![]() |
Tweet |
ALİ GÖNENLİ / ÖYKÜ
Gözünü açtı.Oda soğumuştu.Uyuyan bebeğini usulca kendine doğru çekip, memesini ağzına verdi.Meme ucunu ağzına alan bebek,şapırtıyla emmeye başladı.Karnının doyduğunu hissettiğinde, memesini bebeğin ağzından alıp, elbisesinin içine koydu.Yorganın içine soğuğun girip, bebeğin üşümesini istemiyordu.Buna dikkat ederek yorganın altından sıyrılıp çıktı.Ocağın küllerini kenara çekip, altta kalan közleri bir araya topladı.Közlerin üzerine, önceden hazırladığı çıra parçaları ile ince çilpileri koydu.Közün üzerindeki çıraya doğru, bir kaç kere kuvvetlice üfledi.Çıralar önce tutuştu.Ardından çilpiler yanmaya başladı.Tüm ateşin üzerine, belli düzende odunları sıraladı.Kısa sürede odanın içi ısındı.Ali'nin uyanması kolay olmuyordu.Akşamdan içtiyse, bıraksa tüm gün uyuyabilirdi.Şarban'ın yorganı kıpırdadı önce, arından kafası dışarı çıktı.
"Sabaan hayır olsun ana."
"Seninde guzum.Hadi helaya get gelde ılık suyunan elini yüzünü yuyum.Soona bayramcalıkları geydiriyim."
"Olur ana."
Dışarı gidip gelene kadar üşümüştü.Hemen ocağın başına geçti.Anasının suyu ılıştırıp üşümeden elini yüzünü yıkamasını çok seviyordu.Önce ellerini, ardından kafasını öne doğru uzatıp anasının yıkamasını bekledi.
"Apapbaa oldu benim gözel gızım.Hindide bayramcalıklarını geydirdim mi tamam olur."
Fatma anasıyla birlikte Yatağan pazarından aldıkları basmalarla bayramlıkları dikmişti.Şarban'ın elbiselerini giydirdi.Ocaktaki sacağanın üzerine koyduğu isli tenceredeki tarhana kokusu, tüm odaya yayılmıştı.Uyanan bebek, yorganın altından emekleyerek çıktı.
"Gel erkeem gel.Anacaazın taarana bişirdi.Gel yumulalım."
Sonra yorganın altında uyuyan kocasına döndü.
"Alıı.Haydi gak galan öylen oldu.Gurban keseceyik daha."
Yorganın kıpırdamasından, Ali'nin uyandığı belli oldu.Fatma'nın seslenmesinin ardından uyuyamayacağını biliyordu.Kafasını yorgandan çıkardı.
"Taaranamı bişirdin."
"Heye.Gak hadi.Babamgilde gelecek.Gurbanı keseceyik soona.Şarban guzum, hadi ebengile ünnede gelsinler."
Şarban yerinden fırlayıp ebesinin kapısına kadar gidip bağırdı.
"Ebee anam taarana edik.Hadi gelin."
Gök Musa, tarhana kokusunu alalı çok olmuş, çağrılmayı bekliyordu.Becerikli kızı Fatma'yı yürekten seviyordu.Yıllardır, her bayramın güzel geçmesi için elinden geleni yapıyordu.Fatma, kalaylanmış tabakların içine tarhanayı koydu.Ardından, mayalı ekmeği ufak ufak bölüp çorbanın içine doldurdu.Şarban, çorbadaki kırmızı kuru biberleri tabağın kenarına çekerek kaşıklamaya başladı.Acı biberleri yiyemiyordu.Fatma, sıcaklığını üfleyerek azalttığı çorbayı azar azar bebeğine içirdi.
Ağıldan çıkardıkları koçu zor zaptediyorlardı.Fatma, Ali'nin kurbanı kesemeyeceğini önceki bayram öğrenmişti.O zamanda babası kesmişti.Koçun başını tuttu.Babası, yan tarafına geçtikten sonra üzerinden uzanarak koçun ayaklarından tutup devirdi.Üç ayağını bağlayıp, tek ayağını serbest bıraktı.Bıçağı eline aldığında başıyla Şarban'a işaret etti.
"Haydı gözel gızım, gardaşıyının yanına get sen.Bellimolur ataşınan oynar.Havada çok sovuk."
Şarban, karşı çıkmadan söyleneni yaptı.İçeri girdiğinde kardeşi uyuyordu.Ocağın ateşi ile ısınan oda ve yemek sonrası bebeği mayıştırmıştı.Şarban, kurban kesilirken görmemesi için kardeşinin yanına gönderildiğini biliyordu.Aslında O, arkadaşı Dudu'nun yanına gidip bayramlıklarını gösterip Onunla oynamak istiyordu.Bunu söylemek için dışarı çıkıp anasının yanına gittiğinde, koçun cansız bedenini badem ağacının dalına asmış, derisini yüzüyorlardı.Koçu umursamadan anasına sordu.
"Anaa.Dudugile gediyim mi?"
"Get guzum.Çabık gel emme.Gurban gavıracayık."
"Tamam geleceem."
Duduların evine koşarak gitti.Elinde plastik bebeği vardı.Fatma, koçun arka ayaklarının but kısmından kocaman parça et kesip, karaciğeri alarak eve geçti.Bebeği uyandırmamaya çalışarak getirdiklerini doğramaya başladı.Uzunca süre uğraştı.Hepsinin yanına iki büyük kuru soğanı doğrayıp tavaya koydu.Ocağın ateşini azaltmamak için sürekli odun atıyordu.Kavrulan et kokusu hepsini bir araya topladı.Yumuşatılmış yukfa ile kavrayıp ağızlarına attıkları eti, tadını çıkara çıkara yediler.Ali, yemekten sonra Kapubağ'a gidecekti.
'Gonu gomşuyunan bayramlaş öyle get" dedi Gök Musa.
Olur anlamında başını salladı Ali.Bayramlaşmadan sonra Kapubağ'a gitti.O'nun ardından evdekiler gelenleri ağırlamakla günü bitirdiler.
Fatma, yüklükten aldığı yatakları yere serdikten sonra, bebekle Şarban'ı yorganın altına uzatıp uyuttu.Kendide yatmaya hazırlanırken kapıya sert sert vuruldu.İki kişi, Ali'yi kollarından tutuyordu.Burnunun ucunu göremeyecek kadar sarhoştu Ali.Getirenlerden biri Ahmet'ti.Ali'yi içeri bırakıp ayrıldılar.Ahmet, hayvanların yanındaki kendi yatacağı yere geçip Kapubağ'a dönmedi.Fatma kocasının üzerini değiştirip yatağa uzattı.Şarban'ıda kendi yatağına yatırdı.Bebekle kocasının arasına girip uyudu.
Sabaha karşı horozun sesiyle irkilip uyanan bebek ağlamaya başladı.Fatma, memesini hemen bebeğin ağzına uzattı.Bu arada Ali uyandı.Helaya gitmek için dışarı çıktı.Kocasının geri dönüşü gecikince, yataktan kalkıp dışarı çıktı. Katırların olduğu yerden kısık kısık sesler geliyordu.Derme çatma kapıyı açıp içeri girdi.Ahmet yerde başını tutuyor Ali'de O'nu tekmeliyordu.
"Ali abi gurban oleen vuuma. Bi daa etmecen. Gulun kölen oleen vuuma gari. Çok canım acııpduru."
Fatma Ali'nin kolunu tutup ikisinin arasına girdi. Tüm gücüyle Ali'yi Ahmet'ten uzaklaştırdı.
"Noolu yav?Zabaan köründe neediyonuz burda?"
"Ali abi söölüme.Ayaan altını öpeen söölüme."
"Hadi len gahba garının çocuu.Topla pılını pırtını s.ktir git gözüm görmesin seni."
Pantalonunu toplayıp kaçarcasına dışarı fırladı Ahmet.Kapubağ yoluna doğru koşmaya başladı.Gün ışığı Bozüyük'ün yaslandığı dağın ardından doğmak üzereydi.İçeri geçtiler.Çocuklar uyuyordu.Fatma neler olduğunu öğrenmek için alçak sesle sordu Ali'ye.
"Ney oldu Alı? Annatseene."
Ali öfkeden deliye dönmüştü.
"Neyi annatıyım Fatma? Heladan çıkınca ses duydum aşşaada. İçeri girince geçmişini s.ktimin çocuu eşşee kerkip duruyodun. Olan bu."
Fatma'nın yüzü allak bullak oldu. Söyleyecek söz bulamadı.
"Babamgile deme."
"Desem noolacak?"
"Deme sen gene de. Hayvannarı güdecek kim var?"
"Gütmesin zaten."
"Namı körlük etme. Aamat olmasaydın bu gadar parayı, hayvanı nası gazanacaadın? Çocukluk de geç."
"S.ki gakandan çocukmu olumuş?"
Fatma yaktığı ocağın ateşine baktı bir süre. Ardından gözünü Ali'nin yüzüne çevirdi.
"Hepicezin s.ki gakmıyo mu? Şarban'ın babası olacak g.tü bozuun s.ki gakmadı mı?Sen guzu ciğeri görük kediler gimi az mı dolaştın saamda solumda?Seniki gakmadı mı?Benim namısın gıymatını hangınız bildi de hindi eşşeen namısı gıymatlı oldu.Bu zamanda iki çocuunan hayvan güdemeecem.İhtiyarlar gendine bakamıyo.Sen bakacaasan ıhıcık hayvannar.Eşşee götür bazarda sat.Zamanı gelince Aamadı geder getirisin hayvannarı gütmeye."
Fatma'nın dediği oldu. Yatağanın ilk pazarında eşeği sattı Ali.Otlar yeşermeye başlayınca, gidip Ahmet'i getirdi.Ahmet'in yaptığını üçünden başka kimse öğrenmedi.