78 Kuşağı; 1968’in gençlik hareketlerinden etkilenmiş, gencecik yaşlarında tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye için hayatlarını ortaya koymuşlardır.
68 kuşağının İstedikleri; daha fazla özgürlük, eşitlik, adalet ve yaşanabilir bir çevreydi.
68 hareketleri, anti-emperyalist bir karakter taşımaktadır.
68 kuşağının devrimci mücadelesi, kendilerinden sonra gelen 78 kuşağını etkilemiş, onların sol bilinci ve devrimci kişiliğinin oluşmasında önemli rol oynamıştır.
68’liler 78 Kuşağına örnek oldu
68 kuşağının mirasını devralan 78 kuşağı, onların bağımsız Türkiye ideallerini daha da ilerilere taşımışlardır.
Denizler’in idam sehpasındaki kararlıkları, Mahirler’in Kızıldere’de kuşatıldıklarında teslim olmamaları ve İbrahim Kaypakkaya’nın işkencede ser verip sır vermemesi;
Onların bu kararlıkları, kendilerinden sonra gelen bizim 78 kuşağı tarafından örnek alınmış; fikirleri ve mücadeleleri bize rehber olmuştur.
78 kuşağı ağır bedeller ödedi
Bizler, 1980 öncesinde 15-20 yaş arası gençlerdik. Güzel günlere inanmıştık. Sömürüsüz, baskısız, özgürlükçü bir düzen hayal ediyor ve bunun için mücadele veriyorduk. Ölüm bizim için korkulacak bir şey değildi. Ölüm nereden gelirse gelsin; hoş geldi, sefa geldi diyorduk. Cesaretliydik, kararlıydık, inançlıydık, gözü karaydık ve hep güzel günlerin geleceğine inanıyorduk.
Bu mücadelede kimimiz erken yaşta hayata veda etti, kimimiz ağır işkencelerden geçti, hapis yattı. Herkes 12 Eylül 1980’de kendi yaşamında ağır bedeller ödedi. Yaşamlarımız hep rötarlı oldu. İşimizi önümüze koymak, kendimize yeni bir yaşam kurmak: çok zaman aldı. Yaşam mücadelesinde bazılarımızın psikolojisi bozuldu.
78’in gençleri, bugün birer nine-dede oldu
1980 öncesinde 15-20 yaşlarında olan bizler, bugün her birimiz 60-70 yaşlarında nine-dede konumunda olan insanlarız. Her insan, yaşı ne olursa olsun yaşadığı sürece sömürüye, baskı ve zulme karşı mücadele içinde olmalıdır. Haksızlıklara karşı tepki vermelidir.
Özgürlük meşalesi ölünceye kadar elimizden hiç düşmeyecek; sağlığımız elverdiği, nefesimiz yettiği sürece demokrasi mücadelesinin içinde olmaya devam edeceğiz.
Çevremize, doğamıza sahip çıkacağız. Bir avuç sermaye grubunun, rant uğruna, maden uğruna yaşadığımız yerleri talan etmesine, havamızı kirletmesine, yeraltı sularımıza zarar vermelerine, ülkemizi çölleştirmelerine izin vermeyeceğiz.
Bu ülkeye güzel günlerin geleceğine inanıyoruz ve yaşadığımız sürece mücadelemiz hep bu yönde olacak.
Kararlı ve inançlı olduğumuz, zulme boyun eğmediğimiz sürece; her şey daha güzel olacaktır.
Birleşe birleşe kazanacağız; direne direne hedeflediğimiz noktalara ulaşacağız...