Mehmet Erdal / Datça

Ormanı yok edecek kömür madeni genişlemesine karşı iki seneyi aşkın süredir İkizköylüler ve yaşam savunucuları tarafından savunulan Akbelen Orman sahasında bu sabaha karşı yüzlerce jandarma ve toma korumasında yeniden başlayan doğa katliamının duyulmasından sonra Datça Demokrasi Platformu bugün saat 20.00'de Cumhuriyet Meydanında toplanarak saldırıyı protesto etme ve bir basın açıklaması yapma çağrısında bulundu.

Dün gece Akbelen Ormanına giden ve saldırı anında olay yerinde bulunanlardan MUÇEP Datça Eş Sözcüsü Sedat Yağcıoğlu meydanda toplanan Datçalılara Akbelen'de yürütülen direniş ve bu sabahtan itibaren olup bitenlerle ilgili bilgi verdi.

Basın açıklamasını Nurhan Yeşilnur okudu

“28 Mayıs seçimleri iktidarın eline her tür talanı gerçekleştirmek için büyük bir fırsat verdi.” diyerek basın açıklamasında daha sonra şunlar dile getirildi:

“Eşit olmayan koşullarda her tür devlet imkanını kullanarak ve denetimden yoksun bir şekilde girilen ve meşru geçerliliği halk nezdinde bulunmayan bu seçimler sonucunda Saray koalisyonu ülkeyi büyük bir soygun ve rant alanına çevirmek üzere kolları sıvadı.
İktidar bir yandan ekonomik terör ile halkı daha da yoksullaştırırken diğer yandan sermaye çevrelerine her tür talanı yapması için de büyük bir fırsat sunuyor. Coğrafyanın her bir niteliği şu an sermaye çevreleri için ranta çevrilmeyi bekleyen bir değer olarak görülmektedir.
Bu çerçevede kıyılardan, ormanlara, derelerden, göllere her yer büyük bir saldırı altındadır ve bu saldırılar baş döndürücü bir şekilde sürmektedir.
Her tür karanlık yol denenerek kazanılan seçim adeta büyük bir saldırının da başlangıç işareti olmuştur. Hukuk artık rafa kalkmış, iktidar önünde engel olarak gördüğü her şeye fütursuz bir saldırı başlatmıştır. Ellerindeki Anayasa Mahkemesi kararına rağmen her Cumartesi Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi İnsanlarına yapılan saldırılar ile kıyıların özel işletmeler tarafından talanı artık doğrudan iktidar ipi ile birbirine bağlıdır.
Milas'ta bulunan Akbelen Ormanları da bu saldırılardan bir tanesini oluşturmaktadır. İki yıldır ormanlarını kömür madenine karşı amansızca savunan İkizköy sakinleri bu sabah devletin kolluk güçlerini karşılarında buldu. Arkasına polisi ve jandarmayı alan Limak Holding Akbelen Ormanı'nı yok etmek için nöbet bekleyen köylüleri alandan uzaklaştırarak kesime başladı.
Aşırı ısınan hava sonucu ormanlar yangınlarla yok olurken sermaye-iktidar el ele vererek alevsiz yangın ile bu yok oluşa büyük bir katkı sunuyor. İklimin değiştiği, kuraklığın kapımıza kadar geldiği şu kritik günlerde her bir ağaç yaşamsal değerdeyken bu girişilen doğa katliamı tüm canlılara yapılan yaşamsal bir saldırıdır.
Ülkedeki her karış alana maden ruhsatı veren iktidar bu sürecin en büyük sorumlusudur. Zeytinlikleri, çam ormanlarını kömüre feda etmek bu coğrafyada yaşayan herkesin ömrünü feda etmektir.
Ekonomik kriz de iklim krizi de rant ve kar sevdasının birer sonucudur. Bir krizi diğer krizi büyüterek çözemezsiniz. Bugün yaşanan en büyük kriz siyasi krizdir. Bu siyasi kriz diğer krizlerin hayatı esir almasını sağlamaktadır. Bu siyasi kriz sonucunda yaşam daha çekilmez hale gelmektedir. Sermayenin ve bir avuç insanın refahı için milyonlarca insanın yaşamı feda edilmektedir.
Yeter! Yeter! Çekin ellerinizi yakamızdan!
Çekin ellerinizi ormanlarımızdan, derelerimizden, dağlarımızdan, kıyılarımızdan.
Çekin ellerinizi doğamızdan, hayatlarımızdan.”

Basın açıklamasından sonra sokak oyuncuları “keder ve neşe” oyununu sergilediler.