Tweet |
MEHMET ERDAL
Datça Kadın Platformu, Diyarbakır'ın merkez Bağlar İlçesi Tavşantepe Mahallesinde (köyünde) hunharca öldürülen 8 yaşındaki Narin için bugün bir basın açıklaması ve kısa bir yürüyüş gerçekleştirerek “Narin’e önlük yerine kefen giydirdiniz, bu yetmedi bir de tabutunun üstüne gelinlik koydunuz; bu karanlık zihniyetinizi kabul etmiyoruz.” diye haykırdılar.
Datça Kadın Platformu her salı günü olduğu gibi bugün saat 18.00'de Berkin Elvan Heykeli önünde gerçekleştirilecek Adalet ve Barış Buluşması anında Narin için de bir araya gelme çağrısı yaptı; çoğunluğu kadın çok sayıda Datçalı çağrı üzerine o saatte Berkin Elvan Heykeli önünde buluştu.
Datça Kadın Platformundan Nurşen Özgü Sönmez Datçalı kadınların duygularını, öfkelerini ve düşüncelerini yansıtan basın açıklamasını okudu.
“Bizim yasalarımız yeterli diyerek İstanbul Sözleşmesi’nde bir gecede çıkmasaydınız, 6284’ü gereğince işletseydiniz çocuklar ve kadınlar bu kadar kolay katledilmeyecekti” diye başlayan basın açıklaması şöyle devam etti: “On yaşında Cemile, sekiz yaşında Narin, dere kenarına bırakılan Leyla, 11 yaşındaki Rabia Naz, dokuz yaşındaki Cinna, mercimek iş kazasında değil tahammülden öldürülen, cinayetlerin kurbanı işçi çocuklar, çocuk koğuşlarında, tarikat yurtlarında, sözde dini eğitim veren merdivenaltı kurslarda, o çok kutsadığınız aile içinde istismara uğrayan, şiddet gören çocuklar, idam etmek için yaşı büyütülen çocuklar, depremde kaybettiren, sonlarının ne olduğu bilinmeyen çocuklar, anneleriyle birlikte öldürülen çocuklar, gözleri önünde anneleri öldürülen çocuklar, babaları yıllar sonra toplu mezarlarda bulunan çocuklar, nineleri cumartesi anneleri olan çocuklar, yoksulluk, açlık, çağ dışı eğitimleriniz de harcadığınız çocuklar, yani bizim çocuklarımız.
Dün Narin’e önlük yerine kefen giydirdiniz, bu yetmedi bir de tabutunun üstüne gelinlik koydunuz; bu karanlık zihniyetinizi kabul etmiyoruz. Küçücük köyde Narin aranırken 19 gün bütün köylüler, yetkililer kör, sağır, dilsiz oldular. Susmayan basını da yayın yasağı ile susturdunuz. Oysa çocuklar ölürken değil, uyurken susulur. Bizler çocuk ölümlerinde, kadın ölümlerinde katil yandaşsa hele, katilin korunacağını Rabia Naz'ın katlinde öğrenmiştik. Aladağ‘da yanan kız çocuklarından öğrenmiştik. O yüzden her gün daha yüksek sesle sormaya devam ettik; Narin neden katledildi? Bu işin arkasında kimler var? Bu cinayeti işleyen kim ya da kimler? Biz biliyoruz ki kadın cinayetleri gibi çocuk cinayetleri de politiktir. Narin için adalet, çocuklar için adalet istiyoruz. Katilleri, tecavüzcüleri değil, çocukları koruyan devlet istiyoruz. Artık kan kusup, kızılcık şerbeti içtik demiyoruz. Kol kırılıp yen içinde kalmayacak; öfkeliyiz, susmuyoruz, susmuyoruz! Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!”
Basın açıklamasından sonra kadınlar insan zinciri oluşturarak ve sloganlar atarak ellerinde farklı içerikteki dövizler ile cadde boyunca Cumhuriyet Meydanına yürüdüler. Orada Narin'in adını Anıt Ağacının dallarına, Narin'den önce öldürülen kız kardeşlerinin isimlerinin yanına astılar.