Tweet |
HÜSEYİN AVCI
Divan ve Halk şiirinde bu sözcük yaygın bir şekilde kullanılır. Bu edebiyat metinlerinde felek, kader anlamındadır. Bunun sebebi, gökyüzünde insanın kaderini belirleyen yıldızlarla alakalı olmasıdır. İnsanın dünya yaşamında başına gelen kötü şeyler, gökyüzündeki yıldızlara bağlanmaktadır ve felek, insanın kaderi anlamındadır.
Eski edebiyatta şairler, başlarına gelen kötülüklerden dolayı hep feleği suçlarlar. Felek bu edebi metinlerde genellikle kötü, insanı zora düşüren bir kavramdır ve felekten sürekli şikâyet edilir. Nitekim Karacaoğlan bir şiirinde şöyle der:
Buna felek derler felek,
Ne aman bilir ne dilek;
Âhir ömrümüzü helak,
Etmeden bir dem sürelim.
KAZANCI BEDİH DE FELEKTEN DERTLİDİR
Felekten yana merhum Kazancı Bedih Üstadımız da dertlidir. O yanık sesiyle söylediği güzel ve hüzünlü türkünün iki dizesi şöyledir:
Felek sen ne feleksen bağrım ettin elek sen
Aldın gül yüzlü yârim daha neme gereksen!
Gelelim "feleğin sillesi" kavramına. Çoğunlukla feleğin sillesini yemek, feleğin sillesini vurması şeklinde kullanılır ki insanın hayatında büyük bir felakete, yıkıma uğraması anlamına gelir. Feleğin sillesini yiyen kişi, kendisini zor toplar hayatta; bağrı yanık ve ciğeri eziktir hep. Yine Rahmetli Kazancı Bedih deruni ve yanık sesiyle ne güzel söylerdi Nemrut'un Kızı türküsünü.
Nemrut'un kızı, yandırdı bizi;
Çarptı sillesini felek misali.
Sil yazımızı kurtar bizi
Çarptı sillesini felek misali
Mevla'm gör bizi
Söz-müzik: Arif Çelik
Türkünün sözlerinde dikkat çeken ifadeler vardır: Âşığa felek misali sillesini vuran sevgili, Nemrut'un kızıdır. Babasının Nemrut olması, Nemrut'un tarihte zalim bir kişilik olması, âdeta âşığın başına gelecek sıkıntı ve acıların habercisidir. Ayrıca şair "yaktı bizi" yerine "yandırdı bizi" diyerek ilginç ve hoş bir söylem oluşturmuştur, bana göre.
FELEĞİN ÇEMBERİNDEN GEÇMEK
Bir de feleğin çemberinden geçmek ve çarkıfelek gibi deyimler de vardır. Feleğin çemberinden geçmek; çok tecrübe sahibi olmak, hayatın iyi kötü tüm yanlarını bilmek, güngörmek demektir.
Çarkıfelek ise insanın kaderine ve alın yazısına bağlı olarak elde edeceği kayıp ve kazançlar ile ödül ve cezaları temsil eder. Çarkıfelek sözcüğü Türkçede, Farsça kökenli "çark" ve Arapça kökenli "felek" (dünya) sözcüklerinin birleşimiyle oluşturulmuştur. Modern Türkçede halk ağzında feleğin çarkı şekliyle de kullanılır.
İnsan bazen feleğin çemberinden geçtiğini veya geçmekte olduğunu hatta feleğin sillesini yediğini düşünebilir, hissedebilir. Acılar girdabına düştüğünü, yeryüzünde âdeta mülteci olduğunu, şairin dediği gibi kendini "bela mimarının seçtiği arsa, hayattan muhacir, eşyadan öksüz" şeklinde görebilir. Sözün özü feleğin sillesinden-türküde belirtildiği gibi-Mevla'ya sığınırız. Sağlıklı ve mutlu günler bizlerle olsun. Yazımı Neyzen Tevfik'in Felek adlı şiiriyle bitireyim.
FELEK
Yamansın her zaman aldattın beni,
Kâh düşürdün kâhi kaldırdın felek!
Mecnun'sun diyerek Leylâ peşinden,
Issız vâdilere saldırdın felek!
(...)
Şifadır dedin zehir tattırdın,
Gençliğin okunu boşa attırdın,
Körlerin yurdunda ayna sattırdın,
Çıkmaz sokaklara daldırdın felek!
xxx
Barışmadı gönlüm merd ile zenle,
Ne bir iş bilenle, ne boş gezenle
Hicran köşesinde bozuk düzenle,
Neyzen'e her telden çaldırdın felek!
Not: Bu kısa yazımı da merhum Kazancı Bedih Üstadımızın aziz ruhuna ithaf ediyorum.