Bugun...



Kent Konseyleri ve Sol, Sosyalist Kesimin Kent Konseylerine Bakışı Üzerine (2)

Özellikle şunu söylemek lazım: Burada, Datça Kent Konseyi Seçimli Olağanüstü Kongresi'nde Datça'da var olan sol, sosyalist kesimin hemen hemen tamamı bir araya geldi. 'Hemen hemen tamamı' diyorum, çünkü bu 'ortak aday çıkarmaya' destek vermeyen de vardı.

facebook-paylas
Tarih: 28-09-2025 14:02

Kent Konseyleri ve Sol, Sosyalist Kesimin Kent Konseylerine Bakışı Üzerine (2)

MEHMET ERDAL
(İkinci Bölüm)
Haluk, anlattıklarından şunu anladım: “Mevcut yönetmeliğe göre oluşturulan kent konseyleri, şekli örgütlenmelerdir; tam anlamıyla kenti temsil etmiyorlar. Bu kent konseylerini, kenti temsil edebilir bir formata büründürmek lazım. Kent konseylerinin merkezi yönetim tarafından yasal anlamda bu hale dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği ayrı bir konu ama fiiliyatta bunu başarmak mümkün.”, bunun için de “Meclisler üzerinden kent konseyini yeniden örgütlemek, başkanlık yerine yönetimin kendi içerisinde sözcüsünü belirlemesi lazım, ki kent konseyi yürütme kurulu 7 temsilciden oluşan bir örgütlenme olmaktan çıksın” diyorsun özü itibarıyla, değil mi? Benim anladığım bu.
“Evet. İşleyişi de demokratikleştirilsin.”
Bu noktada, şöyle bir durum var: Kent konseyleri konusunda oldukça çok yazı yazan birisi olarak biliyorum, Türkiye'de bin civarında (82 il, 922 ilçe) belediye var ama bunların sadece 200 kadarında kent konseyi kurulu ve bu kent konseylerinin de 50 kadarı aktif, Datça Kent Konseyi bu “aktif” olanlardan birisi. Ancak, geçmiş dönemdeki uygulamalarda örneğin, doğaya bırakılmış ve artık “yaban hayvanı” haline gelmiş eşeklerin toplatılmasında, keza sokak hayvanları konusunda “Datça Kent Konseyi'nin Datça Belediyesi ile karşı karşıya gelmekten kaçınır” bir görünümü vardı ya da böyle bir algının oluşması nedeniyle eleştirildi, eleştiriliyor da. Kent konseyleri ile belediyeler arasında yaşanacak sıkıntıları aşabilme konusunda neler söyleyebilirsin?
KENT KONSEYLERİ, “BAĞIMSIZ” ÖRGÜTLENMELER OLMALIDIR
“Yaklaşımlarımızdan birisi de bu konudaydı; konuşmamızda, ortak belirlediğimiz ilkeler doğrultusunda bu konuyu da ifade etmiştik. Kent konseylerinin, en nihayetinde demokratik işleyişe sahip olurken, olması gerekirken, bir diğer yanıyla da bağımsız örgütlenmeler olması gerekiyor. Bu bağımsızlık, her anlamıyla bağımsızlık, belediyeden, farklı grup ve kuruluşlardan ya da siyasi iradelerden, daha çok da egemen siyasi iradelerden bağımsız olması gerekir; halkın örgütlenmesini, birtakım güçlerin yedeğine çekmemek gerekir. Kent konseyi, eğer ki böylesi bir işlev görüyorsa, orada kendi işlevini, ana ilkesini, 'halkın yerel yönetime katılım' ilkesini çiğniyor demektir. Şu anda kent konseyine yöneltilen en çok eleştirilerden bir tanesi de zaten, kent konseyinin gittikçe 'yerel yönetimin arka bahçesi haline geldiği' şeklindeydi. Burada işte o 'bağımsızlık' ilkesini göz önünde bulundurarak, 'bağımsızlık' ilkesiyle hareket ederek bunu engellemek mümkün; tek yol, bu. Bunu da denetleyebilecek bir mekanizma gerekiyor; bu mekanizma da aşağıdan yukarıya doğru örgütlenmiş olan kent konseyinin kendi yapısı olması lazım. Bu, sadece yönetime bırakılacak bir konu da değildir. Bu konuyu sadece yönetime bırakırsanız, yönetim, mesela son seçimde tek liste seçildi, tek liste de bunu denetleyebilecek bir irade çıkar mı çıkmaz mı bir muamma. Örgütlenme yapısını demokratik kanallarla birlikte oluşturduğunuzda, esas denetim de zaten aşağıdan yukarıya örgütlenen bir yapı içerisinde yine aşağıdan yukarıya gelecek bir denetim mekanizması olur. Bağımsızlığı sağlayacak olan da budur.”
BİR LİSTE ETRAFINDA TOPLANABİLMEYİ, GÖRÜŞ İFADE EDEBİLMEYİ VE VARLIK ORTAYA KOYABİLMEYİ BAŞARDIK
Son sorum şu: Sol, sosyalist kesim Datça'da günlük hayatın farklı alanlarında, örneğin sahiller konusunda, özelleştirmeler konusunda, sokak hayvanları konusunda, işte doğaya bırakılmış eşeklerin toplatılması konusunda... yerel ya da merkezi yönetime karşı tepkilerini dile getirmede bir araya gelebiliyor, şu ya da bu ölçüde; bazen katılım 1300 kişiyi buluyor, bazen de 50 kişi de kalıyor. Sonuçta, belki istenen ve özlenen bu boyut değil ama bir 'birliktelik' oluşuyor. İlk defa sol, sosyalist kesim Datça'da, Datça Kent Konseyi Seçimli Olağanüstü Kongresi'nde bir birliktelik içerisinde bir yönetime aday olmayı gerçekleştirdi; keşke, 31 Mart 2024 Yerel Seçiminde böyle bir şey başarılabilseydi. Bu nedenle, sizin bu birlikte aday çıkarmanızı çok önemsiyorum. Sol, sosyalist kesim, günlük hayat içerisinde kendiliğinden bir araya gelecek, ortak tepkiler gösterecek filan ama bir kurumda, kuruluşta, seçimde birlikte aday olma, yönetime talip olma... gibi durumları örgütleyemeyecekler mi?
“Özellikle şunu söylemek lazım: Burada, Datça Kent Konseyi Seçimli Olağanüstü Kongresi'nde Datça'da var olan sol, sosyalist kesimin hemen hemen tamamı bir araya geldi. 'Hemen hemen tamamı' diyorum, çünkü bu 'ortak aday çıkarmaya' destek vermeyen de vardı. Yani, destek vermeyenler, listede bulunmayanlar, 'listede bulunmayı kabul etmeyenler' daha doğrusu, tek tük grup, parti oldu. Onlar, bu listede bulunmayı kabul etmedi. Onun dışında, büyük bir çoğunluk bu listede bir araya geldi. Evet, bu ilk oldu Datça'da; son yerel seçimde denenmiş fakat becerilememiş bir girişimdi. Şimdi, önümüzdeki görev, bu çabanın kalıcı hale getirilebilmesi olmalıdır. Bunun için önümüzdeki günlerde oturup, bir değerlendirme yapacağız. Genel kurulun bir değerlendirmesini yapacağız; henüz yapmadık. 6 ay sonra seçimli olağan genel kurul var. Bu genel kurula aday olup olmama noktasında tekrardan bunu masaya yatıracağız. Tabi, burada şu da önemli: Sol, sosyalist kesimin pek çok konuda bir araya gelip tepki üretiyor olması önemli ama yeterli mi, değil. Şundan dolayı yeterli değil: Mesela, kent konseyi içerisinde sol, sosyalist kesimlerin, işte demokrat kuruluşların çoğunluğu çalışmalarda zaten bulunmuyor. Böyle baktığımız vakit, böylesi bir adaylık ile girilen seçimin doğrudan kazanılması da esasında 'hak edilmiş' bir şey mi? Çok oy almış olsak, evet kazanmıştık ama hak etmiş miydik? Bana kalırsa, hak etmemiştik.
Şimdi, zaten önümüzdeki bu 6 aylık dönem, masaya yatıracağımız dönem eğer gerçekten kazanmak için göstereceğimiz bir adaylık söz konusu olacaksa sol, sosyalist kesimin kent konseyi içerisinde kendi varlığını gösterebilmesi gerekiyor. Bu 6 aylık süre içerisinde bunun yollarını, yöntemlerini bulması gerekiyor. Bununla birlikte aşağıdan gelecek bir basınçla kazanılacak bir seçim gerçek bir seçim galibiyeti olacaktır. Şunu da belirtmek lazım, biz bu seçime şu haliyle aday olurken, kazanacağımıza dair bir öngörüyle girmedik. Bizim için önemli olan, bir liste etrafında toplanabilmek, görüşlerimizi ifade edebilmek ve bir varlık ortaya koyabilmekti. Bunu gerçekleştirdik. Bunu da başardığımızı düşünüyorum. Şimdi, eğer ki kazanacaksak, bunun için kent konseyi içerisinde sol, sosyalist kesim olarak bir varlık ortaya koyabilmemiz gerekiyor, bu varlık ile birlikte bu çalışmayı yapabilmemiz gerekiyor. Bu varlık ile bu çalışmayı yapabildiğimiz zaman zaten gerçek bir kongre çalışması örgütleyeceğiz, kongrede gerçek bir var oluş ortaya koyacağız, kendi açımızdan. Yapılan kongre de gerçek bir kongre ama baktığımızda bizim de itiraz edeceğimiz çok fazla olay yaşandı kongrede; biz kendi varlığımızı ortaya koyduğumuz, salt bunu yaptığımız için pek çok şeye itiraz etmeden geçiştirdik. Bir sonraki kongreye girersek, iş böyle olmaz.
Şimdilik yeter, Haluk. Teşekkürler.
Bitti



Bu haber 776 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI