![]() |
Tweet |
ALİ GÖNENLİ / ÖYKÜ
Akşam yemeğinin ardından babasıyla anasının yaşadığı odaya geçtiler.Fatma, bebeği uyutmuştu.Hepsinin isteğine göre kahveleri yaptı.Şarban, dedesinin verdiği şekerleri avuçlamış, tadını çıkara çıkara yiyordu.Gök Musa, damadının işindeki başarısını öve öve bitiremiyordu.Fatma bu durumdan kendine pay çıkarıp kocasının başarısından gururlanıyordu.Uzun sohbetin ardından Fatma bebeği, Ali uyuyan Şarban'ı kucaklayıp kendi evlerine geçtiler.Ali, aralarındaki bebeği alıp, yatağın kenarına yatırdı.Fatma'nın yüzüne bakıp fısıldadı.
"Bi dene daa oolan edeli mi?'
"Nerden biliyon oolan olacaanı?"
"Bilirim ben."
Fatma başka bir konuya geçti.
"Çocukları çimdirdim.Çepellerinen pırtıları yaykadım.Yarın barabar gedelim Yataan bazarına."
"Ohhoo.Ben ne diyom, sen ne diyom?"
Sol elini, Fatma'nın elbisesinin içine atıp göğsünü avuçladı.
"Bazallık mı ediyon beniynen.Bazara getmeyince olmaacak mı o iş?'
Gülümsedi Fatma.
"Bazallık mazallık ettiim yok.Çovuklarınan bazara enesim var."
Uzatmadılar konuşmayı.Sarıldılar.Sabah erkenden kalkarak, kazanı suyla doldurup altını yaktı Fatma.Önce kocası, ardından kendi çimdi.Karınlarını doyurup yola düştüklerinde güneş doğmuştu.Ahmet kardeşi Veliyle birlikte çok olmuştu hayvan gütmeye gideli.Demir köprüye vardıklarında bir kaç genç, derede balık tutuyordu.Balıkları gören Şarban anasına sordu.
"Ana aaşam balık bişirimisin?"
"Olu guzum.Bazarda varısa baban alsın bişiriyim."
Yatağan girişinde, çoğu kadından oluşan bir kalabalık gördüler.Şarban yanıtını bilir diye anasına sordu.
"Ana neyediyolar orda?'
"Bilmiyom gızım.Öörenirik hindi."
Grubun ortasında bir eşek vardı.Sağında solunda büyükçe sepet bağlanmış, içlerinde ekmek vardı.Kadınlardan birine yaklaşınca sordu Fatma.
"Gardaşım ney var yanda?"
Başındaki yazmayı düzeltip yanıtladı kadın.
"Ekmek alıpbatırız."
"Parayı neye keletirin içine goyoonuz?"
Gülümseyerek yanıt verdi kadın.
"Gaçcım, bu eşek Topal Mıstıva deye fırıncının.Eşşek gendi başına Yatıganı doleşip ekmekleri davıtıyo.Bizde bazar ekmeklerimizi alıp, kelterlere paramızı goruz.Yiimi seneden bere ekmek davıtıı bu eşşek."
"Endee eşşek ıısandan akıllıyımış.Keletirden paraları başkası almıyo mu?"
Kadın yadırgar tonda konuştu.
"Heç oluu mu ööle şey?Hem ayıp hemide günaf.Burlaada o parayı dokuncek iisan olmaz.Eşek fırına dönünce, Topal Mıstıva eesiksiz parasını alıp cebine gor."
Olanları gülümseyerek seyreden Ali, iki ekmek alıp, parasını sepete koydu.Pazar kalabalıktı.Çoğu esnaf, Ali'yi tanıyordu.Çağırsalarda, Ali yanındakileri gösterip davetleri geri çevirdi.Kendisinin ve Fatma'nın istediği her şeyi aldı.Şarban'ın gözü balık satan birini arıyordu.Sonunda gördü.
"Anaa balık var hurda?"
"Nerde guzum?"
İşaret parmağıyla işaret etti.
"Ihıcık hu hayvan satan adamın ötesinde."
Fatma, kucağında bebeği Şarban'ın elinden tutarak balık satan adamın yanına gitti.İki büyük sazanı alıp, yanına getirdiği bakır kovanın içine koydu.Adamla pazarlık bile yapmadan parasını ödedi.Bu durum Ali'nin hoşuna gitmedi.
"Bazallık etmeden bi şey almaacan bu dünnedee.Yoosam para dayanmaz."
"İki dene balık mı parayı tükedecek Alı?"
"Tıcaratı bilirim.Alıkan az vereceen, satarkan çok alacaan."
Umursamazca omuz silkti Fatma.
"Tıcaratı sen yapıyon.Benim işim deel."
Dönüş yolunda demir köprüye vardıklarında büyük bir kalabalık toplanmıştı.Bir kaç kadın çığlık atıyordu.Yanaştıklarında, Ali katırdan atlayıp kalabalığın olduğu yere gitti.Kadınların feryadı ortalığı inletiyordu.Ali geriye geldiğinde morali bozulmuştu.
"Ney olmuş Alı?Esgerler neye gelik?"
İstemeye istemeye yanıtladı Ali.
Balık dutan oolan çocuunun biri dereye Candarma ondan gelik."
Moral bozuk şekilde köye döndüler.Pazardan aldıkları balığı pişirdi Fatma.Bol yeşillik koydu sofraya.Birazda helva.Eliyle Şarban'a gel işareti yaptı.
"Guzum gel haydı.Gocaman balık bişirdim istediin gimi."
Şarban, dönüş yolunda karşılaştığı ölüm olayını kafasından atamamıştı.
"Yemeecem.Ende balık ıısan öldürüyo," deyip yatağına yattı.
Şarban'ın bu hali Fatma'yı çok üzdü.Kızının çok hassas bir ruhu olduğunu biliyordu.Yemeği bırakıp kızının yanına uzanıp sarıldı.Ali, olanları umursamadan tıka basa karnını doyurup yattı.