Bugun...



Hadi Gari, Mücadele Etmekten Başka Şansımız Yok!

Datça Demokrasi Platformunca önerilen ve elbirliği ile örgütlenen HADİ GARİ mitingi için saat 13.00'e doğru Datça Demokrasi Evi önünde toplanmaya başlayan Datçalılar, saat 13.00'te Datça Demokrasi Evi'nden Cumhuriyet Meydanı'na doğru ağır ağır yürümeye başladılar; en önde traktörler, ardında BELEN, YAZI, CUMALI, SINDI, MESUDİYE, ESKİ DATÇA köylüleri, onların da ardında platformlar, dernekler, sendikalar ve siyasi partiler...

facebook-paylas
Tarih: 15-10-2023 21:44

Hadi Gari, Mücadele Etmekten Başka Şansımız Yok!

MEHMET ERDAL / DATÇA

Her birinin bir sebebi vardı yürümek için ve Datçalılar bugün Datça Demokrasi Evi'nden Datça Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüdüler.

Yol boyunca dertlerini ve taleplerini attıkları sloganlar ve verilen kısa aralarda farklı toplumsal kesimlerden konuşmacıların ağzından dile getirdiler.

Saat 14.00 gibi varılan Cumhuriyet Meydanında Caner Koç yazılı ortak açıklamayı okudu.

Sevgili Datçalılar Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz Mitingine hepiniz hoş geldiniz,” diye başlayan konuşma daha sonra özet olarak şöyle devam etti:

“Hatırlayanlar vardır, bundan yaklaşık iki sene önce yine böyle bir miting düzenlemiş ve hayat şartlarının zorlaşmasına karşı 'Yete Gari Geçinemiyoruz' demiştik. O gün bu meydanda toplanan kalabalık yaklaşan seçimlere karşı umut dolu bir çığlık atarak iktidarı uyguladığı politikalara karşı uyarmıştı.

Beklenen seçimlerden umut edilen iktidar değişikliği çıkmadı. Eşitsiz şartlarda girilen seçimlerde iktidar devletin tüm olanaklarını kullanarak yerini muhafaza etti. Kullanılan bu olanaklar pek çok sandıkta meşru olmayan sonuçlara imza attı. Baskı ve adaletsizlik hukuksuzluk ile birleşince iktidarın bekası da sağlanmış oldu.

Biz bu durumu kabul etmiyoruz. O yüzden bugün burada Hadi Gari diyerek toplandık.

Hadi Gari, meşru olmayan seçim sonuçlarını kabul etmeyenlere bir çağrıdır.

Hadi Gari, bu düzeni değiştirmek için oy vermekten başka şeyler de yapılabileceğine olan inançtır.

Hadi Gari, kırılan umutların tekrardan ayağa kaldırılmasıdır.

Hadi Gari, yalnız olmadığımızı görmektir.

Hadi Gari, geleceği kazanmaktır.

Hadi Gari kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz

Dostlar, dört bir tarafı savaşla çevrili bir coğrafyada hızla ateşe doğru sürükleniyoruz. Dünya büyük güçlerin pazar savaşının bir arenası haline geldi.

Yaşanan ekonomik krizlerin çözümü olarak dünya halklarının önüne bu pazar savaşlarından başka bir çözüm sunulmuyor. Bu çözüm bizlerin çözümü değildir. Bizlere dayatılan bu askeri çözüm her birimiz için daha fazla kan ve yoksulluktan başka bir anlam taşımamaktadır.

Krizleri yaratan halklar değil ama sonucunu nedense hep halklar çekiyor.

Her bir savaş dökülen kan dışında beraberinde yeni bir kriz ile geliyor. Gıda fiyatları yükseliyor, doğalgaz ve petrol daha kıymetleniyor, kitlesel göçler artıyor.

Savaşın yol açtığı tüm krizleri Datça'da da sonuna kadar yaşıyoruz...

İşte o politikalar sonucunda bugün vergiler artarken, ücretler azalmış, sermaye büyürken halk ekonomik olarak küçülmüştür.

Bu politikaya karşı çıkıyoruz. Ülkede bulunan tüm çalışanlar için yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam ve demokratik bir çalışma yaşamı, eşit işe eşit ücret istiyoruz.

İktidarın kurtulmak istediği bir "çöp" olarak gördüğü emekliler için en düşük emekli aylığının asgari ücretin üzerinde olmasını istiyoruz.

Emekliler için bir kandırmaca olan “Kök aylık” uygulamasına son verilmeli, emekli aylıklarında artış, SGK'nın ödediği gerçek aylıklara yapılmalıdır.

En son Gaziantep'te görüldüğü üzere sendikalarında örgütlü işçiler direnerek kazanmışlardır. O yüzden örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Sendikalı olan işçilerin çeşitli oyunlarla işten çıkartılması engellenmeli ve bu yüzden direnen işçiler engellenmemelidir.

Kamu emekçileri, her sendikanın, konfederasyonun kendi üyeleri adına masaya oturabildiği, başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme hakkına sahip olmalıdır.

Emekli sendikaları statü yasası çıkartılmalı, emeklilerin haklarını korumak için örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Astronomik rakamlara varan kiralar bir yandan barınmayı imkansız hale getirirken diğer yandan ev sahibi kiracı kavgaları artık ölümlerle sonuçlanmaktadır. Son bir yılda ev sahibi kiracı kavgalarında 11 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu durumun tek sorumlusu vardır o da AKP-MHP iktidarıdır.

Ekonomideki açıklar kara para ile kapatılmaya çalışılırken ülkenin her tarafında uluslararası çeteler cirit atmaya başlamıştır. Değişen içişleri bakanı mafyalaşmayı uluslararası boyuta taşırken eski ve yeni bakanlar arasındaki hesaplaşma bir çete kavgası gibi sürmektedir. Hukuksuzluk çeteler için uygun bir ortam yaratırken mafya hakkını arayanlar kadar bir baskıya uğramamaktadır. İşçiye, emekliye, doğa savunucularına devlet şiddeti uyuşturucu tacirlerine ise devlet görevlileriyle fotoğraf çektirmek düşmektedir.

Hukukun hiçe sayıldığı bu ortamda çete düzeni devletin karakteri olmuş ve binlerce insan bu çerçevede haksız yere hapishanelerde tutulmaktadır. Anayasa mahkemesi kararları, seçim kanunları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları hiçe sayılarak hukuksuzluk normal bir durummuş gibi davranılmaktadır.

Ama biz biliyoruz ki çeteler, mafyalar ülkede elini kolunu sallaya sallaya dolanırken binlerce suçsuz insanın içerde olması normal değildir ve milyonlarca insan tarafından kabul edilmemektedir. Muhalifler işledikleri suçlardan dolayı değil düşüncelerinden dolayı içerde rehin tutulmaktadır. Bütün siyasi rehinler derhal serbest bırakılmalıdır.

Bir taraftan çeteleri besleyen devlet diğer yandan tarikatları büyüterek toplumu din ile baskılamaya çalışmaktadır. Başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere din baskısı ile yüz yüze kalan pek çok insan kendi iradesi dışında bir yöne doğru sürüklenmektedir.

Okullarda ÇEDES projesiyle çocuklar tarikatların kaderine terkediliyor.

Aile hukukunu yeniden ele almak adına Medeni Yasanın lağvedilmesi, dini hukukun uygulanması gündeme getiriliyor.

Her fırsatta kız çocuklarının evlendirilmesini yasallaştırmaya çalışılıyor.

Laiklikten de özgürlükten de vazgeçmeyeceğiz. Dinin yoksulluğun yaygınlaştırılma ve normalleştirilme aracı olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. İnançların özgürce yaşandığı, dinin baskı unsuru olarak kullanılmadığı bir ülke istiyoruz.

Kadınlar bu ülkede her gün öldürülüyor. Kadın cinayetleri, çocuk istismarı davalarında failler aklanıyor. Yargı kararlarının her alanda olduğu gibi adaletsizliği meşrulaştırmalarına asla sessiz kalmayacağız.

Kadınların güvencesi İstanbul Sözleşmesi geri gelecek, 6284 uygulanacak.”

 




Bu haber 771 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI