Bugun...



Prostat Kanseri ve Üroradyoji Üzerine

Prostat kanserinin erken tanısı neden önemlidir? Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türü ve kansere bağlı ölümlerde de akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alıyor. Hastalık erken dönemde yakalandığında tedavi başarısı yüksek, ancak belirtilerinin ortaya çıktığı ileri dönemde uygulanacak tedavinin başarı oranı azalıyor. Nitekim tedavi sonrasında 5 yıllık sağ kalım oranı erken evrede yakalanan prostat kanserlerinde %100’e yakın, tanı konulduğunda ileri evrede olanlarda ise sadece %29.

facebook-paylas
Tarih: 11-02-2024 21:54

Prostat Kanseri ve Üroradyoji Üzerine

Prof. Dr. Ahmet Tuncay Turgut / Avrupa Üroradyoloji Derneği Türkiye Temsilcisi

Kaç tür prostat hastalığı var? Belirtileri benzer mi?

Prostat bezinin başlıca hastalıkları prostat iltihabı (prostatit), iyi huylu prostat büyümesi ve kanserdir. Bunlardan kuşkusuz en önemlisi olan prostat kanseri genellikle erken dönemde bulgu vermez, ancak hastalığın ilerlemesine bağlı olarak bazı belirtiler ortaya çıkabilir. Ancak, idrar yapma zorluğu, gece sık idrara çıkma, idrar veya menide kan görülmesi şeklindeki belirtiler iyi huylu prostat büyümesi veya prostat iltihabı gibi durumlarda da görülebiliyor.

Prostat kanserinin erken tanısı neden önemlidir?

Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türü ve kansere bağlı ölümlerde de akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alıyor. Hastalık erken dönemde yakalandığında tedavi başarısı yüksek, ancak belirtilerinin ortaya çıktığı ileri dönemde uygulanacak tedavinin başarı oranı azalıyor. Nitekim tedavi sonrasında 5 yıllık sağ kalım oranı erken evrede yakalanan prostat kanserlerinde %100’e yakın, tanı konulduğunda ileri evrede olanlarda ise sadece %29.

Muayene ve PSA testinin önemi nedir?

Prostat kanseri tanısı için öncelikle prostata özgü antijen (PSA) olarak bilinen kan testinden yararlanılır. PSA’nın yüksek seviyede olması hastanın prostat kanseri açısından riskli olduğunu ve ileri inceleme yapılması gerektiğini gösterir.

Prostat kanserinde kesin tanı nasıl konulur? 

Kesin tanı için mutlaka prostat biyopsisi yapılması gerekir. Biyopsi sonucunda kanser saptanırsa, uygulanacak tedavi biyopsiden elde edilen tümörün yerleşimi, agresif olup olmadığı gibi bilgiler dikkate alınarak belirleniyor.

Prostat kanseri tanısında ne gibi zorluklar var?

Biyopside kullanılan ultrason normal prostat dokusu ile kanserli dokuyu ayıramaz. Bu nedenle kanser şüphesi taşıyan bölgenin ultrasonda görülerek doğrudan bu bölgeden parça alınması çoğunlukla mümkün olmaz. Bunun yerine, prostatın farklı bölgelerinden 10-12 adet parça alınarak kanser “yakalanmaya” çalışılır. Ancak, biyopsi iğnesinin özellikle erken dönemdeki küçük boyutlu kanserlere “denk getirilememesi” tanıda güçlüklere yol açar. Bu hastalarda yüksek kan PSA değeri gibi şüpheli bulgular devam etmesine rağmen, biyopsi sonuçları hatalı olarak normal geldiği için, kanser tanısında gecikme meydana gelebilir. Bu durumu şöyle somutlaştırabiliriz; prostat kanseri olan her on kişinin üçünde, hastalık eski tip biyopsiyle gözden kaçıyor; bu durum takip sürecinde PSA yüksekliğinin devam etmesi nedeniyle tekrar tekrar biyopsi yapılmasına yol açıyor.

Prostat kanserinin erken tanısında yenilik var mı?

Özellikle son on yıl içerisinde görüntüleme teknolojisindeki gelişmeler sayesinde prostat kanserinin erken tanısında ve tedavisinde çok önemli gelişmeler kaydedildi. Prostatla ilgili en detaylı bilgi veren görüntüleme yöntemi olan multiparametrik MR adını verdiğimiz özel bir MR incelemesi sayesinde prostat kanserini en hassas şekilde ve en erken dönemde görüntüleyebiliyoruz. Daha da önemlisi elde edilen görüntüler yardımıyla yapılan MR füzyon biyopsi ile prostat kanseri erken dönemde saptayabiliyoruz.

Multiparametrik MR prostat kanserinin erken tanısına nasıl katkıda bulunuyor?

Multiparametrik MR’da prostat bezinde kanser şüphesi taşıyan bir bölge bulunup bulunmadığı belirlenir ve biyopsi sırasında doğrudan kanser şüphesi olan odaklardan parça alınması mümkün hale gelir.

Her MR cihazıyla multiparametrik prostat MR çekilebilir mi?

Hayır çekilemez, daha doğrusu çekilmemelidir. Prostat MR’ı sadece belirli teknik yeterliliklere sahip MR cihazlarında uygun ayarlar kullanılarak çekilmeli ve tecrübeli üroradyologlar tarafından raporlanmalıdır.

MR Füzyon biyopsi nedir? Klasik prostat biyopsisine göre üstünlüğü nedir?

MR füzyon biyopsi prostat kanserinin erken tanısını sağlayan yeni bir biyopsi yöntemidir. İşlem sırasında kanser şüphesi olan odaklara ileri teknoloji yardımıyla “nokta atışı” yapılarak yüksek doğruluk ve hassasiyetle parça alma işlemi yapılır. Klasik biyopsiden kaynaklanan hataların ve gecikmenin önüne geçilerek kansere daha erken dönemde tanı konulması amacıyla yapılır. Klasik yöntemle yapılan biyopsiden farklı olarak iyi yapılan bir MR füzyon biyopside kanser atlama oranı sıfıra yakındır.

Prostat kanserinde klasik tedavi yöntemleri nelerdir? Bunların yan etkileri var mıdır?

Cerrahi ve radyoterapidir. Ancak, bu tedavi yöntemlerinin uygulanmasıyla idrar kaçırma ve sertleşme bozukluğu gibi birçok yan etki ortaya çıkabiliyor.

Bu yan etkilerin bulunmadığı alternatif bir tedavi yöntemi var mıdır?

Prostatın sadece kanserli bölgesinin tedavi edildiği HIFU (High Intensity Focused Ultrasound) yönteminde bu yan etkiler neredeyse hiç görülmez.

HIFU; prostat kanserinin yüksek enerjili ses dalgalarıyla yok edilmesini sağlayan en modern ve gelişmiş tedavi yöntemidir. Kanser dokusuna milimetrik hassasiyetle yöneltilen ses dalgaları 90 0C’lik ısı etkisi yaratarak kanser hücrelerini birkaç saniye içerisinde kesin olarak yok eder.

HIFU tedavisinin en önemli üstünlüğü nedir?

Dünyada son yıllarda kullanımı giderek artan HIFU yöntemi sayesinde prostat kanseri ameliyata gerek kalmadan, tek seferde, yaklaşık 1 saatlik bir uygulamayla ortadan kaldırılabiliyor. HIFU tedavisi sonrasında hastalar aynı gün taburcu edilerek birkaç gün içinde normal hayatlarına dönebiliyor.

En önemlisi; HIFU ile prostat bezindeki kanserli doku tamamen yok edilirken bezin geri kalan normal kısmı korunuyor; bu sayede tümör çevresindeki normal dokunun sağladığı fonksiyonlar zarar görmediği için ameliyattan sonra görülebilen idrar kaçırma veya sertleşme bozukluğu gibi sorunlarla karşılaşılma riski de ortadan kaldırılmış oluyor.

HIFU tedavisi kimlere uygulanır? HIFU ile her prostat kanseri tedavi edilebilir mi?

HIFU yöntemi genellikle başlangıç evrelerinde bulunan, küçük boyutlu ve prostat dışına sıçramamış kanseri bulunan hastalarda uygulanıyor.

Prostat sağlığı için erkekler hangi kontrolleri yaptırmalı? Kontroller kaç yaşında başlamalı?

Her erkeğin 50 yaşından, ailesinde prostat kanseri görülenlerin ise 45 yaşından itibaren yıllık prostat muayenesi ve kan tahlili yaptırarak PSA düzeyine mutlaka baktırmasını öneriyoruz.

Prostat sağlığını korumak için yaşam biçiminde nelere dikkat edilmeli?

Sağlıklı yaşamın genel kuralları olan kırmızı et ve yağdan zengin fast food tipi beslenmeden kaçınarak sebze-meyve tüketimini arttırmak ve egzersiz yapmak prostat kanserinden korunmada önemli. Ayrıca, sigara içmenin prostat kanseri riskini arttırdığına ve aşırı olmamak şartıyla kahve ve yeşil çay tüketiminin bu riski azalttığına dair çalışmalar mevcut.  

KİMDİR?

Prof. Dr. Ahmet Tuncay TURGUT

Ahmet Tuncay Turgut, 1969’da Milas’ta doğdu. İzmir Bornova Anadolu Lisesi orta kısmını bitirdi. Ankara Fen Lisesi’nden 1987’de mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni (İngilizce) 1993’de bitirdi. Radyoloji alanında uzmanlık eğitimini 2001’de tamamladı, 2009’da Doçent oldu. Profesör olarak atanmış olduğu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda 2018’e kadar görev yaptıktan sonra çeşitli vakıf üniversitelerinde görev yaptı.

2017’de University College London’da prostat kanseri görüntülemesi (multiparametrik MRG) ve minimal invazif girişimsel tedavi yöntemleri (HIFU) konusunda mesleki ve akademik çalışmalarda bulundu. 

Dr. Turgut’un başlıca akademik çalışma alanları; girişimsel onkoloji, girişimsel radyoloji, erkek sağlığı ve prostat hastalıklarının tanı ve tedavisidir.

Bu kapsamda, ülkemizde prostat kanseri için en yeni tanısal işlem olan MR füzyon biyopsi ve prostat kanseri fokal tedavisi uygulamalarına öncülük etmiştir.

Büyük çoğunluğu uluslararası dergilerde yayınlanmış olan ve çoğunluğunda 1. isim yazar olarak yer aldığı 100’den fazla bilimsel makalesi bulunan Dr. Turgut, 60’ı uluslararası nitelikte tıp kitaplarında olmak üzere, toplam 72 kitap bölümü yazarıdır.

Yurt içinde ve yurt dışında bilimsel kongrelerde toplam 120’den bilimsel bildiri sunmuştur.

Alanında uluslararası ölçekte yayınevleri tarafından basılan 7 adet özgün kitabın editörlüğünü yapmıştır.

Türkiye’de alanında en fazla sayıda uluslararası kitap editörlüğü ve bölüm yazarlığı bulunan akademisyen konumundadır. 

Çalışma alanında çok sayıda uluslararası dergide Editör, Editör Yardımcısı ve Bölüm Editörü olarak görev yapmıştır.

Başta başkanlığını yaptığı Avrupa Ürogenital Radyoloji Derneği 2013 kongresi olmak üzere uluslararası ve ulusal ölçekte çok sayıda bilimsel toplantıda başkanlık, bilimsel kurul üyeliği, düzenleme kurul üyeliği gibi farklı görevler üstlenmiştir.

Çoğunluğu uluslararası olan saygın bilimsel kuruluşlar tarafından 100’den fazla bilimsel toplantıya “konuşmacı” olarak davet edilmiştir.

Avrupa Ürogenital Radyoloji Derneği (ESUR) bünyesinde Prostat Kanseri Çalışma Grubu ve Skrotal Görüntüleme Çalışma Grubu üyesidir. 

Avrupa Ürogenital Radyoloji Derneği (ESUR) Yönetim Kurulu tarafından “Türkiye Temsilcisi” olarak atanmıştır. Avrupa Tıp Uzmanları Birliği (EUMS)’nin Radyoloji Bölümünde “Türkiye Delegesi” olarak görev yapmıştır.

2011-2013 yılları arasında Türk Radyoloji Derneği Merkez Yönetim Kurulu’nda “Genel Sekreterlik” görevinde bulunmuştur.

Ürogenital Radyoloji Derneği kurucularından olup, halen Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmaktadır.

Aralarında uluslararası ölçekte faaliyet gösteren Avrupa Radyoloji Derneği, Avrupa Ürogenital Radyoloji Derneği ve Fokal Tedavi Derneği’nin de yer aldığı çok sayıda bilimsel ve mesleki derneğin üyesidir. 

İran ve Gürcistan Radyoloji Dernekleri tarafından “Onur Üyeliği”ne layık görülmüştür. 

Dr. Turgut, Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyesidir.

Dr. Turgut, radyoloji alanında gerek bölgesel ve gerekse global ölçekte işbirliğini geliştirmeye yönelik çalışmalarda da aktif olarak rol almaktadır.

Ayrıca, gelişmekte olan ülkelere radyoloji alanında bilgi ve tecrübe aktarımı ve tıbbi ekipman sağlanması konusunda faaliyet gösteren bir yardım örgütü olan “Medical Imaging Partnership”in “Danışma Kurulu Üyesi” olup çalışmalarına aktif olarak iştirak etmektedir.

Dr. Turgut, iyi derecede İngilizce ve Almanca bilmektedir.

İlklerden bazıları;

*Üç boyutlu yarı robotik füzyon biyopsi tabanlı fokal HIFU tedavisi Türkiye’de ilk kez Prof. Turgut tarafından uygulanmıştır.

*Prostat kanseri fokal kriyoablasyon tedavisi Türkiye’de ilk kez Prof. Turgut tarafından uygulanmıştır.

*Yazılım tabanlı üç boyutlu prostat MR-TRUS füzyon biyopsisi Türkiye’de ilk kez 2015’de Prof. Turgut tarafından gerçekleştirilmiştir.

*Türkiye’nin ilk ve tek “Prostat Görüntülemesi Mükemmeliyet Merkezi” 2015 yılında Prof. Dr. Turgut tarafından kurulmuştur. 

*Türkiye’de ileri görüntüleme tabanlı sertleşme sorunu tedavileri  Prof. Turgut tarafından başlatılmıştır.

*Türkiye’de tiroid papiller karsinomun perkütan ablasyonla tedavisi ilk kez Prof. Turgut tarafından gerçekleştirilmiştir.

*Prof. Turgut ülkemizde embolizasyonla obezite ve hemoroid tedavilerinin öncüleri arasındadır.

 




Bu haber 1847 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI