MEHMET ERDAL

Yıllık enflasyonun ENAG'a göre %83,40, TÜİK'e göre ise %44,38 olduğu ülkemizde merkezi yönetimin örneğin vergi, harç ve cezalara %43,93 zam yaparken sayıları milyonları bulan emeklilere %15,75 zam dayatması karşısında Datça'da yaşamını sürdüren emekliler de seslerini yükselttiler; dünden beri Datça'nın yıllardır görmediği bir biçimde yağan yağmurun ara verdiği bir zaman diliminde bugün saat 13.00'te İskele Mehallesi Semt Pazarı girişinde 2021 Tüm Emekliler Sendikası Datça Şubesi bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

BÜYÜK BİR SOYGUN İLE KARŞI KARŞIYAYIZ!

“Büyük bir soygun ile karşı karşıyayız. Karşı karşıya olduğumuz bu soygun milyonlarca emekliyi daha fazla yoksulluğa iten, milyonlarca emeklinin hayatını her geçen gün biraz daha kısaltan yasal bir soygun.” diyerek başlayan basın açıklaması şöyle devam etti:
“Üzerimize çevrili enflasyon silahına karşı varımızı yoğumuzu vermemiz isteniyor. Karanlık köşe başında yol kesen eşkıya bile sorar: 'Ya paranı ya canını' diye. Bu soygunda hem paramız hem de canımızı vermemiz isteniyor.

Evet, hem paramız hem de canımız isteniyor. Yıllarca alın teriyle çalışan milyonlarca emekliye %15,75 zam dayatarak zaten kuşa dönmüş aylıkları iyice yaşanmaz hale getiriyorlar. Enflasyon diye dayattıkları rakamların gerçeği yansıtmadığını bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar. Amaçları zaten emekliye, emekçiye hak ettiğini vermek değil.
İktidar, Mehmet Şimşek ile özdeşleşmiş Orta Vadeli Program hamlesi ile ülkeyi sözde düze çıkartmaya çalışıyor.

Ülke dediklerine bir bakalım. Bundan 22 yıl önce en düşük emekli aylığı ile yaklaşık 7 tane çeyrek altın alınabilirken bugün 2,5 tane ancak alınabiliyor. Bu sırada sadece 10 büyük bankanın aktif büyüklüğü 2023 sonuna göre yüzde 30 artışla 25 trilyon 213 milyar liraya yükseldi. İşte ülke dedikleri şey bu: Sermayenin, patronların, finans şirketlerinin büyümesi. O "ülke" biz emeklileri, asgari ücretle çalışanları, bugün kara, soğuğa rağmen fabrikasının önünde direnen işçileri kapsamıyor. OVP denen program milyonların emeğinden, cebinden alıp sermaye sahiplerini büyütmeye yarayan bir program ve o programın emrettiği rakamlar bize karşı silah olarak kullanılıyor.

Bundan 22 yıl önce emeklinin cebine giren 7 çeyrek altın bugün 2,5 taneye düşerken arada kaybolan 4,5 altın işte soygunun miktarını gösteriyor bize. Bizden çalınanların nerede olduğunu görmek için, büyüyen finans dünyasına, şirket kârlarına bakmak yeterli olacaktır.
Hepimiz %15,75'lik bir enflasyon rakamının gerçeği yansıtmadığını biliyoruz. Çünkü yaşamak için çarşıya, pazara çıkıyoruz. Ev kiramızı ödemeye çalışıyoruz. Hangi raftaki ürünün fiyatı altı ayda %15,75 arttı, bize kim gösterebilir? Geçtiğimiz seneden bugüne her şeyin fiyatı neredeyse ikiye katlanmışsa bu zammı emekliye dayatmanın adı soygundur ve emekliyi daha fazla yoksulluğun pençesine atmaktır.

EMEKLİYİ YOKSULLAŞTIRMAK CİNAYETTİR!

Ömrünü çalışarak geçirmiş milyonlarca emekliyi bu zamlarla yoksullaştırmak cinayettir! Açlık sınırının 21 bin TL'yi geçtiği yerde en düşük emekli aylığının 14 bin TL civarında olacak olması milyonlarca insan için beslenme, barınma ve temel ihtiyaçların karşılanamaması demektir ve bu da milyonlarca emekliyi yavaş yavaş ölüme terk etmektir.
Yasal soygunun sonu yasal cinayettir!
Bu soyguna da cinayete de hayır diyoruz.
Biz emekliler insanca yaşayacak bir aylık istiyoruz.
OVP'nin emrettiği, TÜİK'in dayattığı rakamları kabul etmiyoruz.
Saray'ın bir dakikalık masrafı ile binlerce emeklinin daha iyi yaşayacağını biliyoruz. O yüzden kaynak yok yalanlarına karnımız tok.
Adil bir bölüşüm için yapılan zamların gerçek enflasyon oranlarına çekilerek en düşük emekli maaşının açlık sınırının üzerinde olmasını,
Emeklilerin temel ihtiyaçlarının ücretsiz karşılanmasını,
Emeklilerin dolaylı-dolaysız vergi yükünden muaf tutulmasını istiyoruz.
Bu şartları yaratanlarla mücadele etmeden yaşamak olanaksızlaşmıştır.
O yüzden emeklilerin sürekli mücadele içinde olması kaçınılmazdır.”