Tarih bazen sadece bir kahramanın hikayesi değildir; o kahramanın isminin yarattığı korkular ve efsanelerle yazılır. Barbaros Hayrettin Paşa, Osmanlı'nın en büyük denizcilerinden biri olarak, Batı Akdeniz kıyılarında düşmanlarının yüreğine korku salmış bir isimdi. Ancak onun bu ünü, sınırların ötesinde bambaşka bir anlam kazandı. Öyle ki, Avrupalı anneler çocuklarını uslu durmaları için “Barbaros geliyor!” diyerek korkutur olmuştu.
Barbaros Hayrettin Paşa, Osmanlı donanmasının Akdeniz’deki gücünü zirveye taşıyan ve tarih kitaplarına adını altın harflerle yazdıran bir liderdi. Preveze Deniz Savaşında daha az donanmayla İtalyan Amiral Andrea Doria’yı namağlup ettiği unutulmaz zaferlerle Osmanlı'nın denizlerdeki egemenliğini pekiştirdi. Ancak Avrupalılar için Barbaros, sadece bir denizci değil, kâbus gibi bir figürdü. Akdeniz'in karşı kıyısındaki İtalya ve İspanya halkları, onun ani baskınlarından o kadar korkmuştu ki, onun adı efsanelerle birleştirilerek çocuk masallarına bile konu olmuştu.
“Barbaros geliyor!” ifadesi, aslında onun cesaretini ve zaferlerini anlatan bir çağrı şeklinde algılanabilir. Ancak bu çağrı, Batı dünyasında bir tehdit olarak yankılanıyordu. Barbaros'un korkutucu ünü, Akdeniz sahillerinde o kadar etkiliydi ki, onun varlığı düşmanları için gerçek bir tehdit haline gelmişti.
Bir Kahramanın Korkuyla Harmanlanmış İsmi
Barbaros Hayrettin Paşa'nın lakabı olan “Barbaros”, aslında İtalyanca "kızıl sakal” anlamına gelen “Barba Rossa” kelimesinden türemiştir. Ancak Batı dünyası, bu lakabı kendi tarihsel önyargılarıyla birleştirerek, onu vahşi ve korkutucu bir figür olarak algılamıştı. Yunanca’daki “barbaros” kelimesi, Yunanlıların kendi dillerini bilmeyen yabancıları tanımlamak için kullandığı bir kelimeydi. Zamanla bu kelime, "medeniyetsiz" veya "vahşi" anlamları kazandı. Barbaros’un Batı'daki korkutucu ünü de, bu sözcün anlamıyla birleştirilerek şanına şan katmış olabilir.
Korku ve Gerçekler
“Barbaros geliyor!” efsanesi, aslında Osmanlı'nın denizlerdeki gücünün ne kadar etkili olduğunun bir yansımasıdır. Bugün bu söz, bir zamanlar Akdeniz’deki dengeleri değiştiren bir kahramanı hatırlatıyor. Barbaros Hayrettin Paşa, sadece bir denizci değil, cesaretiyle tarih yazan bir liderdi. Onun hikayesi, düşmanlarının dahi unutamayacağı bir mirasa dönüştü.
Kabri İstanbul Beşiktaş'tadır. Adıyla anılan bir parkın içinde heykeli bulunur.
Kazandığı Preveze Deniz Zaferi her yıl burada kutlanır. Parkın yanındaki bina ise Deniz Müzesidir. Bina ilk yapıldığında ise Türkiye’nin ilk uçak fabrikasının idare binası olarak yapılmış.
Tarih bazen zaferlerle değil, o zaferlerin yarattığı yankılarla da yazılır. Barbaros Hayrettin Paşa’nın adı, çocuk masallarından tarih kitaplarına kadar uzanan bu yankının en güzel örneklerinden biridir.