Bugun...



GÖK MUSA GIZI FATMA (6) / ÖYKÜ

Nazilli sokaklarında dolaşan kadınlar çiçek tarlasına çevirmişti ortalığı. Açılan basma fabrikasının ürünleri hepsinin üzerinde şalvar, elbiseye dönmüştü.

facebook-paylas
Güncelleme: 16-06-2024 16:43:54 Tarih: 16-06-2024 16:40

GÖK MUSA GIZI FATMA (6) / ÖYKÜ

ALİ GÖNENLİ / ÖYKÜ

  Nazilli sokaklarında dolaşan kadınlar çiçek tarlasına çevirmişti ortalığı. Açılan basma fabrikasının ürünleri hepsinin üzerinde şalvar, elbiseye dönmüştü. Yaklaşık bir yıl önce buradan geçtiğinde gördüklerinden daha fazla renk sokakları sarmıştı. Fatma ve çocuğu bir yıl önceki aynı elbiseyi giyiyordu. Renden inip istasyon kenarındaki alçak bir duvarın üzerine oturdular.

-Anaa. Tişim geldi.

  Şarban bebek, artık altına çişini yapmıyordu. Hissettiğinde anasına söylüyordu. Bebeği kucağına alan Fatma, birisine durumu anlatınca tuvaletin yerini öğrendi. Dönüşte aynı kişiye Alamut köyüne gitmek istediğini söyledi.

-Gaçcım böyün buranın bazarı. Hu aşağı dooru gideesen Alamut köyünden gelenneri görüüsün. Eşekleen, gatırlaan bavlandıı galbalık bi yee vaa. Soruve onnara.

  Bu kadar kolay olacağını düşünmemişti. Şarban bebeği kucaklayıp, tren raylarının üzerinden karşı tarafa geçti. Adamın tarif ettiği gibi eşek ve katırların bağlandığı yere ulaştı. Kalabalık ve gürültülü bir grup kendi aralarında sohbet ediyordu. Fatma kendi yaşlarında bir genç kıza yaklaşıp sordu

-Gardaşım ben Alamud’a gedecem. Nası gederim.

-Bizim ora. Kimlere gedeceen?

-Sultan deezem var orda. Yanıma gel dediydin

-Gulaklardan mı?

-Heye. Öyle dediydin.

-Anam o benim. Gel beniynen. Yanına gedelim. Az irelde gannını doyuruyo.

Şaşkınlık ve mutluluk Fatma’nın yüzüne hakim olmuştu. İstedikleri hemen gerçekleşmeye başlamıştı. Alışık olmadığı bir durumdu. Küçük bir fırının bahçesine girdiklerinde Sultan Teyzesini gördü. Kadın, ağzında lokma, hızlıca ayağa kalkıp Şarban bebeği kucağına aldı.

-Yavrım. Dınnaklarına gurban olduum.

  Boşta kalan eliyle Fatma’yı kendine çekip sarıldı.

-Gadersiz gızım. Gel gel... Eyice sarılıyım.

  Fatma’ya, yemek yediği masada karşısına oturmasını işaret etti.

-Gannınız aç mı?

  Şarban bebek anasından önce yanıt verdi.

-Heye..

  Güldü Fatmayla Sultan kadın. Yanağını ısırırcasına öptü.

-Heye dediin dillerini yetim senin çikin gancık.

  Ardından fırının olduğu yere doğru döndü

-Yavrım bak bakiyim.

  İşe yeni başladığı belli bir genç yavaşça yanlarına yanaştı. Ayağında yamalı pantolon, kilderli plastik ayakkabı vardı. Çorapsız ayağının terlediği, yere her bastığında tabanının ayakkabı içinde kaymasından belli oluyordu.

-Yavrım beş altı dene halebişi yapdırda getir. Bi denede pide. Goca tasınanda ayran.

-Hemen diyze.

  Fatma ve çocuğu ilk defa dışarda yemek yiyordu. Çok sevmişti halebişi ve pideyi. Bir kaç tane yaptırıp yanlarına almak istese olur mu diye sordu Sultan Kadına. Aldığı yanıt Fatma’dan çok Şarban bebeği sevindirdi.

-Deeze bi şey daha istiyom emme olu mu bilmem. Hu çiçekli basmalardan bulubilimiyik burda? Satan varmı ki?

-Var gızım var.Hemi de en gözelini buluruk

-Param var deeze.

 -Eyi... Ucuzundan buluruk.

  Ucuzu kötü olur diye düşündü. Yeni olsunda ucuz olsun. Parası yeterse anasına da basma alacaktı. Şarban bebeğin elini tutarak, Sultan Kadının arkasından pazar yerine girdiler Fatma’ya göre pazarın ucu bucağı yoktu. Bu kadar malı nerden bulurlar, kim alır kim satardı. Basma satanların olduğu yere geldiklerinde gözleri irileşti. Ucuz pahalı olması umurunda değildi. Yeter ki buradan üstüne başına giyeceği yeni basmalardan olsun razıydı.

-Gızım nası bi şey istiyon. Paran yeter mi? Acık bende veriyim yetmezse.

 Çok olan parasının olduğu çorabına elini atıp hepsini Sultan Kadına verdi. Sultan Kadın para tomarını görünce şaşırdı.

-Çok gızım endee. Bunnarınan anangile de hem yaza hemi de gışa yetecek gadar alırık.

-Onnara da alalım madem.

-Babana hazır köynek alalım. Sana, anana bide hu çikin gancığa basma alalım. Hepiceezinize ben dikerim köyde. Acıkta könçek nastiinden alalım.

   Bu kadar çok parayı kendisine vermesi, babasını sevgi ve minnetle hatırlamasına neden oldu.(Heç kimseye möhteç olma gızım) demişti parayı verirken. Söylenen cümlenin anlamını şimdi daha iyi biliyordu. Fatma'nın parası istediklerinden fazlasını almasına yetti de arttı. Babasına fazladan kışlık çorap ve içlik aldı.

  Pazar alışverişinden sonra Alamut yoluna düştüler. Nazilli’nin güneyine doğru, kalabalık bir grupla hareket ediyorlardı. Şehrin çıkışına doğru, sağ tarafta büyükçe binalar vardı. Genişçe bir kapıdan insanlar girip çıkıyordu. Başka bir kapıdan, çoğu kamyonlar olmak üzere arabalar girip çıkıyordu.

-Deeze... Bura neye galabalık maaşer yeri gimi.

Gülümsedi Sultan Kadın.

-Endee basmalar bu fabirkada  yapılıyo. Bak hurda yazıyo. Sümerbank diyolar bura.

 Hayranlıkla seyretti Fatma keşmekeşi. Fabrikadan uzaklaştıktan kısa bir süre sonra büyük bir köprüye vardılar.

-Menderes... dedi Sultan Kadın. Buraya Menderes diyolar. Acık soona Akçay köprüsünü geçeceyik.

  Üç saat kadar sonra ikinci köprüyü geçtiler. Köyün tek tük evleri karşı yamaçtan görünmüştü. Vardıklarında geniş bir bahçe, yeni yapıldığı belli iki katlı ev,  bir kaç köpek ve bolca tavuklar karşıladı hepsini. Şarban bebek uyumuştu. Geç saatlere kadar oturup sohbet ettiler. Fatma yaşadıklarının ve hatırladıklarının hepsini anlattı. Fatma anlattıkça, Sultan Kadın ilendi Ali'ye.

-Eyiki o naleti bırakıp geri geldin. Sen çok merifetli, gözel gancıksın. Çıkar bi gısmatın.

-Goca moca istemiyom deeze. Yavrım eyi böyüsün yeter baa.

  Köyünü anlattı Sultan Kadın. Madran dağında yaşarken bi olay yüzünden ovaya inmişler. Atatürk’ü vurmak için kaçak yollardan geçen bi çeteyle tahtacılar çatışmış. Çetenin adamlarını öldürüp kafalarını kesmişler. Devlette tahtacılara ovalardan yer göstermiş. Dutluoluk, Yılmazköy, Alamut bu olaylardan sonra kurulmuş.

-Alamutu bi Rum ağadan almışlar kızım. Parayı verikler mi vermeyikler mi bilmiyom. Hemen gaçıp gedik buralardan.

  Sultan kadın, becerikli elleriyle Fatma’ya, anasına, Şarban bebeğe elbiseler şalvarlar dikti. Sabaha karşı iyice uykuları gelmişti. Sultan kadının kızı ve Şarban Bebek çoktan uyumuştu. Fatma önce uyuyan bebeğine yeni dikilen elbisesini giydirdi. Ardından kendi elbisesini giyip yattı.

-Allah ıraatlık versin gözel gızım...

 Sultan Kadın bunu söylediğinde Fatma çoktan uyumuştu.




Bu haber 2793 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI