![]() |
Tweet |
haberveinsan-
Muğla’nın Menteşe ilçesi Bayır Mahallesi ile Yatağan’ın Deştin Mahallesi arasında kurulmak istenen entegre çimento fabrikasına karşı mücadele eden çevre önderleri hakkında, bazı sosyal medya hesapları tarafından ‘para karşılığı eylem yaptıkları’ şeklinde karalama kampanyası başlatılmıştı.
Çimentocu şirketin karalama, algı ve imaj yaratma kampanyalarına karşı, Deştin Çevre Platformu üyeleri, bölge halkı ve çevre örgütleri, “Dostların arasında, doğanın tarafındayız,” sloganıyla Menteşe ilçesindeki Sınırsızlık Meydanı’nda, karalama iddiaları için bir eylemlilik gerçekleştirdi. Çevre örgütlerine ve köylülere, CHP PM Üyesi Alkım Denizaslanı, CHP il başkanı Zekican Balcı, CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay, Tunceli eski Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu destek verdi.
Katılımcılar ellerinde, “İftiralarınız kentimize saldırıdır”, “Muğla’mızı korumaya devam edeceğiz” yazılı pankartlar taşıdı ve “Deştin Çayı özgür akacak”, “Çimentocu şirket Muğla’yı terk et” sloganları attı.
ETKİNLİKTE KONUŞANLAR
Menteşe Sınırsızlık meydanında gerçekleşen etkinlikte; Halime Şaman (MUÇEP), Haluk Özsoy(Deştin Çevre Platformu Sözcülerinden), Fatih Mehmet Maçoğlu(Tunceli Eski Belediye Başkanı), Cumhur Uzun(CHP Muğla Milletvekili), Nejla Işık(İkizköy Çevre Komitesi Üyesi ve Muhtarı), Raziye Özdemir(Deştinli Direnişçilerden), Burcu Özdemir(Deştin Çevre Platformu sözcülerinden), Kazım Erol(Muğla Yeşil Yaşam Derneği), İsmail Şener(Deştin Çevre Platformu üyesi), Nevzat Çağlar Tüfekçi(Milas 78’liler), Cemalettin Küçük(Metalurji ve Malzeme Mühendisi-TMMOB Eski yöneticilerinden) birer konuşma yaptı.
Etkinliğin ilk konuşması Platform üyelerinden Halime Şaman tarafından yapıldı
Şaman şöyle konuştu: “Bazı kalemler namusuyla bu mücadeleye destek verir. Bazı kalemler ise namussuzluğu bir yaşam biçimi olarak belirler. İşte çimentocular o namussuz kalemleri bulmakta hiç zorluk yaşamadılar ve kirli, kötü bir dille bizi birbirimizden koparmaya çalıştılar. Ama bugün görsünler işte dostların arasında doğanın tarafındayız yan yana kol kola. Yollara düştük, mahkemelere başvurduk ve mahkemeler eliyle de çimentocuların kapısına mühürü astık. Deştinliler ne dedi; biz soframıza bir haramı, bir de yalanı oturtmadık oturtmayız. Şimdi onlar buradan duysunlar. Deştin Çayı gürül gürül ve söylediğimiz gibi hep özgür.”
Deştin Çevre Platformunun açıklaması platform sözcülerinden Haluk Özsoy tarafından okundu
Açıklama şu şekildeydi:
“Değerli dostlar, belediye başkanlarımız, vekillerimiz, siyasi parti yöneticilerimiz, sivil toplum örgütlerinden, meslek odalarından, sendikalardan temsilci ve üye arkadaşlarımız. Muğla’nın mücadeleci köylerinden arkadaşlarımız, Muğla halkı, yaşam mücadelesi veren bütün arkadaşlarımız yoldaşlarımız, hoşgeldiniz.
Karalama ve iftiralar
Bildiğiniz üzere karşılarında hukuki ve toplumsal anlamda her adımda kazandığımız ve mahkemeler yolu üzerinden hiçbir umudu kalmayan çimentocuların, son zamanlarda hakkımızda türlü araçlarıyla başlattığı karalama ve iftira kampanyalarıyla karşı karşıyayız. Bu karanlık yöntemler başka şehirlerde işe yaramış olabilir fakat Muğla’da sökmez. Bildiğiniz üzere bu karalama kampanyasını yürütmek için kalemler satın aldılar, o satılık kalemlere buradan sesleniyoruz, belli ki sizin kendinize ve çocuklarınıza onurlu bir gelecek bırakmak gibi bir derdiniz yok. Yalnız şunu bilin ki bizler sizin çocuklarınıza da onurlu bir gelecek bırakmak için mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Bu konuda uzun uzadıya konuşmayacağım, zaten kentimizin onurlu ve ilkeli gazetecileri ve bütün Muğla halkı sizlere ağzınızın payını layığınızca verdi.
Kişi kendinden bilirmiş işi
Değerli dostlar, onlara kızmayın çünkü gerçekten karşımızdakiler para olmadan kıllarını kıpırdatmayanlar, akılları paradan başka bir şeye çalışmayanlar, kendi postunun ötesinde herhangi bir şey düşünmeyenler. Kimsenin para olmadan doğayı, insanı, halkı, hakkı savunabilme ihtimalini bile inandırıcı bulmamaları çok normal. Kişi kendinden bilir işi. Bir insan karşısındakinin kafasının nasıl çalıştığını ancak kendi kafasının çalışma biçiminden hesap edebilir. Evet karşımızda gazeteler, gazeteciler satın alabilen, bizi karalamak için, zehir fabrikasını kanunsuz biçimde de olsa kurabilmek için milyarlar harcayabilen, büyük ve kötü bir sermaye var.
Küçük sapanlar, başardı
Ama şunu unutmayın, siz son model kalın zırhlarınızı, 2.5 metre boyunda dünyanın en pahalı kılıçlarınızı kuşanıp gelseniz de bir avuç köylü, yaşam savunucuları ve Muğla halkı, üzerindeki çaputlarla, evinde yaptığı küçük bir sapanla sizi alnınızın ortasından vurup devirdi, devirmeye de devam edecek çünkü ne kadar paranız olursa olsun, ne kadar devasa görünürseniz görünün, ister beşli çete olun ister faşizan karanlık sermaye, birleşmiş ve dayanışma içindeki bir halkı yenemezsiniz. Muğla’yı ne beşli çeteye ne faşizan karanlık sermayeye, ne de diğer kötülüklere yem etmeyeceğiz, sizin karanlığınızın Muğla’nın da üstüne çökmesine ne yaparsanız yapın izin vermeyeceğiz.
Beş benzemez parmak sıkılıp, yumruk olunca
Birazdan sizin için de uygunsa hep beraber Muğla’yı korumak için bir yemin edeceğiz. Biz mücadelelerimizde bir elin beş parmağı gibiyiz birbirine benzemeyen, boyu, ekonomik durumu, siyasi görüşleri, inançları, hayata bakışları farklı farklı olan beş benzemeziz ama bu beş benzemez birlik olup yumruk haline geldiğinde yani halk ayrılıklarına değil aynılıklarına odaklandığında karşımıza devler çıksa bile yere getirmeyi çok iyi biliriz. Şimdi aynı mücadelemizde olduğu gibi beş benzemez parmağımızı bir edip yumruğumuzu sıkalım ve yeminimizi edelim.
Yemin…
Ama öyle bağıralım ki hem çimentocular, hem beşli çete hem de Muğla’yı sömürme niyetinde olan bütün para babaları duysun.
Muğla’daki, her zeytin ağacına, yemin ediyoruz ki,
Muğla’daki, her portakal ağacına, yemin ediyoruz ki,
Muğla’daki, yetişen her fideye, yemin ediyoruz ki,
Muğla’daki, kurda kuşa, börtü böceğe ve her karış toprağa, yemin ediyoruz ki,
Muğla’yı, bütün pisliklerden ve yaşam düşmanlarından, temizleyene kadar,
Mücadele edeceğiz, yıllar sürse bile,
Mücadele edeceğiz, on yıllar sürse bile,
Mücadele edeceğiz, gerekirse yüzyıllar sürse bile.
Mücadele edeceğiz
167 kuruluşun ortak açıklama metni
167 sivil toplum kuruluşu, çevre, sivil inisiyatif ve meslek örgütlerinin imzasını taşıyan metni ise Deştin Çevre Platformu sözcülerinden Burcu Özdemir okudu. Metin, şu ifadeleri içeriyordu:
“Aşağıda imzası olan sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri olarak kamuoyuna bütün açık yürekliliğimizle duyururuz ki; Kâr hırsıyla gözleri dönmüş bir avuç sermayedarın yaşam savunucuları için yürüttüğü kirli iftira kampanyasını kınıyor, saldırının hedefine konulan onurlu Deştin Çevre Platformu üyelerinin yanında yer alıyoruz.
Ülkemizin her köşesinde ve ilimiz Muğla topraklarında yer altı ve yer üstü varlıklarına göz dikmiş, bu uğurda sularımızı, havamızı kirleten; yaşamımızı yok eden zalimlerin çabaları boşunadır. Çünkü biz yaşam hakkını savunanların, halkın yanındayız… Türlü maskeler ardına saklanan kalemler, gazeteci kılığına bürünmüşler eliyle yazdırdığınız yazılar, yalan haberler, bu ülkenin onuru olmuş yaşam savunucularına yönelik karalama çabalarınız güneşi balçıkla sıvamaya benziyor.
Deştin-Bayır köylüleri başta olmak üzere binlerce insan çimentonun grisine karşın zeytinin yeşili için on yıllardan beri mücadele vermekte. Ormanın canevine kurulmak istenen çimento fabrikası karşısında hukuk yoluyla haklarını aradıkları mahkemeler son kararı vermiş, çimento fabrikasının doğayı, yaşamı yok edeceğine hükmetmiş ve kapısına kilit vurmuştur.
Hukuk yoluyla defalarca yenilen sermaye, davamızı savunan iki avukatı da dahil ettiği karalama kampanyaları ile bizi birbirimize düşürmeye, 30 yıllık yoldaşlığımızı bozmaya, böylece bu mücadeleyi çökertmeye çalışıyor. Bu oyunu görüyor ve ifşa ediyoruz. Ancak bilin ki karalama kampanyanızın halkın bağrında yer tutmuş arkadaşlarımızla daha da kenetlenmemiz dışında bir etkisi yoktur. Arkadaşlarımızın yaşamı savunmak uğruna katlandıkları fedakârlığa yalnız bizler değil Deştin’in dereleri, Kaz Dağları’nın sincapları, Akbelen’in kuşları tanıktır.
Tekrarlamaktan onur duyuyoruz: Hepimiz Haluk Özsoy’uz, Nuray Şahbudak, İsmail Şener, Kadriye Tuncaelli, Mustafa Tuncaelli, Ferah Gümüşüz’üz. Dostların arasında, doğanın tarafındayız…”
Destek imzası verenler: