NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

3 Haziran günü isminin Mustafa Kemal Atasoy ve MİT’ten olduğunu söyleyen bir kişi aradı. İnandırıcı olsun diye Kimlik belgesinin fotoğrafını ve hatta sicil numarasını da gönderdi. Gönderdiği kimlik fotoğrafı daha sonra silindi.

Kendisinin MİT İstihbarat Daire Başkanlığında görevli olduğunu söyleyen kişi; FETÖ soruşturmasından aranan İsmail Parlak, Necip Yılmaz ve Ayşe Ulusoy'un üzerinde benimle birlikte 48 kişinin kimlik bilgilerinin çıktığını söylüyordu.

Aynı kişi, bu yakalananların 2011-2012 yıllarında Tapuda, Eczanede, Hastanede ve Nüfusta görev yaptıklarını ve 15 Temmuz darbe girişimine kadar Milas'ta bulunduklarını dile getirdi. Aynı kişi, 2 milyon kişiyi de SMS ile her ay bilgilendiriyoruz dedi.

Benimle konuşan kişi sürekli benim ve eşimin banka hesaplarını soruyordu. Dolar ve Euro hesabın var mı, vadeli hesabın var mı diye sorguluyordu. Sürekli aynı şeyleri tekrar ediyordu. Ben sonuca gelmesini ve benim yapmam gerektiğini sorduğumda; acele etme, sabırlı ol, konuşmayı yarıda kestirme diye tepki verdi. Belli ki amacı bir yerde beni konuşturup, hesabımın varlığını öğrenmekti.

Hatta bana ifadeniz alınacak dedi. Ben nerede diye sorunca Muğla Adliyesinde dedi. Bu bir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmasıdır, gerektiğinde Ankara'ya da gönderilebilirsiniz dedi. Ekip gönderiyoruz, evinizden alınacaksınız dedi. Tekrar aranabilirsiniz diyerek telefonu kapattı. Ben bunun bir dolandırıcılık kurgusu olduğunu anlamıştım. Bu tür numaralarla nice iş insanı, Profesör ve vatandaş ağlarına düşmüştü. Basında da bu temalı haberleri okumuştuk.

Daha sonra Milas Emniyetinden tanıdığım bir kişiyi aradım. Bu bir dolandırıcılık hikâyesi, kanmayın; Adli bir vakada ifade almak polisin işi, MİT'in değil dedi. Arayan kişinin bilgilerini verdim, araştırmış; sahte bilgiler dedi.

Vatandaş sorumluluğu gereği bu yaşadıklarımı; kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Bu tür sahtekârların korkutmalarına kanmayın, var olan birikiminizi de kaptırmayın.