Bugun...



Boş ver, sen söylemeye devam et Apolas!

Türkiye son yıllarda tuhaf bir ülke oldu. Bir şarkıcı, şarkısıyla değil adıyla tartışıyor. Adı Apolas Lermi Trabzon’un Tonya ilçesinde doğmuş, İstanbul’un varoşlarında büyümüş, Karadeniz’in dilleriyle, kültürleriyle yoğrulmuş, köylü çocuğu bir müzisyen. Bir türkü derleyicisi, bir hafıza işçisi. Kemençenin ağıtından modern tınıların arasına yol açmış biri.

facebook-paylas
Güncelleme: 31-10-2025 01:23:33 Tarih: 31-10-2025 01:18

Boş ver, sen söylemeye devam et Apolas!

SEDAT KAYA

Türkiye son yıllarda tuhaf bir ülke oldu.
Bir şarkıcı, şarkısıyla değil adıyla tartışıyor.
Adı Apolas Lermi
Trabzon’un Tonya ilçesinde doğmuş, İstanbul’un varoşlarında büyümüş, Karadeniz’in dilleriyle, kültürleriyle yoğrulmuş, köylü çocuğu bir müzisyen.
Bir türkü derleyicisi, bir hafıza işçisi.
Kemençenin ağıtından modern tınıların arasına yol açmış biri.

Kaybolmaya yüz tutmuş Romeyka diline ses olan,
Karadeniz’in çok kültürlü geçmişini saklandığı sisin içinden çekip çıkaran bir sanatçı.
Ona kulak veren herkes bilir.
Onun derdi popülerlik değil, hafıza.
Şöhret değil, kültürün solmaması.

Bir “kimlik” dayatması değil, yan yana yaşamanın naif çağrısı.
Türkiye’de herkes “çok kültürlülük” konuşur,
Ama bu toprakların gerçek seslerinden biri ortaya çıkınca nedense rahatsızlık büyür.
Sonra saldırı başlar:
“Neden bu isim?”
“Neden bu dil?”
“Gavur bu”

Sanki Karadeniz sadece tek renkti.
Sanki tarih kitapları tek bir dünya anlatıyordu.
Sanki bu coğrafyada Rum yoktu, Laz yoktu, Hemşin yoktu, Ermeni yoktu,
Sanki herkes bir zeytin ağacı altında doğmuş gibi…

Hayır efendim, öyle değildi.
Birileri bugün hâlâ o çok renkliliğin korkusunu taşıyor.
Öylesine linç edildi ki Apolas, sonunda patladı.
“Bir ismi onurlandıran ya da kirleten şey, onun kökeni değil, onu taşıyan kişinin dünyaya kattıklarıdır.”
Basit, net ve doğru.

Mahkeme kayıtlarında Ali, Mehmet, Mustafa isimli suçlular bulursunuz,
Ama adı Apolas olan bir hırsıza rastlayamazsınız.
Çünkü o isim, bir sahne ışığından değil, bir kültürün küllerinden doğup sahneye çıkmıştır.
Bu yüzden rahatsız eder.

Çünkü gerçek kökü olan, kökü olmayanı huzursuz eder.
İsme takılanların derdi “Türklük” değil, tek renklik.
Bu memlekette İngilizce sahne adı taşıyan birine laf edilmez ama Karadeniz’in içinden gelen bir ismi duyanlar diken olur.
Bu çelişkinin adı: özgüven eksikliği.
Ve belki de biraz daha fazlası: kültür fobisi.

Bir sanatçı ismiyle değil, sesinin bıraktığı izle değerlendirilir.
Apolas’ın sesi Karadeniz’in sisinden taşar, dünyaya ulaşır.

Bunu gölgelemek isteyenlerin sesi ise ancak sosyal medya trol koğuşuna kadar gider.
Bir isimden korkanlar, aslında bir tarihten korkarlar.
Ve tarih, korkanları değil; korkmadan konuşanları yazar.
O yüzden korkmadan konuş Apolas.

"Sahil yolu yaptilar da paralari kaptiler
Barajlari yaptilar da paralari kaptiler
Üç beş kuruş liraya memleketi sattilar
Ha bu yalan dünyanun çilesini çekerum
Memleketi satanin anasinu severum.”




Bu haber 755 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI