Tweet |
MEHMET ERDAL
Datça Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Cemal Demirtaş Datça'da sattığı ürünün fiyatını yazmayan ya da gelen müşterisinin sipariş vermeden önce görmesine olanak verecek şekilde gözle görünür bir yere asmayan işletmeleri kastederek “Fiyat yazmayan işletme kalleştir yani, benim gözümde kalleştir. Neden? Çünkü o fiyatı yazdığı zaman müşteri gelmeyecek diye yazmayabilir. Ben o esnafı istemiyorum. Ben esnafın doğru dürüst olmasını istiyorum.” dedi.
Başkan Cemal Demirtaş birbirleriyle ilintili farklı konularda yaptığımız uzun söyleşimizin bir yerinde “Ben fiyat konusunda da bir şey demiyorum. Ben esnaflara şunu söylüyorum: 'Kardeşim fiyatlarınızı takip edin. Gelen vatandaş sizin işletmede yemek yediği zaman teşekkür etsin, Allah razı olsun desin.' Bir de şöyle var; kardeşim 10 TL.'lik malzemeyi de 20 TL.'ye satmak doğru mudur? Bence doğru değil. Her şeyin mantıklı olması lazım.
Bakın fiyat tarifesi var bizde ama esnafımıza şunu söylüyorum: 'Arkadaşlar, fiyat tarifelerinizi mutlaka vatandaş tarafından görülebilecek bir yere asın. 'Köfteyi 1500 TL. yazıyor. Vicdanının elveriyorsa köfteyi 1500 TL.'ye sat. Vatandaş da geldiğinde o 1500 TL.'yi görüp yiyorsa kusura bakmasın...”
“Önceden mutlaka görsün” diyorsunuz?
“Tabii. Şöyle düşün: Bizim burası turistik bir yer. İnsanlar arkadaşlarıyla geliyor, ne bileyim nişanlısıyla geliyor, dostu ile geliyor... her türlü gelebiliyor. Oturdular bir restorana. Bir hesap geldi, cebinde 3 bin TL. var. Öyle ya canı çekti balık istedi, kalamar... istedi. Bir hesap geldi, 5 bin TL. mağdur oldu ya da olmadı 5 bin TL.'nin hepsini ödedi. Bu da doğru değil, bence. Fiyatlar görünebilir bir yerde olduğu zaman, en azından bazı kalemlerde olabilir. Bazı işletmeler diyelim ki 50 kalem ürün çıkarıyor olabilirler. Gelen müşteri belirli kalemlere baktığı zaman orada ne yiyebileceğini tahmin edebilmeli; cebine bakıp 'Ben burada bir tabak kalamar yiyebilirim, ne bileyim bir Çupra yiyebilirim, bir tane de ufak rakı içebilirim. Bunların ederini de ödeyebilirim.' demesi lazım.
Sen 10 TL. malzemeye 1000 TL. yazmış olabilirsin. Vicdanen rahatsan sıkıntı yok ama gelen müşteri o 1000 TL. fiyatı görüp bile bile o ürünü yiyor ise o zaman o fiyata ses çıkarmaya hakkı da yok. Örneğin, bir işletme fiyat listesine 'Kalamar 1000 TL.' yazmış. Sen de gitmiş fiyatın o olduğunu bile bile o kalamarı yemişsin. Şimdi neden şikayet ediyorsun? Kusura bakma. Sattığı ürünlerin fiyatları belli olmayan bir işletmeye oturdu yedi, içti. Hesap ödenirken burada kavga çıkar.”
Sosyal medyaya çok sık yansıyan örnekler var. Şöyle: Deniyor ki “İşletmenin girişinde herhangi bir fiyat listesi görmedik. Biz geldiğimiz yerdeki fiyatlardan hareketle bir öngörüde bulunarak yedik içtik. Yeme içme bitince önümüze bir fatura geldi, şok olduk.” Böyle bir şikayet geldiğinde, bana geldiğinde “Datça Kaymakamlığına ve Datça Belediyesine gidin” diyorum, size geldiğinde ne yapıyorsunuz?
“Şöyle yapıyorum: 'Fiyat tarifesi yok muydu?' diye soruyorum. Bazısı 'Yoktu' diyor. Bakın, fiyat tarifesi müşterinin görebileceği bir yerde yazılı olarak yoksa, ilgili merci 5 bin TL. ceza yazsın o işletmeye ben 'Hayır' demem. Fiyat tarifesi yoksa ceza yazsınlar. Sıkıntı yok. Bir işletmede, eğer işletme vicdanen rahatsa, fiyatlarından da eminse fiyatını yazmasında hiçbir sakınca yoktur. Ürettiği ürünlerinin fiyatını yazmayan işletme kalleştir yani, benim gözümde kalleştir. Neden? Çünkü o fiyatı yazdığı zaman müşteri gelmeyecektir diye fiyatları yazmayabilir. Ben böyle esnaf istemiyorum. Ben esnafın doğru dürüst olmasını istiyorum. Yani 5 bin TL. yazabilirsin sattığın kalamara, vicdanen rahatsan yaz 5 bin TL. O Kalamarı 5 bin TL.'ye yemek isteyen gelsin, yesin. Böyle müşteri de geliyor bana. Daha yeni sohbet esnasında, benim Datça Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı olduğumu da bilmiyor. Arkadaşlar Polonya'da çalışıyorlarmış. Geldiler, diyorlar ki 'Arkadaş, Kumluk'da bir yerde Barbun yedik. 3 bin 200 TL yazmışlar. Bu bize biraz şey geldi vs.vs... Sonuçta 4 600 TL. ödedik iki kişi.' 'Arkadaşım' dedim, 'Sen fiyatlara bakmadın mı?' 'Baktım' diyor. 'Eee o zaman ne konuşuyorsun?' dedim. 'İşletmeye oturduğunda sana söylemediler mi? Yazıyor da. Peki neden yedin o zaman orada? Şimdi bana bunları anlatmana gerek yok. Sen fiyatları görmüşsün, kabul etmişsin. Etmeseydin.' Böyle vatandaşlar da var. Kimisi 'Fiyat tarifesi yoktu' diyor. Onlarla ilgili 'uyarı' yapıyorum Oda başkanı olarak, bütün esnafıma mesaj da atıyorum.
Fiyat tarifelerimiz var ama fiyat tarifelerimiz güncelliğini korumuyor. Bir fiyat tarifesi esnafımıza 5-6 yüz TL.'ye mal olduğu için ben artık fiyat tarifesini toplu olarak mesaj atıyorum yıl başında ama günümüz şartlarında fiyatlar çok çabuk değişiyor. Örneğin bugün 10 TL.'ye aldığı bir tüpü, yarın 30 TL. alıyor. Burada fiyat tarifeleri bunların üzerine binmeye başladığında onun hesabını yapamıyoruz. Ben en çıkar yol olarak dedim ki esnafımıza, tabi bunu kaymakamımız ve belediyemizle de görüşüyoruz, 'Mutlaka işletmenizin görünebilir bir yerine sattığınız ürünlerin en azından bazı kalemlerini, yani uygun, en çok, en yoğun sayılan kalemlerinizin fiyatlarını yazın.' Bu ne olur? Balık olur, kalamar olur, soğuk mezeler olur, Rakı olur... Ne bileyim bunların fiyatlarını yaz kardeşim.
Şimdi fiyatını görmeden 3 TL.'lik malzemeyi 5TL. yazacağına müşteri o listede görsün, itiraz ettiğinde 'Benim fiyatlarım burada. Sen de bunu gördün.' desin. O zaman her şey adaletli olur ama kalleş oynamak esnaflığa yakışmaz. Ben bu yapılanı onaylamıyorum, böyle esnaf istemiyorum da.
Benim için esnaf dediğin dürüst olur!”
06.06.2024 günü yaptığımız söyleşide Oda başkanımızın yaptığı bu uyarılar işe yarayacak mı? İlk elde Kurban Bayramı süresince Datça'yı ziyaret edecek vatandaşlarımızın sosyal medyaya yansıması kaçınılmaz tepkilerine bakıp göreceğiz.