MEHMET ERDAL

SZC (Sözcü) TV'de yayınlanan 16.01.2024 tarihli KARŞI KARŞIYA Programında konuklardan Erol Mütercimler'in konuşmasından yola çıkarak 21.01.2024 günü “Bu Başkan Aday Adayları Kimler?” başlıklı bir yazı yazmış ve Erol Mütercimler'in o programda Datça'ya ve 31 Mart Yerel Seçiminde Datça Belediye Başkanlığı için partilerine başvuran bazı aday adayları ile ilgili söylediklerini özetledikten sonra konuşmasının bir yerinde geçen “ belediye başkanlığını kazanırlarsa (Datça'ya) yerleşecek olanlar...” sözünden hareketle bu başkan aday adaylarının kimler olduğunu sormuştum.

 SEÇİM YARIŞINDA HER ŞEY ÇOK ÖNEMLİDİR

Yazının yayınlanmasının üzerinden üç gün geçti, yanıt yok.

O yazıyı yazarken Erol Mütercimler'in bir bilgiye dayanarak bazı aday adayları için “...belediye başkanlığını kazanırlarsa (Datça'ya) yerleşecek olanlar...” dediğini varsaymıştım; hala da aynı kanıdayım ama yok eğer Erol Mütercimler böyle bir sözü “söylemiş olmak” için söylediyse, bir başka deyişle gerçekte ikametgâhı Datça'da olmayan ve haliyle partisi tarafından aday gösterilmesi durumunda 31 Mart günü Datça'da oy kullanamayacak olan tek bir aday adayı dahi yoksa elbette bu sorumuza hiçbir aday adayı çıkıp “Evet, benim ikametgâhım Datça'da değildir. Ben eğer seçilirsem Datça'ya gelip yerleşmeyi düşünüyorum, aksi halde başka bir yerde yaşamaya devam edeceğim, bilinsin isterim” demeyecektir.

Peki, benim halâ varsaydığım gibi Erol Mütercimler bir bilgiye dayanarak bu sözü söylemiş ise sorumun yanıtsız kalmasını nasıl açıklamalıyız? “Hele bir aday olayım, sonrası Allah kerim.” diye mi düşünülmektedir?

Yaşayıp göreceğiz!

 KEMAL KILIÇDAROĞLU DA OY KULLANAMAMIŞTI

Eğer bu konumda olan bir aday adayı var ve bu aday adayı partisi tarafından aday olarak gösterilir ise o adayın bu durumunun 31 Mart günü sandığa gidip oy verecek Datçalı seçmenin kararı açısından önemli olduğunu düşünüp, “Yasal olarak hiçbir sorun yok, biliyorum ama o gün oy verecek Datçalıların içini rahatlatmanız için soruyorum, lütfen...” demiştim.

Bir adayın ikametgâhının Datça'da olup olmamasının ve haliyle 31 Mart günü Datça'da oy kullanıp kullanamamasının seçmen açısından çok ya da hiç önemli olmadığını düşünenler, vatandaşın “sahiplenme” ve bir kişinin samimiyetine inanıp inanmama duygusunun o vatandaşın karar vermesinde ne ölçüde can alıcı önemde olduğunu unutmamalı, olmadı 2010 yılında yapılan “Anayasa değişikliği” referandumu sırasında CHP Genel Başkanı iken Kemal Kılıçdaroğlu'nun içerisine düştüğü durumu anımsamalılar.

CHP Genel Başkanı iken Kemal Kılıçdaroğlu 2009 yılında yapılan yerel seçimde adresinin kayıtlı olduğu İstanbul Kâğıthane’de oy kulanmış ama 2010 Referandumunda ikametgahı başka yere taşındığı için oy kullanamamıştı. Türkiye'de yaşayan vatandaşlara ait bütün bilgilere sahip olan merkezi yönetimin başındaki AKP iktidarı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Anayasa değişikliğine 'Hayır' oyu verin” çağrısı yaptığı referandumda oy bile kullanamadığı bilgisini kamuoyu ile paylaştığında herkes çok şaşırmıştı; öyle ya ülkenin ana muhalefet partisinin başkanı “Hayır oyu verin” çağrısı yaptığı referandumda kendisi oy bile kullanamamıştı.

CHP Genel Merkezi yaptığı açıklamalarda bu durumun nedenini “yoğun referandum kampanyası sürecinde sandık seçmen listelerini incelememe” olarak açıklamıştı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun imajı ve sonraki süreçte söylediklerinin inanırlılığı açısından bu olayın ne ölçüde başat bir etken olduğunu bilemem ama bakın şimdi benzeri bir olası durumu konuşurken ilk aklımıza gelen şey o oluyor.

 DATÇA “İNCİ” GİBİ BİR YERDİR

Datça Belediye Başkan Aday Adaylığı için partisine başvuranların içerisinde bu durumda olanlar var ise benim naçizane önerim şimdiden “Erol Mütercimler'in sözünü ettiği kişiler biziz” deyip bu durumu bilinir kılsınlar, böylece aday ilan edilmeleri durumunda hem kendilerinin hem de partilerinin konumunu olası eleştirilere karşı hazır hale getirsinler.

Bir yerel seçim sürecindeyiz ve Datça, Erol Mütercimler'in de ifade ettiği gibi sıradan bir yer değil, “inci” gibi bir yer. Bu inciyi isteyen çok kişi, çevre, parti, güç var.

Benden söylemesi!