Bugun...



Ne Düşünüyorlar? (2): Knidos, Hazine Arazileri, Taşınmazların Satılması ve Sahillerin Kullanım Yetkisi üzerine

Sol, sosyalist partilerin örgütlü oldukları ya da resmi olarak temsil edildikleri yerellerde olup bitenler hakkında görüş bildirmelerini ve tavır ortaya koymalarını çok önemsiyorum. Bu çerçevede...

facebook-paylas
Tarih: 28-01-2025 20:36

Ne Düşünüyorlar? (2): Knidos, Hazine Arazileri, Taşınmazların Satılması ve Sahillerin Kullanım Yetkisi üzerine

MEHMET ERDAL

Sol, sosyalist partilerin örgütlü oldukları ya da resmi olarak temsil edildikleri yerellerde olup bitenler hakkında görüş bildirmelerini ve tavır ortaya koymalarını çok önemsiyorum. Bu çerçevede Datça'da ilçe örgütü bulunan ya da temsil edilen sol, sosyalist partilere (DEM, EMEP, SOL PARTİ, TİP, TÖP) yerel düzlemdeki gelişmeler hakkında (her zaman olamasa da) ne düşündüklerini sormak ve verecekleri yanıtları kamuoyunca bilinir kılmak istiyorum.

Şimdilik 4 soru sordum:
1- “Knidos'ta 1960'lı yıllarda Yazıköylüler tarafından imece yoluyla yapılan ve 2014 yılında çıkarılan Büyükşehir Yasası ile köy tüzel kişiliğinden Datça Belediyesi mülkiyetine geçen restaurantın ve bazı parsellerin kamulaştırılması doğrultusunda merkezi yönetim tarafından alınan karar ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
2- Yarımadamızın bazı bölgelerinde (Reşadiye, Kızlan, Çevre Yolu üzeri...) bulunan hazineye ait bazı arazilerin bazı kişilerce yasal olmayan bir biçimde “özel mülkiyet” haline dönüştürülmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
3- Datça Belediyesinin 2014 yılında çıkarılan Büyükşehir Yasası ile köy tüzel kişiliklerinden belediye mülküne geçen bazı taşınmazları çalışanlarının SGK'ya olan borçlarını ödemek ya da başka gereksinimleri karşılamak amacıyla zaman zaman satışa çıkarması hakkında ne düşünüyorsunuz?
4- 03.09.2024 günü yapılan Datça Belediye Meclisi Eylül Ayı Olağan Toplantısında “Sahillerin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan Datça Belediyesi'ne tahsis edilmesi talebinde bulunma” önerisi uzun tartışmalardan sonra toplantıda hazır bulunan CHP, MHP ve AKP'li Belediye Meclis Üyelerinin oy birliğiyle kabul edilmişti. Ne düşünüyorsunuz?”

Sorulara yanıt veren partilerin yanıt verme biçimlerine saygı duyarak bu görüşleri alfabetik sıraya göre birer gün arayla yayınlıyorum.

EMEK PARTİSİ DATÇA İLÇE ÖRGÜTÜ

1- “Ülkenin çeşitli yerlerindeki uygulamalara bakınca hiç şaşırmıyoruz. Örneğin Selçuk’taki Meryem Ana Otoparkı. Durumu Knidos’takinden farklı olabilir ama zihniyet aynı, amaç aynı. Hükümet ve yandaşları buralarda bir rant görüyorsa hiç çekinmiyorlar. Hele birde gözlerine kestirdikleri yerler muhaliflerinse hemen harekete geçiyorlar. Ülkenin kıyıları, sahiller, tarihi yerler onlar için para demek. Şimdi Knidos’taki durum bu. Tabi Datça Belediyesi’nin CHP’li olması da bu çökme operasyonunun tuzu biberi. Yani hem bir rant operasyonu hem de rakibine siyasi operasyon.

Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Bu çökmeyi Anayasaya uyduruyorlar. Yetmiyor birde kanunları gösteriyorlar. Kaçakmış burası, öyle diyorlar. Bu hukukçuların işi, bizi ilgilendiren kısmı da bu değil zaten. Anladığımız hükümetin burayı alma biçimi de usulen yanlış. Anlamadığımız ise Başkan Ahmet Aras’ın “eğer bu istek usule uygun olursa gelin birlikte işletelim” demesi. Yahu yapmayın!

Anayasa’nın kıyılarla ilgili hükmü çok açık. Ayrıca kıyı kanununda oldukça net. Tarihi eserler ve SİT alanlarıyla ilgili hükümde herkesin malumu. Kamulaştıramazsın, kiralayamazsın, özelleştiremezsin, satamazsın. Bu iş bir kayıkçı dövüşüne dönüştü. Ya hükümeti savunacaksın ya CHP’yi savunacaksın. Bakın belediyeyi savunacaksın diyemiyoruz maalesef. Knidos’ta konuyu iktidar kavgasına dönüştürdüler çünkü. Değiştirmek istedikleri darbe anayasasının da gerisinde bir tartışma sürdürülüyor. Hayır, kardeşim. Burası hükümetinde değildir, CHP’nin de tasarrufunda değildir, belediyenin de değildir. Söz yetkisi Knidosluların, Datçalılarındır. Knidos tarihi nitelikleriyle dünya malıdır, gelecek nesillere mirastır. Önce aranızdaki bu kayıkçı dövüşünü bitirin, halkın adına konuşmayın. Önce Anayasaya uyun, kıyı kanununa uyun, tarihi eserlerin korunması kanununa uyun. Sonra burasının nasıl yönetileceğini tüm Datçalılarla birlikte çözeriz.

2- Hükümet, Türkiye’yi bir şirket gibi yöneteceğini, devleti de CEOsu, müdürüyle bir şirket gibi örgütleyeceğini, halkıda bu şirketin çalışanları olarak gördüğünü her fırsatta söylüyor. Bu şirketin başında bir “Tek Adam” olacak. O’nun hınk dediğine kimse zınk diyemeyecek. Zihniyet bu olunca “hazine” dedikleri şirketin özel kasası oluyor tabi. Turizm bakanı turizm şirketi sahibi, eğitim bakanı özel okullar patronu. Mecliste elini sallasan patrona çarpıyor. Belediyelerde öyle. Müteahhitler belediye meclisine girmek için kılı kırk yarıyor. Sadece AKP değil ha CHP belediyeleri de öyle. Günün sonunda herkes nemalanacak ya bundan. Hak kukuk yok, çıkar var. Datça işte tam aradıkları bostan. Karga iyi para versin korkuluğu kargaya uşak yapar bu zihniyet.

Bakın; emekçinin asgari ücretinden, emeklinin maaşından, halkın faturasından hatta ilacından alınan vergiler; işsizlik fonu, varlık fonu vb. gibi fonlardan aktarılan paralar hazineyi dolduruyor. Bu hazine denilen şey halkın alın terinden aktarılan kaynak. Bu bir sistem meselesi. Bunu görmemiz gerek. Halkın cumhuriyeti mi, sermaye iktidarı mı? Halkın emeği mi, sermayenin çıkarı mı? Halkın ortak mülkiyeti mi, bir avuç patronun özel mülkiyeti mi? Datça neden bu çelişkiden dışarıda kalsın. Emekçi halkların mücadele tarihi bize öğretiyor. Halklar, önünde sonunda kendisinin olanı elbet geri alacaktır.

3- Belediye bir şey satmak istiyorsa önce bir açıklamasını yapacak. Knidos meselesinde olduğu gibi. Datçalıdan desteğini isteyecek. Halka karşı samimi olacak yani. Ama örneğin Yazıköy’deki arsayı satarken böyle bir şey yapmadılar. Yapmadıkları gibi “her şeyi halka mı soracağız” dediler. Bu kabul edilemez, eleştirince de bizi popülizm yapmakla suçluyorlar. AKP-CHP iktidar kavgasından sıçrayan taşlar Datçalının kafasına geldi. SGK borçları bugün mü ortaya çıktı? AKP kaybedince de borçlarla belediyeyi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Belediyeye sorunca önceki dönemlerden birikmiş borçlar deniyor. Özrü kabahatinden büyük. Alınmayan tedbirler, yapılmayan denetimler, cezasızlık hukuku, gelmeyen adalet, hiç kimsenin sorumluluğu üstüne almaması, şeffaf olunmaması. Datça iyi yönetilememiş! “Aman hep muhalif oldukları için”, “AKP üzerlerine çok geliyor” diye bunları görmezden mi gelelim. Sonuç olarak önce Datçalıya bir hesap vermeleri gerekmiyor mu? Şeffaf ve samimi bir biçimde anlatsınlar. Ne harcıyorlar, neye harcıyorlar, ne borçlanıyorlar, kime borçlanıyorlar, ne kazanıyorlar? Datçalıya açıklamaları gerek. Sonra çözüm yolunu yine hep birlikte buluruz. Hesap vermeden halka pamuk eller cebe demek doğru değildir. Hani birlikte yönetecek, birlikte kazanacaktık?

4- Bir yandan hükümet bir yandan belediyeler kıyıların tahsisi konusunda kıyasıya bir mücadele veriyorlar. Kıyıların kimin “elinde bulunması” konusunda oy birliğine de varılmış. Kavga şu: “Kıyıları kim işletecek!”. Ancak halkın büyük çoğunluğu aynı fikirde değil. Hatta kıyıların işgaline karşı uzunca bir süredir kampanyalar sürdürmekte. Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı (KIYIDA) tüm Türkiye’de meseleyi imzaya açtı. İzmir’den Van’a sadece deniz kıyıları olmamakla birlikte halk göllerini ve derelerini geri almaya çabalıyor. Kurumsal ve bireysel binlerce imza toplanmış. Datça’da da günlerdir kampanya sürüyor. Yüzme maratonunda hem sporcuların hem de halkın ilgisi yoğundu. Peki, belediye meclisinin bu oy birliğinde Datçalının talepleri, savundukları nerede, hani? Datça Belediyesi’nin bunu da artık görmesi gerekiyor. Hem görmezden geliyorlar hem de “dalkavuklar” diyerek başkan hakaret edebiliyor. Anayasa ve Kıyı Kanunu hükümleri açık; kıyıları işgal edemezsin, ticari amaçla kullanamazsın, kiraya veremezsin, satamazsın, kıyıların doğal yapısını bozamazsın. Belediye olarak bunu sende yapamazsın. Temel mesele bu. Önce bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmak, yaşam hakkını savunmak gerek. Sonra her meselede olduğu gibi bu meseleyi nasıl yöneteceğimizi tartışırız. Burjuva iktidar ve muhalefet partileri oy birliğine varmış gözüküyorlar. Ama unutmasınlar halkta bir gün oy birliğine vardığında bunun hesabını tek tek sorar.”

 

 




Bu haber 813 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI