Bugun...



Hastane Balkonundaki Serçeler!

Anneme refakatçi olduğum, özgürlüğümün kısıtlandığı bu hapishane gibi olan hastane odamızda beni hayata bağlayan; umutlarımı arttıran; yaşama sevinci veren, her gün sabah odamızın penceresinden balkona bıraktığım bayat ekmekleri yemeye gelen minik serçeler oldu...

facebook-paylas
Güncelleme: 25-02-2022 12:11:39 Tarih: 25-02-2022 12:02

Hastane Balkonundaki Serçeler!

GÜLDEN SÖKELİOĞLU

Annemin, Milas'tan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne tedavi için yatışının üzerinden bir ay geçti.

Tedavisi olumlu yönde giderken hastanede korona oldu, pandemi servisine yatırıldı ve bizim için sıkıntılı bir dönem başladı.

4. Pandemi Servisinde, doktorlar ve hemşireler hastalarıyla çok ilgililer. Sağlık görevlilerine minnettarım.

Ancak pandemi servislerinde çok katı kurallar var; refakatçinin odadan dışarı çıkması,  hatta koridorda dolaşması bile yasak. İhtiyaçlar ise rica minnet, temizlik görevlisi aracılığıyla kantinden getirtiliyor.

Refakatçi olarak, 15-20 metrekarelik bir odada hapis hayatı yaşamak,  hiç dışarı çıkamamak çok zor bir durum.

Odada televizyon var ama tüm kanalları çekmiyor.

DIŞARIYA ÖZLEM

Fırsat buldukça okuyorum; hatta iki tane kitap bitirdim. Arada zaman geçirmek için bir şeyler yazıyorum.

Ama gözüm, aklım ve ruhum hep dışarıdaki hareketli yaşamda.

Sağlıklı olabilmek için; hapishanedeki tutuklu ve hükümlülerin avluda volta attığı gibi hastane odasında yürüyüş yapıyorum.

Bir aydan fazla hasta yatan annemden tabii ki daha şanslıyım; çünkü odada yürüyebiliyor, dışarısını seyredebiliyorum.

Çağımızın vebası ve cüzzamı olan Koronavirüs, insanları yalnızlığa ve çaresizliğe yöneltti.

Hasta olanı ölüm korkusu nedeniyle ailesi, sevdikleri ziyaret edemiyor; öldüğünde cenaze törenine kimse katılamıyor, acılar hep birlikte paylaşılamıyor.

Ortaçağ'da cüzzamlıar, yerleşim yerlerinden çok uzaklara; kuş uçmaz, kervan geçmez yerlere, mağaralara götürülerek ölüme terkedilirmiş.

Ortaçağ'da, kediler ve sahibi olan kadınlar, şeytan olarak görülüp, yakıldıkları için, Avrupa ülkelerini istila eden büyük farelerin sebep olduğu veba salgınları sonunda milyonlarca insan yaşamını yitirmişti.

KORONANIN KOPARDIĞI HAYATLAR

Koronavirüs salgını nedeniyle Dünya'da, son yıllarda milyonlarca insan yaşamını kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor.

Bilimin olmadığı çağlarda insanlar, salgın hastalıklar karşısında çaresiz kalıyorlardı.

Ama günümüz uzay- teknoloji çağında yine insanlar ve toplumlar salgın hastalıklar karşısında çaresiz kalmakta. 

Koronavirüs her geçen gün yayılıyor; sağlık personellerinin canhıraş mücadelesine rağmen önlenemiyor; sevdiklerimiz, yakınlarımız bu kötü hastalığa teslim oluyor.

Aşılı ve genç olanlar, bu hastalığı çabuk atlatabiliyor ama yaşlı olanlar için bu süreç çok daha zorlu oluyor.

YAŞAM ve SERÇELER

Anneme refakatçi olduğum, özgürlüğümün kısıtlandığı bu hapishane gibi olan hastane odamızda beni hayata bağlayan;

Umutlarımı arttıran; yaşama sevinci veren, her gün sabah odamızın penceresinden balkona bıraktığım bayat ekmekleri yemeye gelen minik serçeler oldu.

Minik serçeler, ekmek kırıntılarını yedikten sonra, balkon demirine konarak teşekkür eder gibi neşeyle ötüşüyorlar.

Sonra da kanat çırparak, tutsak olduğumuz odadan, özgür ruhumu, sevdiklerimin olduğu uzak diyarlara götürüyorlar.

Sağlıklı ve özgürlük dolu günlere kavuşmak umuduyla.




Bu haber 1075 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI