Bugun...



Fakirim Ben, Hükmüm Okunmaz!

Günaydın tekrar sevgili kari, önceki yazıda söylediğim gibi size bugün en çok para harcayan adaydan bahsetmek istiyorum. Hani şu çakmak dağıtan, üstünde ismi yazılı, söylemesi ayıp ben sigara içiyorum, bir gün bırakmak üzere, öldüğüm gün olmadan başarırım umarım. Bugün stand açmış gençler dünya sigara bırakma günü imiş. 31 Mayıs değil miydi dedim, o tütün bırakma günüymüş.

facebook-paylas
Güncelleme: 10-02-2024 14:28:52 Tarih: 10-02-2024 11:19

Fakirim Ben, Hükmüm Okunmaz!

MELDA OMAY

Günaydın tekrar sevgili kari, önceki yazıda söylediğim gibi size bugün en çok para harcayan adaydan bahsetmek istiyorum. Hani şu çakmak dağıtan, üstünde ismi yazılı, söylemesi ayıp ben sigara içiyorum, bir gün bırakmak üzere, öldüğüm gün olmadan başarırım umarım. Bugün stand açmış gençler dünya sigara bırakma günü imiş. 31 Mayıs değil miydi dedim, o tütün bırakma günüymüş. Peki afişinizdeki şu emir kipini değiştirseniz iyi olur dedim. SİGARAYI BIRAK yazıyordu, bırakacağı olan bırakmaz ne üstten bir dil, bu afişi hazırlayan yarım saati bulmadan balkona çıkıp tüttürüyordur dedim. İletin bari bu dileği üst kattakilere, olur dediler de pek sanmam. Belli ki saat ücretiyle çalışan çocuklardı, neyse onları görevleriyle baş başa bırakıp partiye gittim, evet canım yandıysa da vardım partiye, orada olanları size yukarıda özetledim. Eski chp aday adayı bireysel geldiğini nezaket ziyareti olduğunu söyledi, bir saat kadar kaldı, tam da o sırada bizim parti 40 ilin adaylarını açıklamasın mı? İstanbul açıklandığında coştuk tabii, şahit olmuş oldu. Yanınızdayım dedi gitti.

Önceki yazıda söylediğim gibi size bugün en çok para harcayan adaydan bahsetmek istiyorum. Hani şu çakmak dağıtan, üstünde ismi yazılı, söylemesi ayıp ben sigara içiyorum, bir gün bırakmak üzere, öldüğüm gün olmadan başarırım umarım. Bugün stand açmış gençler dünya sigara bırakma günü imiş. 31 Mayıs değil miydi dedim, o tütün bırakma günüymüş. Peki afişinizdeki şu emir kipini değiştirseniz iyi olur dedim. SİGARAYI BIRAK yazıyordu, bırakacağı olan bırakmaz ne üstten bir dil, bu afişi hazırlayan yarım saati bulmadan balkona çıkıp tüttürüyordur dedim. İletin bari bu dileği üst kattakilere, olur dediler de pek sanmam. Belli ki saat ücretiyle çalışan çocuklardı, neyse onları görevleriyle baş başa bırakıp partiye gittim, evet canım yandıysa da vardım partiye, orada olanları size yukarıda özetledim. Tüh yukarısı yok! CHPli aday adayı abimiz bireysel ziyarette bulunduğunu, nezaket ziyareti için geldiğini belirtmişti.

Gelelim the çakmak bey Canoğlan’a. Kendisini Datça’ya ilk geldiğim yıllardan beri tanırım. Üniversiteyi bitirmiş memleketine dönmüş bir inşaat mühendisi idi ve hemen mazisi 1990’a dayanan saygın bir dernek olan Datça Çevre ve Turizm derneğine üye oldu ve akabinde yönetime girdi, bi sevindik ki yaş ortalamamız düştü epey diye. Uzun yıllar aynı dernek çatısı altında idik, zamanla işleri geliştirip bildiğin müteahhit olunca ortak noktamız kalmadı. Dur! Kiracısı Ülfet abla benim 18. yaşımı bilir, aynı apartmanda oturduk uzun yıllar Erenköy, İstanbul’da, mutena semttir ha bilmeyenlere, laik kesimin caddede mütedeyyin kesimin tren istasyonu civarında mevzilendiği muhteşem çınarlarla süslü harika bir yerdir, demezsin ki İstanbul. Datça o kadar yeşil değil. Haliyle hatun kişi ben ille de Datça’da yaşayacağım deyince e peki gelin bakının dedim, bir ay kadar bende kalıp ev aradılar, ben bulaşmadım, emlakçılarla hiç tanışıklığım yoktur. Artık bir gün ayakları şişmiş kızıyla birlikte ağlamaklı, bulamıyoruz dediler, yardım et, güvendiğim tek amlakçı adını anacağım: Kurtuluş Canbey. Ertesi gün kahvaltı sonrası gittik büroya, ben sana nasıl ev kiralarım abla dedi, tüyo ver dedim, kardeş çocuğu olan Canoğlan’ı aradı. Kalktı geldi sağolsun, kendi ailesinin yaşadığı çarşının göbeğinde bir vaha olan kendi evlerinin üst katına götürdü, ev olağanüstü, yakın zamana kadar kendileri oturuyordu, eşi de zevkli kadındır, ev ahşap güzeli. Neyse yaptık pazarlığımızı, az buçuk indirim derken tuttuk, aldık anahtarı, Ülker ablam sevinçten ölüyor, biz 4 haftada bulamadık, sen bir günde buldun diyor, yahu boşuna mı saçları Datça değirmeninde ağarttık aplam. Zaten ev kiralık değilmiş ki Canoğlan kıyamamış bize. Yani o kadar forsum yok ilçede. Şimdi deseniz hiççç yok! Fakirim ben, hükmüm okunmaz. Bu arada haberler açık, bizim partinin İstanbul adayları Türkiye siyasetini sallıyor saat 15den beri. Sırtım ağrıyor ama bunu bitireceğim ağrılar içinde, frida ablaya benzemek için kaş kalemiyle bi ufak müdahale yeter, ah bir yandan Berkin… Uzattım eee bu adaya oy veriyomuyuz. Yok veremiyoruz zira başkan adayı belli oldu, o değil, sanırım meclis üyeliğini devam ettirmek istiyor. Tüm Datça noooooo diyor, no more inşaatçı, emlakçı, müteahhit. Sokakta kime rastlasan bağımsız aday ol diyor birbirine. Yeter ki inşaat sektöründen olma. Çakmak hediye ettiydi hepimize, başlık oradan geliyor.

Toparlamaca: Siyaset bir bütündür, hayat bütüncüldür tüm canlılar için üstelik. İnsan odaklı değil canlı odaklı düşünebilmek için kendinizi eğitiniz. Merci, ücret istemem bi merciniz yeter. Bitti galiba Canoğlan seni Kent Konseyi’ne bekleriz. Nisan sonunda yapacağız kongremizi, çalışacak olan herkesi yönetim kuruluna bekleriz, seni de. Biz şimdikiler tekrar aday olmayacağız. Hepiniz çalışın dimi ama. La maison blanche demiş ki -Netenyahu biraz aşırıya kaçtı-. Aşırı sözcüğü 30bini geçince mi aşırı oluyor ölü sayısı –cenaze sayısı? 30bine az kaldı, bunlar bir gider bin geliriz mottusunu nereden bilsin? Damdan düşmeyen düşmemiştir, aşağı mı itelim? Töbe bismillah. Akşam yemeğimizi eda ettik bizim gız ile. Yahu bu kadar mı sağlıklı beslenilir? Bu gece bendendi. Zeytinyağlı Taze fasülye, pancar turşusu, bol komşudan çalıntı limonlu brokoli. Bu arada ben yarıcı olarak zeytin toplarım, fifty fifty. Zeytin toplama maceralarımı bir muhtar adayı eşliğinde yazsam yakışık olur, Reşadiye muhtar adayı arkadaşım çıktı, çok sevindim. Mustafa. Atladığım gibi elektirikli bisikletime yanlarına uğrarım. Oh bütün muhtarlıklar benim, çay diye bir derdim olmayacak, ne o öyle postanenin arkasındaki minik taburelerde çay 10 tl olmuş. Yuh! taze fasülye (dondurulmuş) salata: brokoli ve marul ile marine edilmiş incir sirkeli salata. Burada da reklam yaparım: Kurtuluş’un dükkanının karşısı Nergis iş hanı numero 1. Datça Balcısı. Bir gün dolapta unuttuğum incirleri buldum, amanın dökeyim derken bir keskin sirke kokusu, missss. Dur şunları biraz da ev sıcaklığında tutayım: tortu gibi bir şey oldu, elceğizlerimle topladığım zeytinlerin yağıyla harmanla, allahım olamaz bu kadar bi güzellik, sadece biraz az! Birkaç salataya ve piyaza kullandımdı. Ee buraya nereden geldik? Canoğlan lütfen meclise girme, acuk da biz siviller girelim.

Tamam burada bitebilir bu yazı. Teşekkürler okuduğunuz için, siz de ilçenizi anlatın, buradan yazı kardeşliği yapalım. Mesela Sarıyer’i hep merak etmişimdir İstanbul’da. Farklıdır Sarıyer tıpkı Datça gibi, söz dinlemez, laf dinlemez, isyan eder belli etmez. Hele Sındı, daha iyi isyan edeni biliyorum diyen yazsın yahu. Söz uçar da uçar, yazı da kafasına göre gömülür sayfalara, kalır hep. Bi ara Sındı’nın hikayelerini antlayım mı size? Faik amcadan dinlediklerim, müthiş öykülerim var benim, kimin talebesiyim, Nihat abinin.
NİHAT AKKARACA, özlemle hep hatırlarım. Melda the seçmen.

 

 




Kaynak: MELDA OMAY

Bu haber 1111 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI