Tweet |
SÖYLEŞİ: MEHMET ERDAL
KAZIM YILMAZ İLKOKULU'NUN YAPIMI: “ÖDENEĞİ ZATEN ÇIKMIŞTI”
“PTT'nin karşısındaki Kazım Yılmaz İlkokulu'nu İsmet Tekinalp'ten (TADIM KURUYEMİŞ ve PALAIA OTEL sahibi) önce CHP'li birkaç arkadaşımız yaptırmak istiyordu. Daha sonra, ne hikmetse vazgeçtiler.”
CHP'li bu kişiler Datçalı mıydılar?
“Datçalıydılar. CHP'li genç iş insanlarıydılar. Önce onlar talip oldular. Bunun herhangi bir mahsuru yoktu, keşke yapsaydılar. Burası zaten Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ödeneği çıkmış bir okuldu. Fakat devletin hayır yapmak isteyenin önüne herhangi bir engel çıkardığı yok; hayır yapmak isteyen CHP'li de olsa AK PARTİLİ de olsa tavrı aynıdır. Devlet yapılacak okulun ödeneğinin tamamını çıkarıyor ama yardım yapmak isteyen vatandaş 'Bu okulu ben yaptırmak istiyorum' dediği zaman da 'Hayır' demiyor; elbette sizden istenen bütün şartları yerine getireceksiniz. Okulu siz yaptırmak istiyorsanız bir protokol imzalıyorsunuz, hayırsever olarak, ondan sonra okulu yaptırıyorsunuz. Bu konuda şahsa özel bir durum yok. Nitekim CHP'li kardeşlerimiz geldiler, kaymakam bey ile görüştüler. Maliyeti nedeniyle vazgeçmişler daha sonrasında ama bu arkadaşların içerisinde mimar/müteahhit olan vardı, maliyet hesabı yapmış olmaları lazımdı, yola çıkarken. Talihsizlik olmuş, diyelim. Onlar vazgeçti. Okulu yaptırmak İsmet beye nasip oldu. Ha İsmet bey yapmasa da zaten devlet bu okulu yapacaktı. Ödeneği ayrılmış, yeri de hazırdı. Derslik konusunda ufak bir sıkıntı vardı...”
“Derslik” sayısında mı sorun vardı?
“Evet, bir tık daha artırmak istiyoruz derslik sayısını.”
Binanın kat sayısını artırarak mı?
“Kat sayısı aynı, oturduğu m2 olarak; çekme mesafelerinden dolayı. Bu konuda belediye ile görüşüldü. Belediye Çevre ve Şehirciliğe görüş sordu. O görüş de zannedersem olumlu geldi. Bu konu ile ilgili söyleyeceklerim bunlar.”
Şunu netleştirelim: Kazım Yılmaz İlkokulu'nun yapım parasının tamamını İsmet Tekinalp mi karşılıyor?
“Evet.”
ÖĞRENCİ YURDU: “DATÇA'DA HALİHAZIRDA YURT SORUNU YOKTUR”
“Şimdi söyleyeceklerim Datça Meslek Yüksek Okulu'ndan da teyit edilebilir: Bu okulumuzda yurt sorunundan dolayı, yani bu okulumuza okumaya gelmiş öğrencilerimizin kalacak yurt bulamaması nedeniyle kapanmış bir bölümümüz yoktur.”
Benim bildiğim, 2 yıl üzerinden eğitim veren bu yüksekokulda 4 bölüm var.
“Şu an bu okulumuzda 430 öğrencimiz eğitim görüyor, 4 bölümde. Gerek Datça Kaymakamlığımız, gerekse yüksekokul idaresi Datça'daki otel ve apart sahibi esnaflar ile işbirliği içerisinde bu öğrencilerimizin barınma sorunlarını çözüyorlar. Lakin yurda dair bir talep olursa ilerleyen zamanlarda, yurt da yapılabilir.”
Kalacak ev vb. yer bulamayan öğrenciler talep de bulunurlarsa mı?
“Aynen. Bu konuda şu an bir problemimiz yok. Hem Datça esnafına katkıda bulunulmuş olunuyor, hem de velevki böyle bir problem olsa dahi biz bu yurdu yapmaya muktediriz. Fakat belediye bunun alt yapısını veya işte yolunu yapmaya muktedir mi, onu bilemiyorum.”
Bu konuda somut bir girişim oldu mu? Benim bildiğim bu yüksekokulda okumaya gelen öğrenciler evlerde, apartlarda vb. yerlerde kalıyorlar. Datça'da bir tek bizim mahallede bir öğrenci yurdu var, Hisarlı, o da bu okul öğrencileriyle alakalı değil.
“Değil. O yurt orada kalan öğrencilere ait.”
Üzerinde konuştuğumuz yurt ile ilgili olarak hükümet, devlet, Milli Eğitim ya da bu yüksekokulun bağlı olduğu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi herhangi bir girişimde bulundu mu?
“Şimdi şöyle bir durum var: Talebe göre arz gerçekleştirilir. Şu anda böyle bir talep yok. Yurt yaptınız boş kalmış, bunun hesapları var, giderleri var. Bunları karşılamak tabi ki bir yük. Böyle bir talep yokken bu yurdu yapmanın, sonrasında bu yurdun atıl vaziyette durmasının bir alemi yok.”
Tamam, anlaşılan o ki öğrenciler şu an kendilerine kalacak bir yer bulabiliyorlar...
“Yalnız kendileri değil, hem yüksek okul yönetimi hem de kaymakamlık bu konuda öncü oluyorlar. Bu konuda anlaşma yapılan yerler var, öğrenciler o yerlere yönlendiriliyorlar.”
Bunu kabul ediyorum. Sorun şimdilik böyle çözüldüğü için yurt ihtiyacı yok...
“Yok. Yüksek okulun öğrenci sayısını da belirttim: 430 öğrencimiz var.”
“Yurt ihtiyacı çıkarsa hükümet bu sorunu çözer” diyorsun?
“Tabi. Şunu da söylüyorum: Bu yurdun yapılmasında bir engel yok fakat biraz önce söylediğim gibi bu yurt yapılmaya karar verildiğinde belediyemiz her türlü alt yapıyı yapabilecekler mi? Örneğin, Muğla'da Kötekli'de bir öğrenci yurdu yapıldı, sanırım bir yıldan fazla bir süre maalesef alt yapısını yapamadılar.”
DEVLET HASTANESİ: “YAPILAN HİZMETLERİ GÖRMEK LAZIM”
“Şu an Datça Devlet Hastanemiz (D) sınıfında bir hastanedir, bakanlığımızın belirlediği gruplandırmaya göre. Hastanemizde şu an kadrolu 18 doktorumuz vardır. Biz artı 3 fazlayla, yani 21 doktorla faaliyet yürütüyoruz. Datça için şöyle bir durum da söz konusu: Şu an Datça'da ikamet eden 32 Diyaliz hastamız var. Bu 32 hastamıza Datça Devlet Hastanesi olarak hizmet veriyoruz. Bu hastalarımız hastanenin aracıyla özel olarak evlerinden alınıyorlar, seanslarını gördükten sonra tekrar evlerine bırakılıyorlar. Evet, hastaneyi eleştirebilirsiniz, hastanemizle ilgili bir şeyler söyleyebilirsiniz ama yapılanları görmezden gelmek de hoş değil. Ben daha önceki belediye başkanından (Gürsel Uçar) da rica etmiştim, eleştirdikleri hastanenin yolunu bile maalesef düzeltmiyorlar.”
“Yol” derken kastedilen ana yoldan hastaneye sapan yerdeki yokuş mu?
“Aynen öyle. Yolun o bölümü içler acısı. Kaldı ki bu yola gelinceye kadar Datça'nın genelinin durumu malumunuz. Geçtiğimiz günlerde yağan yağmurda maalesef çoğu sokağımız çamur deryasına döndü. Yani hastanede eksik olabilir, velevki var, şu anki durumumuza göre eksiğimiz yok fakat böyle bir şey varsa biz gerekeni yapalım ama siz daha bir hastanenin yolunu, alt yapısını, üst yapısını, çevresini yardım edip düzene sokmuyorsanız burada kabahat sizde de vardır.”
Bu eksiklikler hastane yönetimi tarafından belediyeye iletilmiş midir?
“Ben kendim bizzat Gürsel başkana iletmiştim. Gene hastanemizle ilgili şöyle bir durumumuz var, bu da zamanında, Mesut Çoban kaymakamımız zamanında kaymakam beyin odasında Gürsel başkana iletildi: Hastanemizin yanında Hazineye ait 8 dönüm bir yer var. Bu arazinin vasfının değiştirilmesi lazım. Belediye 'Bu yerin vasfı sağlık alanıdır' diye karar alırsa biz buraya bir helikopter pisti, bir de 4 nolu 112 istasyonu açmak istiyoruz. Bunların da bakanlıktan ödenekleri çıkmış vaziyette, fakat maalesef önceki dönem başkanımız rica etmemize rağmen gereğini yapmadı, şu anki başkanımız Aytaç Kurt bununla ilgili yardımcı olacağını, prosüdür neyi gerektiriyorsa halledeceği sözünü verdi. Hangimizin ne zaman hasta olacağını, neye ihtiyaç duyacağımızı bilemediğimiz için bu durum siyaset üstü bir durumdur. Datça'nın geneli için de ben şahsım olarak partim adına şunu söyleyebilirim: Datça'nın menfaatine, yararına ne varsa, ne gerekiyorsa biz yapmaya hazırız.”
Bu noktada bir sorum var: Datça'nın yaz nüfusu ile kış nüfusu arasında çok ciddi bir farklılık var, biliyorsunuz. Dahası resmiyette nüfus 25 bin civarında, fiiliyatta 7/24 burada yaşayanlar 50 bin civarında. Şimdi, bakanlık prosedürü gereği Datça'daki Devlet Hastanesi (D) sınıfı demiştiniz ya bu fiili nüfus ile yaz sezonu nüfusu dikkate alındığında örneğin kalp hastalarının kardiyoloğa ya da beyin cerrahına ihtiyaç duyan hastaların durumu var. Bakanlığın bu konularda bir çalışması var mı?
“Şöyle, birincisi yazın ekstra doktorlarımız, hemşirelerimiz, güvenlik personelimiz hastanemize görevlendiriliyor. Bu açık kapatılıyor. İkincisi bugün örneğin bir kalp hastasının yalnızca kardiyoloğa görünmesi yetmiyor. Şöyle ki: Kalbinizden rahatsızsınız ama ek, genel bir muayene söz konusu olabiliyor ya da başka bir ihtiyaç söz konusu olabiliyor. Bunların tamamının burada bulundurulabilecek bir vaziyet yok. Yani, bir de şöyle bir şey var: Talep noktasında düşük kalıyor. Talep düşük kaldığında siz bir kardiyoloğu burada sürekli görevlendirdiğinizde, bu sefer diğer hastanelerde açık oluşuyor. Yani imkan olarak daha fazla bulundurulması gereken yerler varken siz o doktoru Datça'da bulundurmuş oluyorsunuz.”
Bakanlık merkezi olarak Datça'daki bu hasta trafiğini kontrol edebiliyor mu?
“Tabi. Size Datça'da şu an ne kadar hasta, bunun ne kadarının hangi hastalıktan müracaat ettiği, ne kadarının yoğun bakıma gittiği ... bütün bunların hepsi veri olarak bakanlığın elinde var. Biz bir konuda başvuru yaptığımızda bize diyorlar ki 'Bizim verilerimize göre, atıyorum, size bir yılda sadece şu kadar kalpten dolayı, şu kadar beyinden dolayı hasta... gelmiş. Bu oranları karşılamadığı için bu bölümleri açamıyoruz.' Yukarıda verdiğim diyaliz örneği gibi eğer talep olduğu takdirde bu bölümlerde tabii ki ilerleyen zamanlarda açılabilir. (Devam edecek)