Bugun...



Milas Kadın Dayanışması: “Yaşasın Kadın Mücadelesi”

Milas Kadın Dayanışması, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Atapark’ta bir açıklama yaptı. Milas Kadın Dayanışmasının açıklaması Aynur Mert tarafından okundu ve açıklama sırasında sağdan sola Milas’taki toplumsal renkleri temsil eden kadınlar hazır bulundu. Açıklama sırasında; yaşasın kadın dayanışması, Yaşasın 8 Mart sloganları atıldı.

facebook-paylas
Güncelleme: 08-03-2023 21:38:45 Tarih: 08-03-2023 21:12

Milas Kadın Dayanışması: “Yaşasın Kadın Mücadelesi”

Açıklamayı okuyan Kadın Dayanışmasından Aynur Mert, sözlerine şöyle başladı: “Kadınlarının dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri, renkleriyle, sözleriyle, eylemleriyle bir araya geldiği, isyanını eyleme dönüştürdüğü 8 Mart, bu yıl 6 Şubat günü 11 ili kapsayan depremlerin etkisinde gerçekleşiyor. Kapitalist ataerkinin rantı önceleyen, insanı ve doğayı hiçe sayan politikaları on binlerce yaşamı sevdiklerinden, bizlerden kopardı.”

“Siyasi iktidarın doğal felaket diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen tüm sorumluluğu doğaya atan, kader ile açıklayan tutumuna karşı, bizler yaşanan kayıpların kapitalizmin doğa ve insan düşmanı politikalarının bir sonucu olduğunu ve bu haliyle sürdürülebilir olmadığını söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz,”  diyen Mert konuşmasını şöyle sürdürdü: “

DEPREM, AĞIR TRAVMALAR YARATTI

Yaşanan yıkıcı depremlerin ardından, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, hepimiz zor günler yaşıyoruz. 11 ili kapsayan ve yaklaşık 16 milyon insanı etkileyen depremlerin sonucunda, on binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan evsiz kaldı ve geriye kalan milyonlarca insanın ruhsal durumlarında ise ağır travmalar oluştu.

Bu yıl, Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 8 Mart’a, etkileri devam eden ve uzun yıllar devam edecek olan bu depremin ağırlığıyla giriyoruz. Ataerkil kapitalist ülke düzeninin hayatlarımıza her anlamda kast ettiği, yaşamlarımızın iktidar ve sermaye nezdinde hiçbir şey ifade etmediği bilinci ve öfkesiyle giriyoruz! Milyonlarca insanda derin acılar bırakan Maraş depreminin etkileri, savaşlarda olduğu gibi kadınlar ve çocuklar üzerinde daha ağır yaşanıyor.

Başta iktidarın kapitalist politikaları olmak üzere, sermayenin, kentsel rantın, liyakatsizliğin, insan hayatını hiçe sayan imar uygulamalarının sebep olduğu bu büyük yıkımın sonuçları, zaten yoksulluk kıskacında, etnik ve dinsel olarak ayrımcılığa uğrayan, bölgesel eşitsizliğe, savaşa, emek sömürüsüne ve ataerkil şiddete en çok maruz kalan kadınları daha derinden etkiliyor. Enkaza dönen kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar bir taraftan da güvenlik endişesini yaşamakta, göçe, yoksulluğa, salgın hastalıklara ve şiddet riskine karşı en savunmasız toplumsal kesimi oluşturmakta.”

DEPREM, KADIN EŞİTSİZLİĞİNİ DAHA DA DERİNLEŞTİRECEK

Mert daha sonra şöyle konuştu:

“Büyük bir felakete ve insanlık dramına sebep olan iktidar ve kurumları ise kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikalarını hemen uygulamaya koymaktan geri durmuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı depremzede çocukların evlat edinenle evlenme engeli bulunmadığına dair tecavüz ve istismarı meşrulaştıran fetvalar verirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kimsesiz kalan çocukları yurtlarda ve okullarda adları taciz, tecavüz, istismar ve şiddet ile anılan tarikat ve cemaatlere teslim etmekten utanmıyor.

 İktidar bloğunun neoliberal politikalarının iş yerlerinde yarattığı güç eşitsizlikleri yaşanan depremle birlikte artarak devam edecek. Türkiye Dünya’da kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu, kadın yoksulluğunun en fazla ve kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biri iken; deprem ile birlikte bu daha da derinleşerek devam edecek. Yaşanan deprem ile birlikte derinleşen eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzdeki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikârdır.”

YAŞASIN KADIN MÜCADELESİ

“Bu süreç bizlere daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğu yüklüyor, diyen Mert, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Savaşın, yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve muhafazakâr politikaların sonucu neredeyse her gün bir kadının katledildiği, LGBTİ bireylerin her türlü şiddete maruz bırakıldığı, haklarını savunanların cezaevlerinde rehin tutulduğu, kadın emeğinin rekabetçi, güvencesiz, esnek ekonomi politikaları dayatılarak sömürüldüğü, kadınların hukuksal haklarının gasp edildiği, kadını sadece aile ile tanımlayan, onu toplumsal alandan dışlayan gerici, ataerkil politikaların dayatıldığı, kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş iktidar bloğuna karşı kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz. 8 Mart’ta ÖFKEMİZLE İSYANIMIZLA KADIN DAYANIŞMASINI ÖRÜYOR YAŞAMI YENİDEN KURUYORUZ! Yaşasın Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü! Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Kadın Mücadelesi.”

Haber Editörü: Nevzat Çağlar Tüfekçi




Bu haber 410 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI