![]() |
Tweet |
Eğitim Sen Milas Temsilcisi Hamza Göncü tarafından okunan açıklama şöyle:
AKP iktidarının; 22 yıldır dışlayıcı, ötekileştirici, akıl ve bilimden uzak liyakatsız atamalarla sadece kendi iktidarını kurmak ve korumak amacıyla uyguladığı politikalar sonucunda; sağlık, eğitim, adalet, ekonomi politikaları çökmüş ve içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bu olumsuz uygulamalar sonucunda da eğitim kendine düşen payı fazlasıyla almış ve ülkemizdeki eğitim sorunları çığ gibi büyümüştür.
Eğitim, din görevlileri tarafından yürütülemez
Büyük bir devrimmiş gibi sundukları Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, 21. Yüzyılın gereksinimlerine cevap veremeyecek bir programdır. Bugün eğitimde yaşadığımız sorunlara çözüm omaktan uzaktır. Eğitimin din görevlileri aracılığıyla okullarda yürütülmesine çanak tutmaktadır. Bu amaç doğrultusunda dini tarikat, cemaat, vakıf ve derneklerle protokoller yapılarak, değerler eğitimi adı altında dini cemaatlerin ana okullarından başlayarak öğretmenlerin yerini almalarının önü açılmaya çalışılmaktadır.
İktidar okulların içini boşaltıyor
Siyasal iktidar, bir taraftan sadeleştirme adı altında eğitimin içini boşaltırken, diğer taraftan okulların fiziki yapılarını da işlevsiz hale getirmektedir. Sürekli yeni derslikler yapmakla övünen iktidar, aslında parmağını oynatmadan hayırsever adı altında sermayedarlara okul arsalarını peşkeş çekerek bir çok kentte erişimi zor olan yerlere okul binalarını taşımıştır. Taşımalı eğitimde kısıtlamalara gitmişlerdir. Bazı veliler ulaşımı kendi imkanlarıyla yapmak zorunda kalmışlardır. MESEM adı altında çocuk işçilik, anayasaya aykırı olmasına rağmen, yasaya sokulmuş, sadece bir yıl içinde, İSİG verilerine göre 47 çocuğumuz iş cinayetine kurban gitmiştir.
Okullarda yeterince yardımcı personel bulunmadığından…
Okullarda yeterince yardımcı personel bulunmadığından, çok ciddi bir hijyen problemi vardır Tasarruf tedbirleri bahane edilerek personel kısıtlamasına gildilmesi nedeniyle sınıfların ve ortak kullanım alanlarının temizliği sağlanamaz hale gelmiştir. Öğrencilerimiz hijyenik olmayan bir ortamde ders yapmak zorunda kalmaktadır. Eğitim öğretim faaliyetleri de bundan olumsuz etkilenmaktedir.
Yıllardır eğitimde yaşanan dinselleştirme karşısında laik-bilimsel eğitimi savunanların, eğitimde yaşanan ticarileştirmeye karşı herkes için, eşit ve parasız eğitim için, mücadele eden Eğitim Sen üyelerinin, iktidar ve yandaşlarının hedefinde olduğu bilinmektedir.
Üyelerimizin her faaliyeti soruşturma konusu yapılıyor
Üyelerimizin hemen her faaliyeti baskı ve soruşturmalara konu yapılmakta, siyasi iktidarın anti demokratik uygulamalarına itiraz eden, hukuksuz uygulamalar karşısında diz çökmeyen herkese gözdağı verilmeye çalışılmaktadır.
İlçemiz Sabahattin Akyüz Fen Lisesinde görevli Eğitim Sen Milas İlçe Temsilciliği Yürütme Kurulu üyesi Hüdaverdi GÜNAY, laik, demokratik, bilimsel eğitimi savunduğu için, "Değerler eğitimi" adı altında, herhangi bir resmi unvanı bulunmayan kişileri yurdun içine almadığı için uyarı almıştır.
Öğretmenler tayin istemeye zorlanıyor
Akabinde ceza olarak, bazı sınıflarda branş öğretmeninin girmesi gereken derslere arkadaşımızın girmesi keyfi olarak engellenmiştir. Sene başı öğretmenler kurulu toplantısında herkesin önünde "metal yorgunluğunuz var!" denilerek “Tayin istemenizde fayda var!” diyen okul müdürü tarafından mobinge uğramıştır.. Bir öğrencinin cep telefonuna WhatsApp uygulamasından “siyasi içerikli mesajlar ve görseller gönderdiniz" denilerek 1/30 oranında aylıktan kesme yaptırımı uygulanmış ve Bodrum Gündoğan'a görev yeri değişikliği denilerek sürgün edilmiştir.
Eğitim emekçileri olarak öğrencilerimizin, doğaya, insan haklarına, kadın haklarına saygı duymaları konusunda eğitici konuşmalar yapmamız son derece doğaldır. Öğrencilerle yapılan paylaşımlaar siyasi içerikli bir paylaşım değildir. Bu paylaşımların, siyasi içerikli paylaşımlar olarak nitelendirilmesi, tamamen çarpıtmadan ibarettir.
Başka sürgün olayı da Datça’da yaşandı
Milas’ta bunlar yaşanırken, neredeyse eş zamanlarda, başka bir sürgün olayı da Datça'da gerçekleşmiştir. Arkadaşlarımızdan biri Milas'a diğeri Bodrum'a sürgün edilmişlerdir. Arkadaşlarımız mesleklerini onurlu bir şekilde yürütüp öğrencilerinin modern dünyayı anlamaları için çaba sarf ederken birileri bundan rahatsız olmuştur. Asıl dert; arkadaşlarımızın, ÇEDES adı altında yürütülen dini propaganda aygıtını okula sokmamış olmalarıdır.
Cezalar iptal edilmeli
Buna benzer baskı, mobing, sürgün ve cezalar ülkenin pek çok yerinde yaşanmaktadır.
Buradan sesleniyoruz; Arkadaşlarımıza verilen cezaların iptal edilmesi ve bir an önce asli görev yerlerine iadelerini istiyoruz.
Hukukun bir sopa gibi kullanıldığı bu dönemde, biz haklılığımıza güveniyoruz. Baskı, sürgün ve cezalara hayır diyoruz!