önlemler alınmalıdır.

Doğal varlıklarımızı yağmalayan, ekosistemleri bozan ve halk sağlığını tehdit eden tüm madencilik faaliyetleri durdurulmalı, bu alanlarda yapılmakta olan projeler bağımsız ve tarafsız uzmanlar tarafından çevre ve insan sağlığı gözetilerek yeniden değerlendirilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Güvenlik güçlerinin ve ilgili kamu makamlarının, bu saldırıya göz yummuş olma ihtimali dahi kabul edilemez. Devletin, vatandaşlarının güvenliğini sağlamak yerine, sermayenin çıkarlarını koruyan bir yapıya bürünmesi, kabul edilemez bir durumdur. Kamu gücü, halkın güvenliği ve huzuru için vardır ve bu amaçla kullanılmalıdır.

Tüm yurttaşlarımızı, çevre ve yaşam savunucularının yanında durmaya, bu saldırı karşısında sesimizi daha da yükseltmeye davet ediyoruz. Bu saldırı, yalnızca Hopa halkına ve doğasına değil, tüm ülkenin özgürlüğüne, yaşam hakkına ve adalet arayışına yapılmış bir saldırıdır.

Milas Yurttaş İnisiyatifi olarak, buradan bir kez daha sesleniyoruz:

Bu alçak saldırının hesabı mutlaka sorulmalıdır. Reşit Kibar’ın kanı yerde kalmamalıdır.

Bu ülkenin insanlarını, doğasını ve geleceğini sermayenin kanlı pençelerine bırakmayacağız. Hopa halkının isyanı bizim de isyanımızdır, onların acısı bizim de acımızdır! Sermayenin mafyatik yöntemlerle yürüttüğü bu saldırılar karşısında yılmayacağız, korkmayacağız. Gücümüzü halkımızdan ve haklı mücadelemizden alıyoruz.

Sermayeye ve onların işbirlikçilerine sesleniyoruz: Eğer bu kadar cesaretiniz varsa, karşımıza çıkın! Çünkü bizler, doğamızı, yaşam alanlarımızı ve geleceğimizi savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz! Yaşasın yaşamı ve doğayı savunanların onurlu mücadelesi!

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

MİLAS YURTTAŞ İNİSİYATİFİ