Bugun...



Öykü / GIRANNIK GİRESİCE

Eşe kadın boz renkli olan yavruyu kucağına alıp, parmaklarıyla başını kaşımaya başladı. Yavru, kaşımanın etkisiyle gözlerini kapatarak, mayışmış bir halde başını Eşe kadının dizlerine dayayıp kendini bıraktı. "Yavrım tel dolapta helginde yoort var. Acıkda mayalı ekmek geti. Gannılarını doyuralım."

facebook-paylas
Güncelleme: 13-05-2025 12:47:20 Tarih: 11-05-2025 23:15

Öykü / GIRANNIK GİRESİCE

ALİ GÖNENLİ/ÖYKÜ

"Endeeleri nerden buldun oolum?"

  Hızır, koltuklarının arasında tuttuğu köpek yavrularını ebesinin önüne bıraktı.

"Hoorda pınarın yanındaa çalıların içindeyidin hepisi ebe. Beş dene dook bizim gancık köpek. Çok güzel hepisi ebe. Bi denesi gancık."

  Eşe kadın boz renkli olan yavruyu kucağına alıp, parmaklarıyla başını kaşımaya başladı. Yavru, kaşımanın etkisiyle gözlerini kapatarak, mayışmış bir halde başını Eşe kadının dizlerine dayayıp kendini bıraktı.

"Yavrım tel dolapta helginde yoort var. Acıkda mayalı ekmek geti. Gannılarını doyuralım."

  Hızır, elindeki yavruyu bırakmadan içeri koştu. Getirdiği mayalı ekmeği bahçede büyük kayanın düz bir yerine parçalara bölerek koydu. Helgindeki yoğurdun yarısını ekmeklerin üzerine döktü. Ebesinin yanına oturup yavruların iştahla yemesini seyretti. Eşe kadın torununu kucağına alıp iki yanaklarından öptü.

"Eferin vicdenni yavrıma. Yeecekleri bitince bunnarı aldıın yere elet. Ötekileri geti. Onnarda gannını doyursun."

 "Olu ebe. Getiriyim."

"Nooluyo zabah zabah. Uyutmadınız acıcık. Ney varda bıdır bıdır gonuşup duruyonuz?"

  Eşe kadın yanıtladı oğlu Hasan'ın sorusunu.

 'Bizim gancık enik doomuş. Hızır iki yavrısını getirik. Onu gonuşuyoduk. Hunnarın gannı doyunca ötekileri getirecek."

'Gaç dene doomuş oolum?"

"Beş dene baba. Çok gözeller. Biri gancık, ötekileri erkek."

 Bir eliyle plastik bidonu yatırıp, öteki eliyle bidondan akan suyu avuçlayıp yüzünü yıkadı Hasan. Sonra, peşkirle elini yüzünü sildi. Ardından oğlunu tembihledi.

'Endeelere eyi saap çık. Tavıkları cırıkları yemesinner."

  Hızır, başını aşağı yukarı kaldırıp tamam anlamında yanıt verdi. Ardından iki yavruyu aldığı yere götürdü. Kısa süre sonra üç yavruyu getirip aynı şekilde karınlarını doyurdu. Hasan, karısının hazırladığı sofraya oturup karnını doyurdu. Ardından üstünü değiştirip dışarı çıktı.

"Anaa bazara gedeceem. Bi şey istiyon mu?"

"Bozdaan sucuu istiyom. Başka heç bi şey istemiyom."

  Sonra karısına aynı soruyu sordu.

"Hooyn. Sen bi şey istiyon mu?"

 Karısı, kucağına aldığı bebeği kendisi ile birlikte, çeyrek daire şeklinde sallıyordu. Gülümseyerek yanıtladı.

"Gösterdiim çiçekli basmayınan, don nastii istiyom. Anamınan gocadon dikeceyik."

"Eyi. Alıyım," deyip evden çıktı. Katırla mı, yürüyerek mi gideceğine karar vermemişti. Bozdoğan pazarı salı günleri oluyordu. Kırka yakın köyden gelenler nedeniyle oldukça kalabalık ve hareketli bir pazar kuruluyordu. Pazara uzak, Soğukkuyu deresine yakın bir alanda köylerden gelenlerin eşek ve katırlarının olduğu yere katırını bıraktı. İlk işi karısının siparişini almak oldu. Anası üzülmesin diye farklı desende basmada O'na aldı. Sucukçu Turgut'a uğrayıp iplere dizdiği cevizlerin üzerine kaplanan nişastalı hamur karışımı Bozdoğan sucuklarından aldı. Oğlu Hızır'a plastik oyuncak kamyon aldı. Arkadaşlarıyla iki saate yakın kahvede okey oynadı. Aynı sürede üç bira içti. Acıktığını hissedince, pideciye gidip dört halebişi siparişi verdi. Kokusuna bayılıyordu halebişinin. Getirilince üzerine camız kaymağını sürüp turuncu sıktı. Yemegi bitirdiğinde, ev için sipariş ettiklerini alıp katırın yanına gitti. Hayvanın susamış olduğunu düşünüp, herkesin kullandığı kovalardan birini doldurup önüne bıraktı. Katır, neredeyse kovanın içindeki suyun tamamını içti. Eve döndüğünde gün batmak üzereydi. Aldığı basmalar anası ve karısını, plastik kamyon oğlunu, sucuklar ve halebişileri hepsini mutlu etti.

  Bir ay kadar sonra, köpek yavruları evin çevresinde yaşamaya başladılar. İki yavru görünmez olmuştu. Bu duruma üzülen Hızır'ı ikna etmek ebesine düşmüştü.

"Ölmeyikdur onnar Gözel olduundan alıp götürükdur ıısannar. Galannara eyi bak sen."

"Bakarım ebe."

Gün doğmamıştı. Tüfek sesiyle hepsi yatağında doğruldu. Eşe kadın, torunu Hızır'ı kolundan tutup kendine doğru çekti. Gelini, ağlamaya başlayan bebeğin ağzına memesini verip emzirmeye başladı. Hepsi bahçeye çıktıklarında Hasan'ı elinde tüfekle gördüler. Eşe kadın sordu oğluna.

"Neyoldu Hasan zabaan köründe?"

"Enikler cırıkları yemeye başlayık. Öldüreceem hepisini."

 Hızır ağlamaya başladı.

"Öldürme baba. Onnarınan oynuyom ben."

"Geçmişini s.ktimin doordu. Gaç yoo dedim eniklere dikkat et cırıkları yemesinner deyi. Onnarınan mı uuraşıcam gıyamata gadar?"

  Vurduğu köpek parça parça olmuştu. Kürekle bir çuvalın içine koydu ölüyü. Yavruların anası köpek, olacakları anlamış olacak ki Hasan'ın çevresinden ayrılmıyordu. Hasan'ın attığı iki taş, bedenine değince kaçmak zorunda kaldı. Hızır'ın feryatlarına aldırmadan, kalan iki köpek yavrusunun kafalarını kürekle vücudundan kopardı. Onları da aynı çuvala koyup zeytinliğin uzak bir köşesine gömdü.

  Hızır, üç gün boyunca ağzına tek lokma koymadı. Babasının yüzüne bakmadı. Oyuncağı plastik kamyonu, anasının pırtıları yumak için su ısıttığı kazanın altına atıp erimesini seyretti. Eşe kadın, yavruların öldürülmesinden çok, torununa üzülüyordu. Ne yapıp etse de torununa yemek yedirememişti.

  Yavruların ölümünden sonraki dördüncü günün sabahı Hızır'ın yüzü gülüyordu. Herkesten önce sofraya oturup tıka basa karnını doyurdu. Evdekiler Hızır'ın bu haline şaşırmış ancak hiç biri nedenini sormamıştı. Yemekten sonra Hasan, çarşıya gitti. Eşe kadınla gelini Hızır'ın bu haline anlam veremediler. Bahçeye çıktıklarında gurk tavuklar telaşlı telaşlı sağa sola koşuyordu. Durumu ilk anlayan Eşe kadın oldu.

"Hay gidi teççel oolum hay. Cırıkları öldürdün sakın?"

 Hiç umursamadan omzunu silkti Hızır.

"Heye. O'da benim enikleri öldürdü."

  Anası, Hızır'ın ensesine tokadı vurur vurmaz, Eşe kadın çocuğu elinden tutup kendine çekti.

 " Vurma oolana. Gocan enikleri öldürmeseyimiş. Gırannık giresice hayvannar zebep oldu bunnara. Enik neyimiş? Cırık neyimiş? Gocan aaşam gelince cırıkları sorusa (Bilmiyok. Mahallenin enikleri yeyikdur) der geçerik. Hayvan mahanasınnan evin dillii düzeni bozulmasın. Duydunuz mu dedii mi?"

  Hem Hızır hem anası duyduk anlamında kafalarını aşağı yukarı salladılar. Başları koparılmış cırıkları, Hasan'ın yaptığı gibi bir çuvala koyup zeytinliğin ayrı bir yerine gömdüler.




Bu haber 2358 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI