Tweet |
Nevzat Çağlar Tüfekçi
1989-2009 Yılları arasında Milas-Karacahisar köyünde 20 yıl muhtarlık yapan Tacettin Güney, köylerinde bulunan Hydisos(*) antik kentinin kalıntılarının kömür için iş makinalarıyla talan edildiğini belirterek, 'bunlara kim dur diyecek?' diyerek tepkisini dile getirdi.
Yeniköy termik santralına kuş uçumu 3-4 km mesafede olan karacahisar köyü; santralin kurulduğu 1986 yılından bu yana santralin gölgesindeki köy olarak niteleniyor ve santralin bacasından çıkan zehirli gazlardan dolayı köyde kanserden dolayı ölenlerin arttığı ifade ediliyor.
Karacahisar eski muhtarı Tacettin Güney, tarih ve doğa tahribatına karşı ilgisizlik ve vurdumduymazlığa şu sözleriyle tepki gösteriyor:
"Çevremizde orman alanlarında bulunan ve birinci, üçüncü derece sit alanı olan yerdeki kültür varlıkları, ulu orta paletli dev iş makinalariyle talan ediliyor. Bunlara kim sahip çıkacak, kim dur diyecek? Köyümüzün doğusunda bulunan ve ismini oradan alan HYDİSOS Antik kenti bunlardan birisi. Üç beş yıl sonra tarihi kalıntılardan hiç bir şey kalmayacak. Buna kim dur diyecek, merak ediyorum."
(*) Hydisos antik kenti -Milas, Karacahisar köyü
Muğla İli; Milas ilçesinin 29 km. güneyinde Karacahisar Köyü’nün doğusundaki çift zirveli çamlı bir tepe üzerinde yer alan antik kent hakkındaki ilk bilgiler Plinius ve Ptolemaios'dan gelmektedir. Robert da 1930'lu yıllarda yapılan yüzey araştırmasında Hydisos'da inceleme yapmıştır.
Atina Vergi Listeleri'nde 1 talent vergi ödediği bilinmektedir (Attike-Delos deniz biriliği’ne vergi ödüyordu). Roma İmparatorluk Dönemi sikkeleri vardır.
Hydisos'un lokalizasyonu bir yazıt ve sikkeler sayesinde yapılabilmiştir. İki tepe üzerinde kurulu olan kent kısmen korunagelmiş kulelerle desteklenen ve Hellenistik Dönem'e tarihlenen bir sur ile çevrilidir.
Her iki tepe arasında tiyatro ve agora bulunmaktadır. Agoraya bitişik stoalar da vardır [Bean 1976:399-400]. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Şehrin baş tanrısı Zeus Areios bir savaş tanrısı olup, sikkeler üzerinde ya sakallı ve miğferli bir büst olarak veya bütün silahlarını kuşanmış halde ayakta tasvir edilmiştir. Bugün birçoğu sık çam ağaçları içinde kalan kalıntılar arasında Helenistik Döneme tarihlenen şehir surları, agora, bouleuterion, kilise ve daha çok surların dışında kalan ve tipolojik bir zenginliğe sahip nekropolle beraber tanımlanamayan birçok yapı yer almaktadır.
Kaynakça: