Bugun...



KÖYÜMDEN ÇOCUKLUK ANILARI

Köyde iki kahve vardı. Biri Yukarıki Kahve, öbürü de Aşağıki kahve diye anılırdı. Birine CHP'liler takılır, öbürüne de DP'liler takılırdı. Babam ile dayım bile particilik yüzünden birbirine küsmüştü. "Acaba yeniden o günlere mi dönüyoruz?" diye kuşku içindeyim.

facebook-paylas
Tarih: 30-08-2021 22:27

KÖYÜMDEN ÇOCUKLUK ANILARI

ZEKİ ÇALAR / Şair – Ağaçlıhöyük Köyü  Eski Sakini

Yıl 1959 babam ilkokula kaydımı yaptırmak istedi. 1952 doğumlu olduğum halde, nüfus kayıtlarında doğum tarihim 1954 yazılmıştı. Bu yüzden kaydım yapılmamıştı. Babam beni teselli etmek için kahveye götürdü. Aldığı simidi çaya bandırıp yerken öğrenmiştim partizanlığın ne olduğunu.

Köyde iki kahve vardı. Biri Yukarıki Kahve, öbürü de Aşağıki kahve diye anılırdı. Birine CHP'liler takılır, öbürüne de DP'liler takılırdı. Babam ile dayım bile particilik yüzünden birbirine küsmüştü. "Acaba yeniden o günlere mi dönüyoruz?" diye kuşku içindeyim.

Birkaç ay sonra babam eve bir sandık büyüklüğünde bir radyo alıcısı getirmişti. Köyde elektrik olmadığı için, araba aküsü gibi bataryası vardı. Artık her gün şarkılarla, türkülerle uyanıyorduk.

Yurttan Sesler Topluğu ilgimi çekmişti. "Bu kadar insan bu sandığın içine nasıl sığıyor?" diye merak etmiştim. Bu merak yüzünden bir gün babam evde yokken radyonun arka kapağını söküp içine bakmıştım. Yaptığım ya çocukluk ya cahillikti ama yine de hiçbir şey anlamamıştım.

Her gün şarkılarla türkülerle uyanırken, bir gün marşlarla uyandık. 27 Mayıs 1960 yılında darbe olmuştu. "Bundan sonra ne olacak?" diye korkuya kapılan küsler barışmış ve birbirleriyle dertleşmeye başlamışlardı.

O zamanlar Milas'ın Ağaçlıhöyük köyünde oturuyorduk. Yassıada duruşmaları başlamıştı. Babam işten gelir gelmez, radyodan naklen yayınlanan duruşmaları dinlemeye çalışıyordu.

Gündüzler orta dalga İzmir Radyosunu, geceleri ise uzun dalga Ankara Radyosunu dinleyebiliyorduk.

İlkokula başladığım yıl eski başbakan Adnan Menderes idam edilmişti. Yapılan ilk seçim sonucunda İsmet İnönü'nün Başbakan olduğu CHP - AP koalisyon hükümeti kurulmuştu.

Almanya, Türkiye'den işçi talebinde bulunmuştu. Bunun için başvuranlar Almanya'da çalışmaya başladılar.

Almanya'ya gidenler orada gurbetçi, Türkiye'de ise Almancı diye diye anılıyordu. Çünkü Almanların yapmak istemedikleri çöpçülük, temizlikçilik gibi pis işleri Türkler yapmak zorunda kalıyordu.

1965 yılında yapılan seçimleri Adalet Partisi kazandı. Süleyman Demirel başbakan oldu.

Süleyman Demirel'in başbakan olmasıyla Türkiye sanki bir şantiye gibi olmuştu. Volvo kamyonlar kum, çimento ve çakıl taşırken, fabrikalar, yollar köprüler ve barajlar yapılıyordu.

Yeni kurulan fabrikaların işçiye ihtiyacı vardı. Bu yüzden köylerden kentlere göç başladı.

Köylerden başlayan göç yüzünden şehirlerin etrafı gecekondu denilen yapılarla çevrilmişti. İşin ilginç yanı şehre gidip iş bulup yerleşenler, kendi akraba ve köylülerini de iş bulup şehre çağırıyordu.

1961 Anayasası isçilere çok iyi sendikal haklar vermişti. Bir işe girdiğin zaman, bir ay içinde o işyerinin sendikasına üye olmak zorundaydın. Eğer sendikaya üye olmazsan; seni işten atmakla tehdit ediyorlardı. Ne ilginç değil mi? Günümüzde ise; sendikalı olanları işten atıyorlar.




Bu haber 1110 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI