Tweet |
Mehmet Erdal / DATÇA
25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele ve Dayanışma gününde Datçalı kadınlar Demokrasi Evi'nde toplanarak Cumhuriyet Meydanına yürüdüler.
Saat 12.00'de CHP Datça İlçe Örgütü Kadın Kolları Demokrasi Evi önünde toplanarak bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. CHP Datça İlçe Örgütü Başkanı'nı Aytaç Kurt'un da izlediği basın açıklamasında ilçe kadın kolları başkanı Filiz Aydeniz CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka'nın ülke genelindeki CHP İl ve İlçe Örgütleri'ne yolladığı basın açıklamasını okudu.
Datça Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Datça Kadın Platformu'nun çağrısı ile Demokrasi Evi önüne gelenlerin katılımıyla sayıları artan Datçalı kadınlar saat 13.00 gibi Cumhuriyet Meydanına doğru yürüyüşe geçtiler.
Her an yağmur yağması beklenen bulutlu ve rüzgarlı bir havada gerçekleştirilen yürüyüş boyunca Datçalı kadınlar ellerinde kadınların farklı sorunlarını dile getiren dövizler taşıdılar, erkek ve devlet şiddetine karşı sloganlar attılar.
Cumhuriyet Meydanında Datça Kadın Platformundan Özlem Koşar ortak basın açıklamasını okudu.
“Yine bir 25 Kasım'da Kadına Karşı Şiddetle Mücadele ve Dayanışma gününde meydanlardayız.” diye başlayan basın açıklamasında özet olarak şunlar diile getirildi:
“Dünyada insan hakları ihlallerinin insanlığı tehdit eden bir salgın hastalık gibi yayıldığı, yanı başımızdaki savaşın, insanlığın gözü önünde gerçekleşen katliamın yürek yakan gündeminde, her 25 Kasım'da olduğu gibi yerkürenin her yerinde biz KADINLAR isyandayız.
İnsanın değerini ve insan haklarını her fırsatta hatırlatarak, bunu gündemin tam da odağında tutarak, sadece kadınların değil, hiç kimsenin rahat nefes alamadığı bu dünya düzenini yerinden oynatmak için ısrarlıyız, cesaretliyiz, kararlıyız ve bize dayatılanlara itaat etmiyoruz...
İktidarlar savaşın, her türlü şiddetin, kadın cinayetlerinin, iş cinayetlerinin, sömürü ve eşitsizliğin sıradan ve vazgeçilmez olduğuna ezilenleri inandırmaya; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve birlikte mücadele etmenin verdiği gücü unutturmaya çalışıyor.
Türkiye de aynı sarmalın içinde. Şiddet, yaşamın her alanında devlet eliyle besleniyor ve artırılıyor...
Bu ülkede, 6 yaşında bir kız çocuğunun, evlilik kisvesi altında istismar edildiğini, yıllar sonra uğradığı şiddete dur deme cesaretini ancak genç kadın olduğunda cesaret ettiği çığlığı ile öğrendik...
Sık sık basına yansıyan tarikat yurtlarında çocuk istismarları, ne yazık ki çocuklara uygulanan cinsel şiddetin sistematik hale gelmiş olduğunu gösteriyor.
Son dönemlerde kadınların rezidanslardan düşerek öldüğü masalları bize anlatılıyor... Nedense o sırada yanlarında hep bir erkek var.
Diğer yandan üniversite öğrencilerinin intihar haberleri içimizi yakıyor...
Bu ülkede yaşayan LGBTİ+ lara iktidar eliyle ve diliyle nefret suçu işleniyor.
İşte meydanlarda biz kadınlar, salt kadın olduğumuz için uğradığımız ayrımcılığa ve şiddete isyan ederken, tüm ezilenlerin de sesi olmak istiyor, şiddete HAYIR diyoruz...
Kadınlara sunulan hayat; silik, itaatkâr, kara paraların aklandığı güzellik sektörüne mahkûm, her türlü şiddetin rahatça uygulanabileceği ve faillerin cezasızlıkla ödüllendirildiği, sınırları erkekler tarafından çizilen, erkeğin ve eril politikaların esiri bir hayat...
Biz bu kalıplara hiçbir zaman sığmadık ve sığmayacağız.
Aklımız var, özgüvenimiz var, cesaretimiz var, sözümüz var...
Eşit ve özgür bir hayat için kadınlar mücadeleyi dayanışarak büyütüyor...
Bizi sindiremeyeceksiniz...
Her yıl 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Gününde kadınlar meydanlara iniyor, isyanlarını dile getiriyor. 60 yıl önce Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele ederken öldürülen, kod adları " kelebek" olan Mirabel kız kardeşlerin dünya kadınlarına bıraktığı mirası, kelebek kanatlarımızı her yıl çoğaltarak daha güçlü çırpıyoruz.
Güvercin tedirginliğinde olan kadınların yanında durarak, dayanışarak, çoğalarak, hep birlikte kelebek kanatları olan kadınlara dönüşene kadar, cesaretle, kararlılıkla SUSMAYACAĞIZ...
Kararlıyız, şiddete karşı mücadeleyi tek bir geri adım atmadan sürdüreceğiz!”
Basın açıklaması sonrası kadınlar 2023 yılında yaşam hakkı ellerinden alınan kadınların isimlerinin yazılı olduğu çaputları meydanın bir kıyısında bulunan KADIN YAŞAM ÖZGÜRLÜK AĞACINA asarak andılar.