Tweet |
MEHMET ERDAL
İki gün öncesinden hem Yaka Mahallesi Muhtarı Tayfun Gümüş hem de o köylü olması hasebiyle Datça Belediye Meclisi CHP Grubu Üyesi Saffet Tokgöz ile sözleşmiştim; 28 Ağustos Çarşamba günü saat 12.00'de Yaka/Kumyer'e geldik. İlk Saffet hocayı gördük. Muhtar, biraz ileride, kahvenin karşısında, duvarın dibinde iki köylüsüyle oturuyordu. Buradan gelip geçerken gördüğüm kalabalık yoktu. Saffet hoca “Bugün yok. Gelme saatinizi erteleyelim diye de düşündük ama bugün gelen giden bu kadar” dedi. Bulunanlarla tokalaşıp kahveye yöneldik.
İNSAN AKLI UNUTKANLIĞIYLA MEŞHURDUR
Saffet hocanın belediye meclis üyesi olması ve 06 Ağustos günü yapılan belediye meclis toplantısında bulunması nedeniyle ona ve o toplantıya atıfta bulunup buraya gelme nedenimiz olan konuyu özetledim. Anlatırken aklımda kalanlara güvendiğim için hata yapıp listeye Yaka'dan 2 taşınmazın alındığını söyledim. Hem muhtar hem de Saffet hoca Yaka'dan 2 değil bir taşınmazın listeye alındığını, orasının da eski mezarlık olduğunu söylediler; Saffet hoca, onun da listeden çıkarıldığını söyledi. Bazen aklıma çok güveniyorum ya çok emin bir biçimde belediyenin yayınladığı Ağustos Ayı Olağan Belediye Meclis Toplantısı bilgilerine baktım, muhtar ve Saffet hoca haklıydı; Yaka'dan bir taşınmaz listede vardı.
YENİ BAŞKAN BORCU KUCAĞINDA BULDU
Muhtar Tayfun Gümüş “Belediye nasıl ödesin?” diyerek buraya geliş nedenimiz olan konu ile ilgili düşüncesini açıklamaya başladı. Ona göre Cumhurbaşkanı'nın ivedilikle ödenmesini istediği SSK borçları birikmişti. Yeni başkan, seçildiğinde bu borcu kucağında bulmuştu. Bu borcun ilerlememesi için bir an önce çözülmesi, yani kesilip atılması gerekiyordu. Bundan sonra ise “düzenli bir ödeme politikası izlenerek bu borçların birikmemesi” lazımdı.
Muhtarım, size göre bu borcun ödenmesi için mi bazı taşınmazların satılması yapılabilir?
“Başka türlü altından kalkamaz belediye. Bu borcu ödemek için bir-iki parsel satabilir ama sürekli parsel satmak doğru değil. Biz de borcumuz olduğunda tarla satıyoruz, Devlet de satıyor. Satılmasa keşke, 10 yıl, 20 yıl geriye dönsek, bu borçlar zamanında ödense ama Aytaç başkanımız şimdi bu borçları kucağında bulmuş.”
Kahvede bulunanların sayısı çok olmasa da bir-iki artıyor. Cüneyt Şahin, Tanju Şaşmaz, Adnan Şaşmaz, Armağan Karacan, Yücel Canözü, Ömer Yavuz... Konuşanlar benzer görüşler dile getiriyorlar. Bir Yakalı SSK borçlarının ödenmesi için verilen sürenin uzatılıp uzatılmamasına dair bir soru sorduktan sonra ödeme süresinin Ekim-Kasım ayları olduğuna ve bu konuda başkaca bir bilgi olmadığına dair farklı kişiler görüş belirtiyorlar. Aynı kişi “Belediyenin bu sürede bu borcu ödeme şansı hiç yok. Sizce var mı?” diye soruyor.
Muhtar her ayın ilk Cuma günü olduğu gibi Ağustos Ayı ilk Cuma günü yapılan muhtarlar toplantısına atıfta bulunarak “Biz toplantı halindeyken Kaymakam bey aradı, SSK müfettişlerinin geleceğini söyledi, başkan ne yapacağını şaşırdı zaten.” diyerek toplantıda tanık olduklarına dair özet bilgi verdi. O da Datça Belediyesi'nin birikmiş SSK borçlarının ne kadar olduğuna dair kesin bir bilgiye sahip değildi. “Aytaç başkana bu borcun ne kadar olduğunu sordum, söylemedi. Açıklasa belki çok daha iyi olacak ama açıklamıyor.” dedim. Borcun ne kadar olabileceğine dair bazı rakamlar ifade ediliyor. “Belediyenin Datçalılardan 53 milyon civarında tahsil edilemeyen alacağı söyleniyor.” diyorum. Bir yakalı “Ama alamıyor” diyor.
HÜKÜMET KOLAYLIK GÖSTERMELİ
Bir Yakalı 06 Ağustos günü yapılan toplantıda konu görüşülürken MHP Grubu Sözcüsü Serdar Ören'in “Belediyenin birikmiş SSK borcu için taşınmazların satışına karşı olduğuna” dair konuşmasına atıfta bulundu. “Muhalefet gereği mi öyle konuştu?” diyorum. “Öyle olsun ya da olmasın, önemli değil” diyor. Hükümetin de bazı yerleri sattığını söylüyor. Hükümet belediyelerin SSK borçlarının ödenmesi için uzun bir süre verse bu taşınmazlar satılmayabilirdi ama verilen süre 3 aydı, bu kadar kısa bir sürede bu borç ödenemezdi. Muhtar, borcun bir kısmının hükümet tarafından düşülmesinin, geri kalanı için ise belediyenin gelirine göre 4 yıl, 5 yıl gibi süre verilmesinin iyi olacağını söylüyor. “Yani” diyorum, ”Hükümet, vergi aflarında yaptığı gibi bu SSK borçları için de kolaylaştırıcı bir öneride bulunsa iyi mi olur?” diye soruyorum. “Daha iyi olur. Belediye böylesi bir durumda 2 parsel satacağına bir parsel satar.” diyor. Muhtar hem belediyeyi hem de Devleti kollayan bir noktadan sorunun çözümünden yana görünüyor. Bir Yakalı “Devlet babalığını göstermeli. Devlet babalığını yapacak.” diye sohbete katıldı. “Devlet babalığını yapmıyor mu?” diyorum, “Yapmıyor.” diyen farklı sesler yükseliyor. Kamuoyunda 5'li çete olarak anılan şirketlere tanınan ayrıcalıklar konusunda görüşler ifade ediliyor.
HÜKÜMETİN AMACI BAŞKA
Bir Yakalı “Devlet Datça Belediyesi'nin bu borcu istediği zamanda ödeyemeyeceğini biliyor bilmesine” diyerek görüş belirtti. Ona göre bu konuda hükümetin amacı başkaydı. Bir başka Yakalı “Olay başka yere kayıyor da” dedi. Bir Yakalı, şirketlerin %90'ının Devlete ait olan borçlarını ödemediğini söyledi. “Devlet şirketler ile belediyeler arasında adil davranmıyor mu?” diyorum, bir ses “Davranmıyor tabii.” diyor. “Yani Devlet şirketlere 'öde' demiyor ama belediyelere 'öde' diyor; bu durumda Devlet adil davranmıyor demektir.” diyorum. “Hep garibanlara 'öde' diyor”, “Kendi belediyelerine 'öde' demez”, “Kendi belediyelerine bunu söylemez.”... şeklinde görüşler dile getiriliyor. Uzakta oturan bir Yakalı “Devlet neden bu zamana kadar beklemiş?” diye soruyor. “Bilmiyorum. Bu konuda ne düşündüğünüzü öğrenmek için geldim.” diyorum. Yorumlar yapılıyor.
Bir Yakalı Devletin ihalelerde istediği kişiye ihaleyi verdiğini ama Datça Belediyesi'nin ihaleye çıktığında aynı işi yapan 10 kişiden teklif aldığını söylüyor. İşinden yola çıkarak Devletin adil davranmadığını anlatmaya çalışıyor. “Devlet çifte standart uyguluyor” diyor.
Cumalı ve Kızlan Muhtarlarına sorduğum gibi Yaka Muhtarı Tayfun Gümüş'e de belediye başkanının SSK borçlarının zamanında ödenebilmesi için belediye meclisine bu öneriyi getirmeden önce konuyu muhtarlar olarak kendileriyle görüşüp görüşmediğini soruyorum. Muhtar, tam emin değil, “Temmuz Ayı Muhtarlar Toplantısı olabilir” diyor, başkanın belediye meclis toplantısına böyle bir öneri sunacağını söylemediğini ama borca karşılık bazı gayrimenkuller göstermek zorunda olduğuna dair konuşmaları olduğunu söylüyor. “Aynı anlama geliyor bu da. Başkan takası düşünüyor.” diyorum. “Bu gayrimenkuller Yaka'dan mı olur, başka bir yerden mi olur, bu konuda bir şey söylemedi.” diyor. “O taşınmazlar komisyonda belirlendi, onun tanığıyım.” diyorum. Muhtar belediye başkanının “Elim kolum bağlı” dediğini söylüyor.
Muhtar belediye deneyimi olduğu için başkanın konuşmalarından neyi kastettiğini anladığını söylüyor.
SSK BORCUNU ÖDEMEK İÇİN SATIŞ YA DA TAKAS YAPILABİLİR
Konuşmaların gidişatından yola çıkarak “Şimdi burada çok sayıda kimse yok ama konuşmalar bakılırsa bu köyde 'satılmasın' şeklinde aykırı görüş belirten yok.” diyorum. “Yakalılara göre 'ihtiyaç olduğu için nasıl ki bir vatandaş kendi mülkünü satıyorsa belediye de bu SSK borcunu ödemek için elindeki bazı taşınmazları satabilir ya da takas edebilir'.” Muhtar “Gelinen noktada satmak zorunda.” diyor. “Hükümet belediyeye bir kolaylık gösterse, işte şirketlere gösterdiği gibi, daha iyi mi olur?” diyorum. Muhtar “Daha iyi olur” diyor.
Sohbetin sonuna doğru konuşulanların özetini yapıyorum: “Belediye'nin SSK borçlarının ne kadar olduğunu bilmiyoruz ama Yakalıların yaklaşımı 'Başkan bu borcu kucağında buldu. Cumhurbaşkanı da bu borcun kısa vadede ödenmesini istiyor. Bu durumda bu borçların ödenebilmesi için şu an belediye mülkinde olan bazı taşınmazların satılma durumu doğdu. Başka türlü bu borcun ödenmesi olası değil' şeklinde.”
TAŞINMAZ SATILMADAN DA HİZMET YAPILABİLİR
Bu özetlemeyi yaptıktan sonra Kızlan'da bazı Kızlanlıların dillendirdiği, geçmişte Gürsel başkanın da yaptığı gibi bazı hizmetlerin yapılabilmesi için de bazı taşınmazların satılması konusunu soruyorum. “Biz satılmaya karşıyız. Keşke hiçbir yer satılmasa” diyor bir Yakalı. “Satılmadan da hizmet yapılabilir.” “Siz bu borcun ödenmesi dışında taşınmazların satılmasını çok uygun bulmuyorsunuz o zaman? Sadece bu borç için satılmasına tarafsınız?” diyorum. Ses çıkmıyor. Kahvede var olanların böyle düşündüğünü düşünüyorum. “Anladım.” diyorum.