Bugun...



Üç Fidan; Deniz-Yusuf-Hüseyin İdamlarının 53. Yılında, Milas Üç Fidan Parkında Anıldı!

6 Mayıs 1972 tarihinde sabaha karşı idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan; tüm ülke genelinde olduğu gibi Milas’ta da Üç Fidan parkında MİLAS 78’LİLER tarafından düzenlenen etkinlikte geniş katılımla anıldı. Anma etkinliğine; TİP, SOL Parti, CHP, Yeşil Sol Parti, DEM Parti, Eğitim Sen, EMEP, TKP, sivil inisiyatifler ve vatandaşlar katıldı.

facebook-paylas
Tarih: 07-05-2025 14:11

Üç Fidan; Deniz-Yusuf-Hüseyin İdamlarının 53. Yılında, Milas Üç Fidan Parkında Anıldı!

NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

Konuşmalar sırasıyla şu şekilde gerçekleşti:

Nevzat Çağlar Tüfekçi (Milas 78’liler): Bugün burada 68 Kuşağının yiğit insanları; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarının 53. yılında onları anmak için toplandık. 1968 gençlik hareketleri; dünyanın her yerinde toplumları; sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel yönlerden etkileyen bir harekettir. 68 kuşağı; daha fazla özgürlük, eşitlik, adalet ve yaşanabilir bir çevre için mücadele verdi. Türkiye’deki gençlik hareketleri ise üniversitelerde; akademik özgürlük, eğitimde fırsat eşitliği, üniversite yönetiminde söz hakkı, öğrencilere burs imkânı ve daha iyi şartlarda barınma koşulları gibi taleplerle başladı. 68 hareketleri, her şeyden önce anti-emperyalist bir öz taşımaktadır. Türkiye Yükseköğrenim gençliği, aynı zamanda ülke sorunlarına ve halka dönük çalışmaların içine de girmiştir.

68 Gençliğin Kitle Çalışmaları

68 kuşağı, ülkenin pek çok bölgesinde Tütün, zeytin, fındık üreticileri için mitingler düzenlediler. Fabrikalarda işçilerin sendikal mücadelesinin yanında oldular ve işçi grevlerine destek verdiler. Feodaliteye karşı çıktılar, toprak ağalarının sömürüsüne karşı köylülerin yanında yer aldılar. Tam bağımsız Türkiye ideali için 6. Filoya karşı çıkarak, anti-emperyalist bir tavır sergilediler. Onları unutmadık. Onlar fikirleriyle, yaktıkları devrim ateşiyle,  bugünü önceden öngörmeleriyle; hep var olacaklar, sonsuza değin kalplerimizde yaşayacaklar. Onlar idam sehpasında bile, “KAHROLSUN AMERİKAN EMPERYALİZMİ, YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE,” diye haykırdılar.

Ölenler, dövüşerek öldüler/Güneşe gömüldüler/Vaktimiz yok onların matemini tutmaya/Akın var güneşe akın/Güneşi zaptedeceğiz/Güneşin zaptı yakın. Işıklar içinde uyusunlar.

Burada Şunları Dile Getirmek te Bizim İçin Bir Zorunluluktur!

*Türk siyasetinin önemli isimlerinden, DEM Parti milletvekili, TBMM Grup başkan vekili; Türk ve Kürt halklarının kardeşliği için mücadele eden Sırrı Süreyya Önder’i kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Dostlarının ve DEM Partililerin başı sağolsun.

*Burada CHP genel başkanı Özgür Özel’e yapılan saldırıyı da kınıyor; halkın yükselen muhalif gücünü, bu tür saldırılarla kıramayacaklarını ifade ediyoruz.

*Ayrıca yakın zamanda kaybettiğimiz muhalif tavırlı sanatçılarımız; Volkan Konak, Edip Akbayram ve Kâhtalı Mıçe’yi saygı ve rahmetle anıyoruz.

Besalet Alkaya(TİP): Ben her 5 Mayısları 6 Mayıslara bağlayan gece, o ÜÇ Fidanın asıldığı gece, ben dayak yemiş, ağır bir işkenceden geçmiş gibi olurum. Herkes onlar için çok şey söyledi, yazdı. Peki bu konuşmada ben ne demeliyim diye kendime sordum. ‘Onlar yaşasalardı ne yaparlardı ya da Denizlerin yoldaşı olmak ne demektir?’ diye düşündüm. Bunun yanıtını aramaya çalıştım. 72 yaşındayım. Benim yaşımdaki bir insan, burada ne konuşur, geriye ne kaldı diye düşündüm.

Onlardan kalan miras; devrimci bir ruh, emekçi halkın davasına sadık kalmak, bağımsızlık şiarını yükseltmek ve başka yanları da var. Devrimci nasıl olunur, bir devrimcinin hayat tarzı nasıl olur? Birkaç gün önce partimizde, Beyaz Motosiklet filmini izledik. Onların hayatlarını anlatan bir belgesel. Hüseyin İnan’ın bir yakın arkadaşı, Hüseyin İnan’ın işkence gördüğü cezaevini dolaşırken, anısını anlattı. Biz boynumuzda iple dolaşan devrimcileriz.  ‘Tabi ki biz boynumuzda iple dolaşmaya hevesli değiliz ama onların gözü karalığı, yiğitliği, onların davalarına sadıklığı; bize miras kalan budur,’ diye konuştu arkadaşı.

Denizler’den bize kalan onların yazdıkları değil; onların yaşam tarzları, devrime olan inancaları ve kararlılıkları, idam sehpasında bile dik duruşlarıdır.  Denizlerin yoldaşı olacaksak, onar gibi inançlı, onları gibi hayatı değiştirmeye kararlı olmalıyız.

Fevzi Topuz(Belediye Başkanı): Lisede öğrenciyken, radyodan, devrimci gençliğin lideri olan Deniş Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edildiğini duyduk. Sabah okulun kapısında bir öğretmenimiz, bugün derse girmiyoruz dedi. Biz derslere girmedik. İdamlara karşı tepkimizi gösterdik. Okul idaresi bize hemen bir hafta okuldan uzaklaştırma cezası verdi.  Mücadele kolay olmuyor. Bir bedeli var. Mücadele, sürekliliği olan bir durumdur. O günden bu ya ülkemiz çok aşamalardan geçti ama mücadelemiz daha bitmedi. Bu mücadele, Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsız oluncaya kadar sürecektir.

Bugüne kadar bizler nasıl mücadele ettiysek, bundan sonra da bizim çocuklarımız, aynı şekilde bu mücadeleyi sürdüreceklerine inanıyorum. Bu mücadele, düz bir yol değildir. Dikenlidir, taşlıdır, engebeli ve dolambaçlıdır. Bu zor yolu hep birlikte aşacağız. Devrim yolunda mücadele eden, düşen birçok devrimci arkadaşımız var. 77-78 yıllarda Üniversitede, birçok sıra arkadaşımız, devrimci mücadelede şehit oldular. Ben o dönemlerde İTÜ’de okuyordum. Mücadelemiz o günlerden bu yana halâ sürüyor ve sürecektir. 

Geçtiğimiz günlerde DEM Parti TBMM Grup Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder, barış ve demokrasi için mücadele ederken yaşamını yitirdi. Ben DEM Partili arkadaşlara başsağlığı diliyorum.

Barış ve demokrasi mücadelesinde hepimizin birbirine güvenmesi, birbirine destek olması lazım. Yarın düştüğümüz zaman, bir bakarız ki üstümüze sermaye ve emperyalist güçler basar geçer. O nedenle emperyalizme karşı mücadelede tek yumruk olmak gerekiyor. Ben Milas Belediye başkanı ve yerel yönetici olarak mücadelenizin yanındayım. Ben de mücadelenin içindeyim. Bugün içinde bulunduğumuz parkın bizlerde de çok anısı vardır. Bizim, bu mahallede, bu sokaklarda, bu mekânda çocukluğumuz geçti. Devrimci mücadelede katkısı olan herkese teşekkür ediyorum.

Sedat Polat(DEM Parti İlçe Eşbaşkanı): Sözlerime başlamadan önce sevgili meclis grup başkan vekilimiz İmralı barış heyeti üyesi Sayın Sırrı Süreyya önder’i saygıyla anıyoruz. Mücadelesi yolumuza her daim ışık tutacaktır. Bugün iki acıyı birden yaşıyoruz; 68 kuşağının devrimci önderlerini Deniz Gezmiş Hüseyin İnan, Yusuf Arslan’ı; 53. ölüm yıldönümlerinde anarken, özlemini duydukları tam bağımsız Türkiye, Türk ve Kürt halklarının kardeşliğinin gerçekleşmesi temelinde başlatılan demokratik Türkiye için barış sürecini önemsiyoruz. Bu uğurda bedel ödeyen devrimcileri saygıyla anıyoruz. Bu topraklara barışın gelmesi için devrimcilerin, demokratların, sosyalistlerin güçlerini birleştirmelerinin önemli olduğunu biz DEM PARTİ olarak belirtiyor ve önemsiyoruz.  "Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!" Denizlerin idam sehpasına giderken söylediği son haykırışı bizde buradan tekrar haykırıyoruz; ‘bêjî bratîya gêlan’ yaşasın halkların kardeşliği.

Hüseyin Yorulmaz (SOL Parti Milas ilçe Başkanı): 6 Mayıs 1972’de bir Hıdırellez gününde, Türkiye tarihine kara bir leke, vicdanlara işlenmiş derin bir acı olarak kazındı. Uyanın! diye bağırdı gardiyanlar. Onlar, analarının, babalarının uyandırmaya kıyamadığı bir saatte, yağlı urganı boyunlarına geçirdiler. "Tam bağımsız Türkiye!" diye haykırdılar cellatlarının suratlarına. Sehpalarını ayaklarıyla itelediler.

Henüz 20’li yaşlarının başında, üç genç devrimci Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan sadece daha adil, eşit ve bağımsız bir ülke hayal ettikleri için idam edildiler.

Öldükçe çoğaldılar, öldürdükçe tükenenlere inat hayatı, mücadeleyi, düşlerini örgütlemeyi sürdürdüler. Onlar emperyalizme karşı başkaldıran, halkın yanında saf tutan, ezilene ses olan bir kuşağın simgesi oldular. Sözleriyle, cesaretleriyle ve kararlılıklarıyla sadece dönemin değil, geleceğin de vicdanında yer ettiler.

Deniz'in darağacına yürürken haykırdığı "Yaşasın tam bağımsız Türkiye!" sözü, bugün hâlâ milyonların dilinde bir direniş şarkısıdır. Bizler de bu şarkıyı söylemeye devam edeceğiz.  Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!

Görkem Dikmen(CHP Milâs İlçe Başkan Yardımcısı): Onlar Tam bağımsız Türkiye diye yola çıktılar, bizlerde demokrasiye olan inancımızla, aynı ruhla bağımsızlık mücadelemize devam ediyoruz. Bizler bu inancımızı hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Tam bir yıl önce çok değerli belediye başkanımız ve çok değerli meclis üyelerimizin meclisten geçirttiği kararla içerisinde bulunduğumuz parka Üç Fidan Parkı adı verildi. Buradan belediye başkanımıza ve meclis üyelerimize çok teşekkür ediyorum.

Geçtiğimiz haftasonu Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’e yapılan hain saldırıyı şiddetle kınıyorum. Bilinmelidir ki bu saldırı CHP grubuna değil demokrasiye inancı olan herkese yapılmıştır. Bu konunun takipçisi olacağımız ve bu işin peşini bırakmayacağımız bilinmelidir. Buradan yaşamını kaybeden DEM parti grup başkan vekilliği görevini yürütürken hayatını kaybeden merhum Sırrı Süreyya Önder’e Allah’tan rahmet sevenlerine başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Yüreği demokrasiyle atan herkese buradan selam olsun.

Mamo Polat( Yeşil Sol Parti Muğla İl Eşbaşkanı): Mamo Polat kendisinin de bir 68 kuşağı üyesi olduğunu belirterek, o dönemde devrimci gençliğin verdiği mücadelenin önemine değindi ve o önderlerin bir toplumsal uyanışa öncülük ettiklerini söyledi.  Polat ayrıca, Belediye başkanından, Üç Fidan’ın büstlerinin parka konulmasını ve parkın düzenlenilmesini istedi.

Hüdaverdi Günay (EĞİTİM-SEN): Bugün yaşıyor olsalardı, tıpkı 53 yıl önce yaptıkları gibi, Türkiye gençliğini karanlığa mahkûm eden sermaye düzenine ve onun bugünkü siyasal temsilcilerine karşı mücadelenin en kararlı savunucuları olurlardı. İşsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, adaletsizlikle Türkiye gençliğinin hayatını cehenneme çeviren tek adam yönetimine karşı yalnızca sızlanmakla kalmaz, onu başımızdan defetmek için canla başla çalışırlardı ama yerine de düzenin restorasyonunu koymak üzere değil; anti-faşist ve anti-emperyalist, sınıfsız ve sömürüsüz bir Türkiye’yi inşa etmek üzere çalışırlardı.

Denizleri Denizler yapan şey, kendi geleceklerini belirleme iddiasını taşıyan birer siyasal aktör olarak örgütlü mücadelenin en ileri parçaları olmalarıydı. İşte bugün Denizlerden devralacağımız en büyük miras, eşit ve özgür bir dünyayı kurma mücadelesindeki kararlılıklarıdır. Onların sosyalizm mücadelesi bugün Türkiye gençliğinin gelecek mücadelesinin ta kendisidir.

Denizler, özlem duydukları gelecek için örgütlü olmanın bilinciyle hareket ettiler. Cesaretleri, azimleri ve kararlılıkları sürüklenmeye çalıştığımız karanlıktan kurtuluşumuza ışık tutuyor. Denizleri anmak, umutsuzluğa kapılmadan, hiçbir koşula baş eğmeden kendi istek ve özlemlerimize sahip çıkmaktan geçer. Onlar 53 yıldır yüzlerce binlerce gencin adında, mücadelesinde, kararlılığında, cesaretinde yaşıyor, yaşamaya da devam edecek.

Daha sonra Akın Üstündağ konuştu, Fikret Çoban da bir şiir okudu.

 

 

 

 




Bu haber 1031 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI